2023'TE NELER OLDU?

Yılın çığır açan bilimsel gelişmeleri: Kozmik patlamalardan, 'zamanın ötesinden’ fotoğraflara…

2023, bilim dünyasının kilometre taşlarını aştığı senelerden biri oldu. Yapay zekanın da yardımıyla insanlık, uzayın 'zaman ötesi' fotoğrafını çekerken, enerjiyi de ışınlamanın formülünü buldu. Gözlerin Mars'tan Ay'a çevrildiği bu yıl, 'karanlık yüzün' keşifleriyle tarih sayfasında yerini aldı. Daha pek çok bilimsel gelişme Sputnik'in derlemesinde.
Sitede oku
Bilim ve teknoloji alanında dönüştürücü gelişmelerin yaşandığı 2023 yılı, yapay zekanın çokça konuşulduğu, insanlığın uzay keşiflerinde çığır açan adımlarına sahne olan ve dünyayı da etkileyen bir çok kozmik olayın yaşandığı bir sene olarak tarih sayfalarında yerini aldı.
Uzay araştırmalarındaki derin keşiflerden, tıp ve teknolojideki çığır açan yeniliklere kadar görülmemiş başarılara imza atan insanoğlu, kapasitesinin sınırlarını her sene olduğu gibi bu sene de zorlamaya devam etti. Söz konusu keşifler yalnızca evrenin gizemlerini aydınlatmakla kalmadı, aynı zamanda endüstri, sağlık hizmetleri ve varoluşsal sırların aydınlanması için de umut oldu.
Kuantum bilişimde yeni bir çağın doğuşuna tanıklık edilirken, gezegenler arası yolculuğun da ilk adımlarının atıldığı 2023’ün kilometre taşlarını Sputnik sizler için derledi.

2023’ün uzay macerası: Dünya dışında yaşamın izleri, kayda geçen en büyük sismik olay

Sovyetler Birliği'nin Sputnik-1 uydusunu uzaya fırlatması ile başlayan uzay yolculuğu 2023’te 66. yılını geride bırakırken, yılın öne çıkan ilk bilimsel gelişmesi, NASA’nın 11 Oak’ta Dünya benzeri bir ötegezegen olan LHS 475 b'nin çığır açan keşfini duyurması ile hayıtlara geçti. İlk kez bir ötegezegenin varlığını doğrulamak için kullanılan James Webb Teleskobu’nun bu buluşu, gezegende yaşam olup olmadığına dair araştırmaların da öncüsü oldu.
James Webb Uzay Teleskobu, ‘uzaylı’ araştırmalarına Dünya'ya yaklaşık 500 ışık yılı mesafede yaşam için gerekli elementleri içeren moleküler bulutu tespit etmesi ile devam etti. Bilimsel analizlerden geçen moleküler bulutların bugüne kadar ölçülmüş en derin ve en soğuk buzlar olduğu, yaşanabilir ortam için gereken karbon, hidrojen, oksijen, nitrojen ve kükürt gibi birkaç temel element içerdikleri tespit edildi.

Uzayda su bulmak artık hayal değil

Temmuz ayında ise Kızıl Gezegen’de bulunan keşif aracı Perseverance, Mars yüzeyinde ilk kez organik bileşiklerin izlerini ortaya çıkardı. Bu keşif, bilim insanlarına Mars’ta yaşam olasılığıyla ilgili önemli veriler sağlaması açısından yılın en çok konuşulan araştırmalarından biri oldu. Bu keşiften hemen önce Çin'in yer aracı Curong, Mars kumullarında yaptığı incelemede, iklimin 400 bin yıl önce önemli ölçüde değiştiğine dair deliller bulmuş, gezegendeki son buzul çağının bittiği tarihi açıklamıştı.
Uzay’da suyun izleri sadece Mars ile sınırlı kalmadı. Yakın kızılötesi tayfçeker cihazı kullanan astronomlar, Jüpiter ile Mars arasında yörüngede bulunan 238P/Read Kuyruklu Yıldızı'nın etrafında su buharı olduğunu doğruladı.

Mars'ta oksijen üretildi, gözlemlenebilen en büyük sismik olay kayıtlara geçti

Kozmik bilimcilerin araştırmaları, eski mikrobik yaşamın varlığına işaret eden ve Kızıl Gezegenin tarihi ve yaşanabilirliğine ilişkin kavrayışı değiştiren bulguları bunlarla da bitmedi. Perseverance gezgininin, Mars'ta bir astronotun üç saat hayatta kalmasına yetecek kadar oksijen ürettiğinin açıklanması, bilim dünyasında heyecan yarattı.
Şimdiye kadar tespit edilmiş en büyük sismik olay olarak tarihe geçen veriler de yine Kızıl Gezegen’den geldi. Uyduların verilerini inceleyen bilim insanları Mars'ta 6 saat süren 4.7 büyüklüğünde bir deprem gerçekleştiğini ve bunun bir rekor olduğunu duyurdu.

