3. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin zemin katındaki çok amaçlı konferans salonda görülen duruşmaya, sanıklar Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile bağlandı.
Duruşma sanıkların kimlik tespitiyle başladı.
Kuzey Kıbrıs'tan sporcu, öğretmen ve tur rehberinin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği otele ilişkin duruşma nedeniyle adliyede geniş güvenlik önlemi alındı.
Duruşmaya, Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ünal Üstel, yaşamını yitiren sporcuların aileleri ile taraf avukatları katıldı.
Başbakan Üstel, adliye önündeki gazetecilere, depremlerde hayatını kaybeden yaklaşık 50 bin kişinin arasında Kuzey Kıbrıs vatandaşları ve "şampiyon meleklerin" de bulunduğunu söyledi.
Acılarının büyük olduğunu ifade eden ve 100 kişilik heyetle Adıyaman'a gediklilerini ifade eden Üstel, şunları kaydetti:
"Dava bizim için çok önemlidir. İsias Oteli davası, depreme ilişkin davalardan biridir. Dolayısıyla dava görüşülecek ve çıkacak netice hem Türkiye açısından diğer davalara emsal açısından önemlidir, hem de KKTC için çok önemlidir. Çünkü İsias davası bizim de davamızdır. Biz Türkiye Cumhuriyetinin yüce Türk adaletine güveniyoruz. Kanunlar çerçevesinde yargılama sürecinde suçluların alacakları cezalar diğer davalarda emsal olacaktır. Bundan dolayı önemlidir. O yüzden acılarımız büyüktür ve paylaşıyoruz. Dava sonuçlanana kadar Adıyaman'da kalacağız. Adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır."
'Sanıklar cinayetle yargılanmalı'
Şampiyon Melekler Derneği Başkanı Ruşen Karakaya ise amaçlarının sadece İsias Oteli'ne ilişkin davada sanıkların cezalandırması olmadığını vurguladı.
Tüm depremzedeler için Adıyaman'da bulunduklarını aktaran Ruşen, "Deprem bu ülkenin bir gerçeğidir. Aktif fay hatlarında deprem olması kaçınılmazdır. Tarih yüzyıllarca bu coğrafyada depremlere tanık olmuştur ama binlerce masumun canlarını alan bizleri de diri diri öldüren depremler değildir adete toplu mezar inşa eden ve bunlara katkı sağlayan ve göz yumanlardır. İsias Oteli'ni yaratan her birey suçludur. Deprem sanıklarının tümü cinayetle yargılanmalıdır." dedi.
Şarkıcı Haluk Levent de yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanında olmaya gayret edeceğini dile getirerek, davanın takipçisi olacağını aktardı.
Turist Rehberleri Birliği Başkanı Hakan Eğinlioğlu da suçluların cezalandırılmasını temenni etti.
'Üzerime atılan suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum'
Mahkemede ilk olarak Otel Sahibi Ahmet Bozkurt’un savunması alındı. SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan Ahmet Bozkurt, savunmasına depremde hayatını kaybedenler için başsağlığı dileklerinde bulunarak başladı. Bozkurt, otelin yapım sürecinden bahsederek otelin yönetim kurulunun oluşumuyla ilgili bilgi verdi.
Ahmet Bozkurt, “İddia edildiği gibi kat fazla çıkma diye bir şey yok. Bu iddiaları kabul etmiyorum. 2017 yılında imar barışı çıkmadan önce teras olan yeri, şu anda fazla kat diye iddia edilen yeri, pergole ile kapattım. Kesinlikle betonarme yoktur. O bölümde tuğla ve beton kullanmadım. 2017 yılında imar yasası çıktığında başvuruyu yaptık. Burada kesinlikle ve kesinlikle kat fazlası yok. Otel açabilmek için anonim şirketi kurabilmem için 5 tane ortak olması gerekiyor. Ben de evlatlarımı, eşimi ve işle hiç ilgisi olmayan kişileri kendime ortak ettim. Ama yönetim kurulu başkanı benim, yetki bende, tek başıma yetkiliyim” dedi.
