NATO ve AB ülkelerinin Ukrayna'ya asker göndermeyi tartıştığı bir dönemde NATO'da önemli bir yere sahip Macaristan'dan kritik bir açıklama geldi.
Macaristan merkezli Radyo Kossuth'a demeç veren Orban konuşmasında şu cümlelere yer verdi:
2-3 ay önce hayal edilmesi imkansız olan bir şey, 2-3 ay sonra gündelik bir olay haline geliyor. Almanların Ukrayna'ya öldürücü silahlar göndermeye hazır olmadıklarını, ekipman ve kask göndermeyi tercih ettiklerini söylediğini hatırlıyorum. Şimdi ise Almanya'nın Moskova'yı vurabilecek füze sistemlerini Ukrayna'ya vermesi gerektiğini konuşuluyor.
Brüksel'deki politikacıların Rusya'ya karşı Ukrayna saflarında kendi savaşlarını yürüttüğünü ve AB'nin başkentinde savaş atmosferinin, savaş söyleminin ve savaş mantığının hakim olduğunu vurgulayan Orban, Budapeşte'nin ise sağduyuyu tercih ettiğinin altını çizdi.
Orban, Macaristan'ın çatışmanın bir taraf seçme zorunluluğu bulunan bir futbol maçı olmadığına inandığını da vurguladı.
'Avrupa Birliği Soros'un esiri'
Macaristan Başbakanı Orban, Avrupalıların çoğunun Ukrayna'daki çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesini istediğini ancak Avrupa'daki kurumların ABD'li milyarder George Soros'un kuruluşlarına sıkı sıkıya bağlı olduğunu, bu nedenle Brüksel'in barış odaklı bir politika başlatamayacağını söyledi.
Radyo Kossuth'a demeç veren Orban şu cümeleleri kaydetti:
Avrupalı liderler, Avrupa kamuoyunun barıştan yana olan partileri daha fazla, savaş yanlısı partileri ise daha az destekleyeceğini düşünüyor. Avrupa'da barışa yönelim başarısız oluyor zira Brüksel aslında George Soros ağının esiri. Soros'un ağı Avrupa kurumlarına yerleşmiş durumda.
Soros'un 30 yılını harcayarak kurduğu imparatorluktan insanların sadece kamuoyunu etkilemekle kalmayıp aynı zamanda 'kendi istekleri için gereken paranın bir kısmını Brüksel'in kasasından alabilecek kadar güçlü bir müzakere pozisyonuna' sahip olduğunu dile getiren Orban, "Onlar aynı zamanda Avrupa Komisyonu'nda, Avrupa Parlamentosu'nda ve bazı başbakanlar Soros tarafından atanıyor" diye ekledi.
Macaristan Başbakanı, Avrupalıların Parlamento seçimlerinde 'savaş yanlısı politikacıların' performansına ilişkin değerlendirmelerini ifade edebileceklerini, Macar yetkililerin ise önemli konularda düzenli olarak kamuoyu yoklaması yaptıklarını kaydederek son ankete göre Macarların yüzde 86'sının Ukrayna'ya Batılı askerlerin gönderilmesine karşı çıktığını hatırlattı.
Putin, Macron'a Napolyon'u hatırlatmıştı
Bu ayın başında başkent Paris'te Ukrayna'ya destek konulu toplantının ardından bir basın toplantısı düzenleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Bugün her şey (asker gönderme olasılığı dahil) özgür ve doğrudan bir şekilde tartışıldı. Bugün resmi bir şekilde kara birliklerinin gönderilmesi konusunda bir fikir birliği yok. Ancak durumun gelişiminde hiçbir şey göz ardı edilemez. Rusya'nın bu savaşı kazanmaması için her şeyi yapacağız” diyerek fitili ateşleyen ilk sözleri sarf etmişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un NATO ve AB ülkelerinin Ukrayna'ya asker göndermesini öngören teklifine Federal Meclis konuşmasında yanıt veren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Ukrayna'ya NATO askeri birlikleri gönderme olasılığından bahsetmeye başladılar. Ancak biz, bir zamanlar ülkemizin topraklarına asker gönderenlerin akıbetini unutmadık" diyerek Napolyon'un Rusya topraklarında uğradığını tarihi yenilgiyi hatırlatmıştı.
Putin, seçim zaferinden sonraki ilk açıklamasında da, son zamanlarda Rusya'ya karşı sert açıklamalar yaparak birlik göndermenin ihtimal dışı olmadığını dile getiren Macron'un tutumuna değinerek "NATO ülkelerinin askerleri halihazırda orada varlık gösteriyor ve çok sayıda can kaybı veriyor. Rusya için burada yeni bir şey yok. Bunların Ukrayna'daki paralı askerlerin varlığından pek farkı yok. Fransa'nın Ukrayna'daki barış anlaşmasında rol oynamasını isterdim. Yine de onlar için henüz her şey kaybedilmiş değil" mesajını göndermişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un NATO ve AB ülkelerinin Ukrayna'ya asker göndermesini öngören teklifine Federal Meclis konuşmasında yanıt veren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Ukrayna'ya NATO askeri birlikleri gönderme olasılığından bahsetmeye başladılar. Ancak biz, bir zamanlar ülkemizin topraklarına asker gönderenlerin akıbetini unutmadık" diyerek Napolyon'un Rusya topraklarında uğradığını tarihi yenilgiyi hatırlatmıştı.
Putin, seçim zaferinden sonraki ilk açıklamasında da, son zamanlarda Rusya'ya karşı sert açıklamalar yaparak birlik göndermenin ihtimal dışı olmadığını dile getiren Macron'un tutumuna değinerek "NATO ülkelerinin askerleri halihazırda orada varlık gösteriyor ve çok sayıda can kaybı veriyor. Rusya için burada yeni bir şey yok. Bunların Ukrayna'daki paralı askerlerin varlığından pek farkı yok. Fransa'nın Ukrayna'daki barış anlaşmasında rol oynamasını isterdim. Yine de onlar için henüz her şey kaybedilmiş değil" mesajını göndermişti.
'2 bin asker hazırlanıyor'
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin, önceki gün bir açıklama yaparak Fransa'nın Ukrayna’ya göndermek üzere yaklaşık 2 bin asker hazırladığı bilgisini vermişti.
"Ülkenin mevcut yönetimi sıradan Fransızların ölümünü ve generallerin endişelerini umursamıyor. Rusya Dış İstihbarat Servisi’ne ulaşan bilgiye göre, Ukrayna’ya ilk aşamada yaklaşık 2 bin kişiden oluşacak bir birlik gönderilmeye hazırlanıyor" diyen Narışkin, Fransız birliğinin Rus ordusunun öncelikli hedefi haline geleceğini vurgulamıştı.
"Ülkenin mevcut yönetimi sıradan Fransızların ölümünü ve generallerin endişelerini umursamıyor. Rusya Dış İstihbarat Servisi’ne ulaşan bilgiye göre, Ukrayna’ya ilk aşamada yaklaşık 2 bin kişiden oluşacak bir birlik gönderilmeye hazırlanıyor" diyen Narışkin, Fransız birliğinin Rus ordusunun öncelikli hedefi haline geleceğini vurgulamıştı.