Dairenin kararına göre, mirastan kaynaklı tapu ve intikal işleri bulunan Ankara'da yaşayan bir kişi, bu sırada kendisini "Kamu Güvenliği Teşkilatı İstihbarat Daire Başkanı" olarak tanıtan sanıkla tanıştı. Tapu işlemlerinde yardımcı olacağını belirten sanık, mağdurdan kendisine para göndermesini istedi.
Farklı seferlerde banka hesabı üzerinden sanığa 7 bin 795 lira para gönderen mağdur, işlemlerinin yapılmaması üzerine dolandırıldığını anladı ve şikayetçi oldu.
Soruşturma sonucu kimliği tespit edilen dolandırıcı hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 157. maddesinde düzenlenen ve 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ile 5 bin güne kadar adli para cezası verilmesini öngören "dolandırıcılık" suçundan kamu davası açıldı.
Yargılamayı gören Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, etkin pişmanlıkta bulunarak mağdurun zararını gidereceğini belirten sanık hakkında, takdiri indirimin ardından 5 ay hapis cezasına hükmetti.
Mahkeme kararına mağdur tarafı cezanın az olduğu, sanık tarafı ise fazla ceza verildiği iddiasıyla itirazda bulundu.
Yargıtay "zincirleme suç" işlendiğine hükmetti
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, eylemin birden fazla kez gerçekleştirildiği, bunun daha ağır cezayı gerektiren "zincirleme dolandırıcılık" kapsamında olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını oy birliğiyle bozdu.
Dairenin kararında, "Aynı suç işleme kararı kapsamında farklı gerekçelerle ve farklı zamanlarda katılandan birden fazla kez menfaat temin eden sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur." tespitinde bulunuldu.
Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesinde, dolandırıcılık suçunun zincirleme şekilde işlenmesi halinde faile verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılacağı düzenleniyor.