Mahkeme Başkanı tarafından, 2014 ve 2015 yılında kapasite arttırıldığı, beton kalitesinin gerekli şartları sağlamadığı, bina yapılırken bazı yükümlülükleri yerine getirmediği yönündeki savcılık iddianamesi soruldu.
Mahkeme Başkanının sorusu üzerine Ahmet Bozkurt, “Bana atılan ve kabul etmediğim suçlamalardan dolayı bir suç varsa suç benimdir. Benim çocuklarıma iftira atılmıştır. Çocuklarımın bu işle hiç alakaları yoktur. Çocuklarımda benimle birlikte tutuklular. Ondan dolayı evlatlarımın yetkilerinin olmadığını anlatmak istedim. Bana atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Çünkü bu iftiraları atan insanlar yada da şahıslar buranın hiçbir bilgisini almadan, tamamen kulaktan dolma bilgilerle iftira attılar. Benim otelim 1992 yılında projem bittikten sonra 1993 yılında başladı ve 1994 yılında bitti. Benim burayı ev olarak kullandığım yönünde varsa böyle bir şey ihbar etsinler. Benim bu kadar özen gösterdiğim, bir otelimden dolayı beni suçlu gördüler. Yan binaları otele kattığımı, otelin altında otopark olduğunu iddia ettiler. Bana yalan iddialarda bulundular, iftira attılar. Bu iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Otelimde projenin dışında usulsüz hiçbir şey yoktur. Asrın felaketleri diye adlandırdığımız depremin şiddetinin yüksek oluşudur. Benim binam 32 yıllık binadır. En son Samsat ilçesinde deprem oldu. Samsat ilçemiz yerle bir oldu. Depremde il ve ilçede hasar oldu. Benim otelimin bitişik nizamdaki bulunan binalarda çatlamalar oldu. Benim otelimde sıva çatlağı dahi olmadı. Ben evlatlarıma, torunlarıma miras bırakmak için bu oteli özenerek yaptım. Depremden önce Aksaray’da yaşayan evladım ve torunlarım Adıyaman’a gelmişlerdi. Eğer Pazar günü kar yağmamış olsaydı, benim bütün ailem ve evlatlarım, torunlarımda o telde kalacaktık” diye konuştu.
Sanık Ahmet Bozkurt, kendisinin kanser hastası olduğunu ve ceza alması durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etti.
Sanık Avukatı Fuat Göktaş, Cumhuriyet Savcılığı tarafından depremden 6 gün sonra alınan numune örneklerinin alınmasının ardından 8 ay sonra yeni numune alınmasının usule uygun olmadığını itiraz haklarının saklı olduğunu söyledi.
Müşteki avukatları çapraz sorguda, "Zemin etüdü bulunmayan bir yerde ruhsatı nasıl aldınız" diye sordu. Sanık Ahmet Bozkurt bu soruya, “Zemin etüdü yasaların emrettiği bir konudur. Bunu belediye istiyor. Belediyenin yaptırması lazımmış. Benim zemin etüdü yaptırma yetkim yok. Belediye orayı imara açtığı zaman zemin etüdünü yaptırıp, nasıl bir bölge olduğunu hesaplatıp ona göre imara açılması gerekiyordu. Statik hesabı, deprem yönetmenliğine göre yapılır. 1975 imar yasasına göre yapılıyor” şeklinde cevap verdi.
Ahmet Bozkurt, kolonların üst katlara doğru inceldiği iddialarını yalanlarken, bazı teknik konuların belediye yetkililerine sorulması gerektiğini sık sık dile getirdi.
Ahmet Bozkurt’un çapraz sorgudaki cevaplarına zaman zaman bazı müşteki yakınları tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı, yaklaşık 5 saatin sonunda duruşmaya ara verdi.