Kötü şöhretiyle adını tarihin karanlık sayfalarına yazdıran Nijeryalı dolandırıcı Emmanuel Nwude, gerçekleştirdiği hayali ticarette 'gerçekte var olmayan bir havalimanını' sattı.
Ünlü dolandırıcının, olmayan havalimanı için biçtiği fiyat 242 milyon dolardı. Bu rakam, Türk Lirası üzerinden hesaplandığında, karşımıza yaklaşık '7.67 milyar TL' gibi kabarık bir fatura çıkıyor.
Nasıl dolandırdı?
Nwude o dönem, ülkenin en eski bankalarından biri olan Nijerya Birlik Bankası'nın (PLC) müdürü olarak son derece saygın bir konuma sahipti. Daha da önemlisi; konumu, başkalarının sahip olamayacağı bazı önemli bağlantı, bilgi ve belgelere erişebilmesine olanak tanıyordu.
Ünlü dolandırıcının kurbanı ise Brezilya merkezli Banco Noroeste'nin müdürü olan Nelson Sakaguchi'ydi. 1995 yılında gerçekleşen bu olay, Birleşik Krallık'taki "Barings Bank skandalı" ve "Irak Merkez Bankası'nın Kusay Hüseyin tarafından yağmalanması" olaylarının ardından, "bankacılık tarihindeki en büyük üçüncü suç" olarak kayıtlara geçti.
Tescilli dolandırıcı Nwude, meslektaşı Bay Sakaguchi'yi, Nijerya'nın Abuja kentinde devam eden bir "havaalanı inşaatından" haberdar etti ve söz konusu havalimanının satışına aracılık etmesi halinde, "10 milyon dolara kadar komisyon alabileceğini" söyledi. Sakaguchi 191 milyon dolar nakit ödeme yaparak havalimanını satın almaya karar verdi.
Banco Noroeste, 1997 yılında başka bir grup tarafından satın alınmadan evvel, mali durum incelemesi yapıldı. "Sermayenin neredeyse yarısının neden Cayman Adaları'nda olduğu" büyük bir muammaydı.
Mali tabloda kocaman bir kara delik; görünürde ne bir pist ne de bir terminal vardı, fakat havalimanı alımı için ödeme yapılmıştı. Üstelik hiçbir yetkili, neler olduğu konusunda bir fikre sahip değildi. Olayı soruşturan müfettişler dosyaların ararasında, 242 milyon dolara mal olan, "tarihin en büyük yolsuzluk davalarından biriyle" karşılaştı.
Cumhuriyet'in haberine göre, Banco Noroeste, 2001 yılında çökmeden önce sahipleri, dolandırıcılığın bedelini kendi ceplerinden ödedi.
Sanıklar Hakim karşısında
2004 yılında, Nwude ve liderliğini yaptığı çetenin tüm üyeleri, 100'e yakın sahtekarlık ve bir düzine rüşvet suçlamasıyla hakim karşısına çıktı.
Dolandırıcılıktan elde ettikleri finansmanı gözleri gibi koruyan çete üyeleri, hemen hemen tüm suçluların yaptığı gibi "suçsuz olduklarını iddia etti" ve mahkeme görevlilerini rüşvete boğmaya devam etti.
Mahkeme, sonunda bir numaralı mağdur, Japon asıllı Brezilyalı bankacı Nelson Sakaguchi'yi tanık olarak getirmeyi başardı. İşlerin daha da büyümesinden korkan Nwude, suçunu kabul etti ve karşılığında 25 yıl hapis ve 10 milyon dolar para cezasına çarptırıldı.
Ülkedeki adalet, güvenlik ve denetim makamlarını rüşvete boğan Nwude, "tam iki yıl sonra, 2006 yılında hapisten çıktı." Büyük dolandırıcı, hapisten çıkar çıkmaz "el konan mal varlıklarını geri almak için" dava açtı.
Şimdiye kadar 167 milyon dolarını (yaklaşık 5.30 milyar TL) geri almayı başardığı söyleniyor.
Sülün Osman kimdir?
Sülün Osman ya da Osman Hoca lakaplarıyla tanınan Osman Yazmacı, 1889 yılında İstanbul'da doğmuştur. 20. yüzyılın başlarında yaşamış ünlü bir dolandırıcıdır.
En meşhur dolandırıcılığı, 1928 yılında Galata Köprüsü'nü satmasıyla gerçekleşmiştir. Bu efsanevi hikaye, onun halk arasında geniş çapta tanınmasına yol açmıştır.
Sülün Osman'ın filmlere konu olan dolandırıcılıkları genellikle sahte evraklar, kimlikler ve ikna kabiliyeti üzerine kuruluydu. Hikayelere göre, o kadar ikna edici konuşurdu ki insanlar ona inanır ve son derece değerli varlıkları, hatta kamu mülklerini satın aldıklarını düşünerek kendisine para öderlerdi.
Birçok dolandırıcılık suçundan, defalarca hapis cezasına çarptırılan ve 1948 yılında İstanbul'da hapishanede hayatını kaybeden Sülün Osman'ın, Galata Köprüsü dışında Kız Kulesi ve hatta Dolmabahçe Sarayı'nı da sattığı söylenir.