Napoli Antica, Genel Müdürü Birkan Saytaş, Türkye’de birçok İtalyan şef bulunduğunu kaydetti:
“Türkiye’de çok iyi İtalyan şefler var. İtalyan peynirine çok rahat ulaşmaları şefleri de çok mutlu ediyor ve farklı reçeteleri deneyebilmelerine imkan tanıyor. Bu sayede insanlara farklı tabaklar sunabiliyorlar.”
Çıkış amaçlarının zanaatkar bir peynir atölyesi olmak olduğunun altını çizen Saytaş, burratanın sadece paralı müşterilerin değil, herkesin ulaşabildiği bir tüketim ürünü olması gerektiğini belirtti:
“Çıkış amacımız artizan bir peynir üretim atölyesi olmaktı. Her zaman Boğaz bölgesi ve menülerinde İtalyan peynirlerini kullanan işletmelere ve kişilere yakın olmak istedik. Burratayı hemen yiyip bitirmeniz gerekiyor. Eskiden 150 gr burrata satılıyordu şimdi artık 50 gr satılıyor. İtalya’da bu peynirlere herkes ulaşabilirken Burrata ve mozerellayı ülkemizde çok az bir kesim yiyebiliyor. Burrataya sadece A plus müşteri değil, herkes ulaşabilmeli.”
İtalyan peynirleri hakkında detayları paylaşan Birkan Saytaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tam yağlı taze peynirler kendi aralarında; Burrata İnek, Burrata Manda, Mozzarella, Fior Di Latte, Ricotta, Stracciatella olarak ayrılıyor. Tam yağlı olgunlaştırılmış peynirler de Caciotta, Silano, Caciocavallo, Scamorza, Scamorza İsli Tereyağı; Sarımsaklı Baharatlı, Trüf Mantarlı olarak sınıflandırılıyor” diyen Saytaş “Peynirin yanına balsamik sos yakışmaz. Lezzetin özü iyi bir zeytinyağı ve kızarmış ekmektir. Pesto da burratanın vazgeçilmezidir.”