https://anlatilaninotesi.com.tr/20231205/1078103563.html
‘Gördüğüm Amerikan yönetimi yani Biden-Blinken-Sullivan üçlüsü, üç avanaklar gibi’
‘Gördüğüm Amerikan yönetimi yani Biden-Blinken-Sullivan üçlüsü, üç avanaklar gibi’
Sputnik Türkiye
Hasan Erel’e göre, Kissinger’ın ölümü Amerikan yüzyılı denen hegemonyanın da sonunu simgeliyor. “Kissinger yarattığı canavardan kendisi bile korktu” diyen... 05.12.2023, Sputnik Türkiye
2023-12-05T16:05+0300
2023-12-05T16:05+0300
2023-12-06T11:33+0300
eksen
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/0c/06/1078131648_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_f2d5c3395a90f6f0c6a5e2e56a36d126.jpg
Ceyda Karan'la Eksen
Sputnik Türkiye
Ceyda Karan'la Eksen
Amerikan emperyalizminin Soğuk Savaş’daki kanlı yılları boyunca dünya politikaları şekillendirmiş Henry Kissinger’ın ölümü ABD’deki ‘realist’ diye anılan cephe açısından sıkıntılı bir görünüm yarattı. Biden yönetiminin Ukrayna’dan Ortadoğu’ya ve Tayvan’a uzanan farklı cephelerde çatışmacı politikaları ve ‘geri çekilmeyi bilmeyen’ hali tartışma yaratıyor.Kissinger’ın ölümü vesilesiyle Biden yönetimi politikalarının dünya çapında Amerikan hegemonyası açısından ortaya çıkardığı görüntüyü ATASAM analisti ve dış politika yazarı Hasan Erel ile konuştuk.‘Kissinger, yarattığı canavardan kendisi bile korktu’Hasan Erel’e göre, Henry Kissinger ABD imparatorluğunun mimarlarındandı ancak ‘kendi yarattığı canavardan kendisi bile korktu’:‘Ortadoğu’ya yapılan müdahalelerin perde arkasında Kissinger politikası vardı’ABD’nin petro-dolar hegomonyasını kurmakta Kissinger’ın da büyük rol oynadığını ifade eden Hasan Erel, bu yolla ABD dünyadaki petrol ticaretine egemen olmasının yolunun açıldığını söyledi:‘Dört cepheye ABD bugünkü haliyle yetişebilir mi? Hayır, yetişemez’Hasan Erel’e göre ABD bugün Ukrayna, Filistin, Tayvan ve Kuzey Kore olmak üzere dört cephede çatışıyor. ABD’nn bu dört cephede aynı anda kazanmasının mümkün olmadığını kaydeden Erel, ABD’yi yöneten Biden-Blinken-Sullivan üçlüsü için “üç avanaklar” ifadesini kullandı:‘ABD Ortadoğu yüzünden zorlanıyor’İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşı bir soykırım olarak nitelendiren Hasan Erel, bu savaş sebebiyle bölgedeki birçok ülkenin diken üstünde olduğunu belirtti. ABD’nin zora girdiğini ve Ukrayna-Tayvan eksenlerinden çekildiğini işaret eden Erel, Ukrayna için Batı’nın bir müzakere formülü aramak zorunda kaldığına dikkat çekti:‘Çin hamle üstünlüğüne sahip. ABD, 69 gemisini Ortadoğu’ya yolladı ve o bölgeyi boş bıraktı’Hasan Erel, ABD’nin askeri üslerinin bulunduğu ve vekil güce çevirmeye çalıştığı Tayvan’daki karışık duruma işaret ederken, Çin yanlısı muhalefetin yükselişe geçtiğini aktardı:‘ABD’nin Asya’yı çevreleme siyaseti, çok ciddi bir yarma harekatıyla karşı karşıya’İsrail’in yaptığı katliamlara destek veren ABD’nin ahlaki üstünlüğünü kaybettiğinin altını çizen Erel, ABD’nin Asya’yı çevreleme siyasetinin de boşa çıktığı görüşünde:‘ABD’nin harekat sürerken Netanyahu’yu değiştirmesi zor’Erel’e göre Netanyahu, ABD’nin siyasi başarısızlığından faydalanarak Gazze’de bir harekata girişti. Hamas ve İsrail’in aynı anda Filistin meselesini bir din savaşı gibi göstermeye çalıştığını söyleyen Erel, ABD’nin Netanyahu’yu değiştirme gücünün de tartışmalı olduğunu belirtti:‘Amerika, İsrail’i yüzüstü bırakamaz. Arkasında durmak zorunda. Bu iş fiyaskoyla sonuçlanabilir’Erel’e göre dünyada dengeler değişirken, orta ve uzun vadede hem İsrail hem de ABD ve müttefikleri için büyük fiyasko ortaya çıkabilir:
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2023
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/0c/06/1078131648_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_b979b3eae433965f6fe5901d23c555cd.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
аудио
‘Gördüğüm Amerikan yönetimi yani Biden-Blinken-Sullivan üçlüsü, üç avanaklar gibi’
16:05 05.12.2023 (güncellendi: 11:33 06.12.2023) Hasan Erel’e göre, Kissinger’ın ölümü Amerikan yüzyılı denen hegemonyanın da sonunu simgeliyor. “Kissinger yarattığı canavardan kendisi bile korktu” diyen Erel, Biden yönetimi politikalarına atıf yaptı. ABD’nin Ukrayna, Ortadoğu ve Tayvan’daki durumuna vurgu yapan Erel, Asya’yı çevreleme siyasetinin yarma harekatıyla karşı karşıya olduğu görüşünde.