‘Uzaylı fosili’ iddiası dünya gündemine oturdu

Meksika’da ‘insan olmadığı’ iddia edilen iki varlığın kalıntılarının sunulması, seneye damga vuran bir diğer dünya dışı yaşam konusu oldu. Öyle ki, gazeteci ve ufolog Jaime Maussan tarafından dünyaya duyurulan iki ‘ceset’, Meksika Kongresi’nde sergilendi. Pek çok bilim insanını harekete geçiren olay sonrası Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi Fizik Enstitüsü, mumyaların ‘uzaylılara’ ait olduğu iddialarını yalanladı. Böylece insanlık bir kez dafa ‘rahat bir nefes’ alsa da bu iki cismin fotoğrafları hafızalara kazınmış oldu.

İnsanlığın şimdiye kadar tanık olduğu en büyük kozmik patlama

Yılın en ilgi çeken olaylarından biri, bilim insanlarının şimdiye kadar tanık olunan en büyük kozmik patlamaya tanık olması ile yaşandı. Araştırmacılar, bu patlamanın bilinen tüm patlayan yıldızlardan ya da süpernovalardan 10 kat daha parlak olduğunu ve yıllarca sürdüğünü tespit etti. Dünya'dan yaklaşık 8 milyar ışık yılı uzakta meydana gelen devasa patlama, 2022 yılında kaydedilen en parlak kozmik patlama olan GRB 221009A gama ışını patlamasını tahtından indirmiş oldu.

En detaylı uzay fotoğrafları çekildi

2023’ün 7. ayında uzaya fırlatılan Öklid teleskobu, karanlık maddeyi inceleme görevinde bir ilki başardı. Kasım’da çektiği binlerce ışık yılı uzaklıktaki galaksilerin en net fotoğraflarını paylaşan teleskop, insanlığın ilk kez evrenin bu kadar uzak noktalarına ulaşmasını sağladı. Öklid’in bu programla evrenin yaklaşık yüzde 95'lik kısmını oluşturan karanlık madde ve karanlık enerjiyi aydınlatacak kanıtları sağlaması bekleniyor.

Dünya'dan milyarlarca ışık yılı uzaklıkta bulundu: ‘Zamanın ötesinden’ kareler

Kuşkusuz yıla damga vuran bir diğer gelişme, araştırmacıların, ‘Büyük Patlama’dan sadece 470 milyon yıl sonra oluşan ve bugüne kadar keşfedilmiş en eski kara deliği fotoğraflaması oldu. Bulunan kara deliğin, Dünya'dan 13.2 milyar ışık yılı uzaklıkta olduğu açıklanırken, bulguların evrendeki ilk süper kütleli kara deliklerden bazılarının nasıl oluştuğuna dair teorileri geliştirebileceği ihtimali bilim dünyasını hareketlendirdi.
Kozmolojide gizemini koruyan en ilginç konulardan biri olan kara deliklere dair insanlığın keşifleri bununla da sınırlı kalmadı. 7 Temmuz’da CEERS 1019 galaksisinin merkezinde konumlanan ve bugüne kadar tespit edilmiş 'en yaşlı süper kütleli kara delik’ de bu geşilmelerden biri oldu. Teleskopla alınan kızılötesi görüntüler ve spektrum verileri birleştirilerek erken evrenin haritasının çıkarıldığı CEERS araştırması kapsamında, söz konusu keşif öncesinde tespit edilen en yaşlı kara deliklerin, büyük patlamadan 1 milyar yıl sonra oluştuğu saptanmıştı.

İnsanlık yeniden Ay görevinde

1959 yılında Ay’ın güney kutbunun 6 bin 200 kilometre yakınından geçerek fotoğraflayan Sovyet aracı Luna-2’nin başlattığı ‘uydunun karanlık yüzü’ keşfi, yıllar sonra 2023’te tekrar gündeme geldi. Rusya, LUNA-25 isimli uzay aracını Ağustos’ta Ay’ın güney kutbuna göndererek ilk bilimsel sonuçlarını aldı. Daha sonra motoru 43 saniye geç kapanan araç Dünya’nın uydusuna çarpsa da, bu keşifte bayrağı Rusya’nın hemen ardından Hindistan devraldı. Ağustos sonunda Hindistan, Chandrayaan-3 uzay göreviyle Ay'ın güney kutbu bölgesine inen ilk ülke olarak tarihi bir başarıya imza attı. Ay'ın fazla bilinmeyen güney kutbundaki saha keşif çalışmalarında uzay aracı, yüzeyde sülfür olduğunu doğruladı. Bu olay, yüzeyde oksijenin varlığının kanıtı için en büyük bulgulardan biri oldu.
Hindistan'dan önce sadece ABD, Sovyetler Birliği ve Çin Ay'a kontrollü iniş gerçekleştirmeyi başarabilmişti. Fakat bu ülkelerin arasında ‘Ay’a gitme yarışına’ dahil olmak için kolları sıvayan Japonya, gönderdiği SLIM isimli iniş aracının 2023’ün son günlerinde Ay’ın yörüngesine girdiğini duyurdu. 27 Aralık’ta yapılan açıklamada, SLIM’in Ay'a doğru alçalışının 20 Ocak 2024’te gerçekleştirilmesinin hedeflendiği belirtildi.

