‘Kissinger, yarattığı canavardan kendisi bile korktu’
“Kissinger, bugünkü Amerikan imparatorluğu denilen yapının kurucusu veya fikir babası denebilir. 1946’da Almanya’daydı. Almanya tarihi üzerine doçent kimliği ile görev yapıyordu. Bugün NATO’nun gizli toplumsal olaylara yönelik faaliyetlerini geliştiren, yeraltı taktiklerini öğreten, ‘Super-NATO’ veya ‘Gladyo’ dediğimiz, NATO’nun karanlık tarafında da görev aldı Kissinger. O üste çalıştı. Belki de bu yapının kurucusuydu. Zaten Rockefeller ailesinin avukatı olarak girdi siyasete. Bir görevi vardı. Dünya üzerinde solu, komünizmi ve sosyalizmi yok etme görevi verildi. Kapitalizm adına bir haçlı savaşçısı idi Kissinger.
Çok akıllı ve yetenekli bir adam fakat aynı oranda da korkunç kötü birisi. Kamboçya ve Laos’a hiç kimseye haber vermeden, milyonlarca bomba attı. Hala o bombalar yüzünden insanlar ölüyor. 1 milyon insanın ölümünden sorumlu. Aynı zamanda Şili’deki Pinochet darbesinin mimarıdır. Doğu Timor’daki katliamın da mimarıdır. Bunlar çok bilinen şeyler.
Türkiye’de neler yaptığını hala bilmiyoruz tam olarak. 12 Eylül’e gelinen süreçte de aynı silahlarla hem soldan hem sağdan insanlar öldürülüyordu. Bir Gladyo operasyonu vardı. Kissinger, çok karanlık bir adamdı. Son dönemlerinde yani 100 yaşına geldiğinde bence, yarattığı canavardan kendisi bile korktu. Ve gerçekten korkunç bir canavar yarattı. Dünyayı yok edebilecek bir canavar... Soğuk Savaş dengesine uyuyordu bu sistem. Her tarafta atom bombası vardı. 1990 sonrası dünya çok daha tehlikeli ve vahşi oldu. Bu NATO’nun genişlemesi, Asya politikaları vs. yine büyük ölçüde Kissinger’ın Brzezinski ile beraber doktrine ettiği güce dayalı bir hegomonyanın kuruluşuydu.”
‘Ortadoğu’ya yapılan müdahalelerin perde arkasında Kissinger politikası vardı’
‘Dört cepheye ABD bugünkü haliyle yetişebilir mi? Hayır, yetişemez’
‘ABD Ortadoğu yüzünden zorlanıyor’
“Bence bu Gazze olayı ve Filistin savaşı, İsrail’in soykırımıdır. Gerçekten inanılmaz bir katliam yapıyorlar. Her gün ölmüş bebekleri görüyoruz, yüreğimiz parçalanıyor. Büyük bir bölgesel savaşa evrilebilir bu durum. Yemen’i görüyorsunuz mesela, Kızıldeniz’de İsrail gemilerine el koyuyor. Bölgeyi kapattı resmen. İsrail gemileri, Güney Afrika ucundan dolaşıp gelmeye başladılar. Korkunç bir jeopolitik etki yarattı bu. Sadece Yemen değil, yarın İran var, Suriye, Irak, Lübnan var. Tüm bu ülkeler diken üstünde. Hatta Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri de çok rahat değil. O yüzden ABD, hem Ukrayna’da hem Tayvan’da geri çekildi.
Ukrayna’da artık görüyoruz. Zelenskiy’in yerine Genelkurmay Başkanı Zalujnıy’ın hazırlandığını görüyoruz. Anketlerde onun güvenilirlik oranının yüksek gösterildiğini gözlemliyoruz. Zelenskiy de savunma hattına çekildiklerini itiraf etti. Karşı saldırıda korkunç kayıplar verdiler. Şimdi Rusya ilerlemeye başladı. Avdiivka’dan yarıp ilerliyorlar. Askeri harekatın ilk günlerindeki gibi Kiev’e de girebilirler. Ama Ruslar da bir antlaşma bekliyorlar. Bir müzakere masasının kurulacağını düşünüyorlar. Zaten ABD ve NATO’dan kabullenme çağrıları geliyor. Demek ki orada daha fazla savaşı uzatmama gibi bir tavır var. Çünkü Seymour Hersh’ün yazdığı gibi Valeri Gerasimov ile Zalujnıy’ın mesajlaştığı veya görüştüğü iddiaları vardı. Gerasimov tabii ki Kremlin’den habersiz bunu yapamaz. ABD ile Rusya’nın istihbarat düzeyinde görüştüğü belirtiliyor.”
‘Çin hamle üstünlüğüne sahip. ABD, 69 gemisini Ortadoğu’ya yolladı ve o bölgeyi boş bıraktı’
“Tayvan’daki durum da değişmeye başladı. Amerikan yanlısı hükümet gidici gibi. Anketlerdeki oyları düşüyor. Çin’e yakın olan muhalefet partisi, anketlerde oylarını neredeyse eşitledi oylarını. Tayvanlılar da aptal değil. Çin şu anda hamle üstünlüğüne sahip. ABD, 69 gemisini Ortadoğu’ya yolladı ve o bölgeyi boş bıraktı. Zaten ABD’nin savaş gemisi sayısı da yetersiz. İngiltere’nin yeni Galler Prensi uçak gemisini devreye sokmaya çalışıyorlar. Filipinleri de vekil güç peşinde olarak devreye sokmaya çalışıyorlar. Zaten ABD’de, orduya asker alacak nitelikte genç insan da yok. Hepsi 150 kilogram. O yüzden Amerika’nın durumu zor.
Tabii ekonomik açıdan bakarsak ilk defa ABD’nin aylık askeri harcamaları, faiz giderlerin altında kaldı. Hep üstündeydi, Şimdi faiz öne geçti. Bu önemli bir göstergedir. Demek ki ABD, devasa ordusunu veya askeri-sanayi kompleksini artık taşıyamaz halde. Bu tabii hep savaşlarla yürütüldü. Şimdi orada da bir sıkıntı var. Ukrayna’ya eskisi gibi destek gönderemiyorlar. Çin ve Rusya’nın eli rahatladı. İran biraz diken üstünde. İsrail, İran’ı hedef almak istiyor. Amerika’yı yanına alıp İran’a saldırmak istiyor. Ama bu pek olacak gibi görünmüyor. Pek ekstrem bir durum olmazsa, İran bu topa girmeye pek hevesli değil. Ama vekil güçleri ile direnişlerini her yerde sürdürüyorlar. Irak’ta, Suriye’de ABD üslerini vuruyorlar. Yemen, İsrail ticaret gemilerine el koyuyor ve füze atıyor. İsrail ve ABD, oraya filo gönderiyor. Bir şeyler olabilir orada da.”
‘ABD’nin Asya’yı çevreleme siyaseti, çok ciddi bir yarma harekatıyla karşı karşıya’
‘ABD’nin harekat sürerken Netanyahu’yu değiştirmesi zor’
“Amerika şu anda Netanyahu hükümetini değiştirebilse değiştirir ama böyle bir harekat sürerken bunu yapabilir mi, emin değilim. Bunu yapacağının da çok göstergesi yok. Birçok uçak ve top mermisi gönderiyorlar. Bütün donanması, Güney Kıbrıs üzerinden İsrail’e destek veriyor. İncirlik üzerinden İsrail’e hava gözlem desteği sağlıyorlar. Amerika, İsrail’i öyle yüzüstü bırakma gibi bir lükse sahip değil. Zaten İsrail, ABD’nin bölgedeki üssü konumunda. Evet İsrail, ABD siyasetinde çok etkili fakat esasen İsrail, ABD’nin Ortadoğu’daki ileri karakoludur. İsrail’in yaptığı şeyler, bana göre tamamen Amerika’dan bağımsız olamaz.
Burada bir şey var ama. Biden yönetiminin zafiyetinden, akıllı olmamasından yararlanan Netanyahu, Hamas ve arkasındakilerle bir tezgah düzenledi. İki taraf da kârlı çıktı. Hamas bunu Müslümanların savaşı, İsrail de Yahudilerin savaşı olarak lanse etti ve bir din savaşı konumuna soktular çatışmayı. Bu bir din savaşı değil. Rusya ve Çin de Filistin’i destekliyor. Hatta Suudi Arabistan da Müslüman, ama Yemen’in füzelerini engelliyor. BAE de İsrail ile ortak. Çin kadar bile katkıları yok. Petrol, İsrail’e bizden gidiyor. Bu olay, din savaşı değil. evanjelist savaşı da değil. Anladığım kadarıyla Netanyahu hem koltuğunu korumak hem de Gazze’yi ele geçiren muzaffer lider olarak, siyasi hayatını zaferle sonlandırmak yahut sürdürmek için böyle bir işe girişmiş olabilir. Çok acımasız bir saldırı. Terk edilmiş binaları bile bombalıyorlar. Demek ki orayı dümdüz edip, Gazze’yi kendilerine alacaklar.”