Nadir görülen Güneş tutulmalarının 2’si de bu yıl yaşandı

2023 yılında biri tam olmak üzere 2 tane Güneş tutulması gerçekleşti. İlk tutulma, 20 Nisan’da 76 saniye boyunca Dünya’nın önüne geçen Ay’ın yarattığı ‘tam gölge’ ile oldukça nadir gerçekleşmesi bakımından önemliydi. Bu doğa olayı ise sadece güney yarımkürede gözlemlenebildi. 14 Ekim’de yaşanan biğer tutulma ise Güney Amerika ülkelerinde görülebildi. Bir sonraki halkalı Güneş tutulmasının ise 2046'da yılında gerçekleşmesi bekleniyor.
Güneş ile ilgili yaşanan heyecan verici gelişmeler sadece tutulma ile sınırlı kaldı. Maui Adası'ndaki bir yanardağın zirvesine yerleştirilen Inouye teleskobu sayesinde Güneş'in şimdiye kadar çekilmiş en ayrıntılı görüntüleri elde edildi.

İlk kez enerji ışınlandı

Kuantum alanında gerçekleşen gelişmeler, son bir yılda yapay zeka desteği de kullanılarak çığır açtı. Bunun en önemli örneklerinden biri de ABD’nin New York eyaletindeki Stony Brook Üniversitesi'nden Kazuki Ikeda’nın, sıradan bir kuantum bilgisayar kullanarak ilk kez enerjiyi ışınlamayı başarması ile gerçekleşti.
Haziran ayında ise Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden bilim insanları, uzayda yakalanan Güneş enerjisini uzaydan ilk kez Dünya'ya tek bir kablo dahi olmadan ışınlayabildi. Böylece uzaydan enerji elde edilerek bir ilk gerçekleştirilmiş oldu. Güneş enerjisini uzaydan kablosuz olarak iletme çalışmalarının, yenilenebilir enerji ve özellikle de güneş enerjisinin yaygın kullanımını için devrim yaratan sonuçları olabileceği ihtimali, gelecek yılların en önemli konularından biri olmaya hazırlanıyor.

Ölümsüzlüğü bulma yolunda

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, 1 haftadan kısa sürede yaşlanmayı tersine çevirdiği öne sürülen yeni bir kimyasal karışım geliştirdiklerini duyurdu. Böylece David Sinclair yönetimindeki bir ekip, 20 yıllık teorisini kanıtlamış oldu. DNA’lardaki mutasyon yerine epigenetiğe odaklan araştırmacılar, gözlemlerde farelerin kasları, böbrekleri ve retinalarında; ilk etapta yapılan DNA kesikleriyle oluşan hasar kaynaklı epigenetik değişikliklerin tersine çevrilebildiği görüldü. Bu da bir hayvanın yaşlanmasının ‘istendiği gibi kontrol edilebileceğini’ ortaya koydu.

Organ nakli alanında büyük adım

Tıp alanındaki bir diğer kilometre taşı, organ naklinde yaşanan sıkıntıların son bulma ihtimali aşıldı. Harvard Tıp Fakültesi’nden bilim insanları, minyatür domuzdan aldıkları genetiği değiştirilmiş böbreği naklettikleri makat maymununun 2 yıldan uzun yaşamasıyla, türler arası organ naklinde en uzun sağ kalım sürelerinden birine ulaştı. maymunlar genellikle 176 gün kadar yaşamlarını sürdürse de En geniş çaplı gen değiştirme işlemi uygulanmış böbreklerden nakil yapılan bir maymun 758 gün, yani 2 yıldan uzun süre hayatta kalmayı başardı.

Tarihte bir ilk: Atomun fotoğrafı çekildi

Tüm bu ilerlemeler yaşanırken, nükleer fizik alanında da bir ilk gerçekleşti. Büyük Patlama’nın görüntüsüne ulaşmak için uzay-zamandan kareleri dünyaya duyuran insanlık, mikro evreni de gözlemlemeyi başardı. Bilim insanları tarihte ilk kez tek bir atom tanesini, X ışını aracılığıyla fotoğraflandı. Söz konusu çalışmanın, ‘insanlığın kaderini değiştirecek’ önemli bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden baş araştırmacı Prof. Swa Wai Hla, "Bu buluş dünyayı değiştirecek" sözleri ile bilim dünyasına damga vurdu.
2023'TE NELER OLDU?
6 kıtada afetlerle sarsılan 2023 yılının felaketler zinciri: Ölümler, haritadan yok olan şehirler...
Yorum yaz