Amerikan emperyalizminin Soğuk Savaş’daki kanlı yılları boyunca dünya politikaları şekillendirmiş Henry Kissinger’ın ölümü ABD’deki ‘realist’ diye anılan cephe açısından sıkıntılı bir görünüm yarattı. Biden yönetiminin Ukrayna’dan Ortadoğu’ya ve Tayvan’a uzanan farklı cephelerde çatışmacı politikaları ve ‘geri çekilmeyi bilmeyen’ hali tartışma yaratıyor.
Kissinger’ın ölümü vesilesiyle Biden yönetimi politikalarının dünya çapında Amerikan hegemonyası açısından ortaya çıkardığı görüntüyü ATASAM analisti ve dış politika yazarı Hasan Erel ile konuştuk.
‘Kissinger, yarattığı canavardan kendisi bile korktu’
Hasan Erel’e göre, Henry Kissinger ABD imparatorluğunun mimarlarındandı ancak ‘kendi yarattığı canavardan kendisi bile korktu’:
“Kissinger, bugünkü Amerikan imparatorluğu denilen yapının kurucusu veya fikir babası denebilir. 1946’da Almanya’daydı. Almanya tarihi üzerine doçent kimliği ile görev yapıyordu. Bugün NATO’nun gizli toplumsal olaylara yönelik faaliyetlerini geliştiren, yeraltı taktiklerini öğreten, ‘Super-NATO’ veya ‘Gladyo’ dediğimiz, NATO’nun karanlık tarafında da görev aldı Kissinger. O üste çalıştı. Belki de bu yapının kurucusuydu. Zaten Rockefeller ailesinin avukatı olarak girdi siyasete. Bir görevi vardı. Dünya üzerinde solu, komünizmi ve sosyalizmi yok etme görevi verildi. Kapitalizm adına bir haçlı savaşçısı idi Kissinger.
Çok akıllı ve yetenekli bir adam fakat aynı oranda da korkunç kötü birisi. Kamboçya ve Laos’a hiç kimseye haber vermeden, milyonlarca bomba attı. Hala o bombalar yüzünden insanlar ölüyor. 1 milyon insanın ölümünden sorumlu. Aynı zamanda Şili’deki Pinochet darbesinin mimarıdır. Doğu Timor’daki katliamın da mimarıdır. Bunlar çok bilinen şeyler.
Türkiye’de neler yaptığını hala bilmiyoruz tam olarak. 12 Eylül’e gelinen süreçte de aynı silahlarla hem soldan hem sağdan insanlar öldürülüyordu. Bir Gladyo operasyonu vardı. Kissinger, çok karanlık bir adamdı. Son dönemlerinde yani 100 yaşına geldiğinde bence, yarattığı canavardan kendisi bile korktu. Ve gerçekten korkunç bir canavar yarattı. Dünyayı yok edebilecek bir canavar... Soğuk Savaş dengesine uyuyordu bu sistem. Her tarafta atom bombası vardı. 1990 sonrası dünya çok daha tehlikeli ve vahşi oldu. Bu NATO’nun genişlemesi, Asya politikaları vs. yine büyük ölçüde Kissinger’ın Brzezinski ile beraber doktrine ettiği güce dayalı bir hegomonyanın kuruluşuydu.”
‘Ortadoğu’ya yapılan müdahalelerin perde arkasında Kissinger politikası vardı’
ABD’nin petro-dolar hegomonyasını kurmakta Kissinger’ın da büyük rol oynadığını ifade eden Hasan Erel, bu yolla ABD dünyadaki petrol ticaretine egemen olmasının yolunun açıldığını söyledi:
“ABD Doları’nın 1973’te altın karşılığı olmaktan çıkarılmasının mimarlarından biri de Kissinger’dı. Petrol dolara bağlandı. Petrolün, dolar dışında bir kurla satılmasına silah ve donanma gücüyle engel olmak üzere bir doktrin geliştirdi. Ortadoğu’ya yapılan müdahalelerin perde arkasında aslında petrole el koymak değil, petrolün dolarla satılmasını sağlamak vardı. Zaten bu yolla da o petrole el koymuş oluyorsunuz.”
‘Dört cepheye ABD bugünkü haliyle yetişebilir mi? Hayır, yetişemez’
Hasan Erel’e göre ABD bugün Ukrayna, Filistin, Tayvan ve Kuzey Kore olmak üzere dört cephede çatışıyor. ABD’nn bu dört cephede aynı anda kazanmasının mümkün olmadığını kaydeden Erel, ABD’yi yöneten Biden-Blinken-Sullivan üçlüsü için “üç avanaklar” ifadesini kullandı:
“Henry Kissinger’ın ölümü de bence sembolik bir şey. ‘Amerikan Yüzyılı’ diye ortaya çıkarılan Amerikan hegomonyasının tam yüz yaşında kendisiyle birlikte ölümünü de simgeliyor Kissinger’ın ölümü. Şu anda Amerika zor durumda. Üç tane cephesi var. Kuzey Kore’yi de sayarsak dört ana cephesi var. Onun dışında Afrika’dan Latin Amerika’ya irili ufaklı birçok cephesi daha var. Ukrayna, Filistin, Tayvan ve Kuzey Kore ise ana cepheler. Bu dört cepheye ABD bugünkü haliyle yetişebilir mi? Hayır, yetişemez. Zaten Amerikan yönetimini ben 30 yıldır takip ediyorum. Bugün gördüğüm Amerikan yönetimi yani Biden-Blinken-Sullivan üçlüsü, ‘üç avanaklar’ gibi. Sullivan makale yazıyor, ‘Ortadoğu hiç olmadığı kadar huzurlu’ diyor. Bir hafta sonra savaş çıkıyor. Bu kadar gerçeklikten kopuk bir Amerikan yönetimi var. ‘ABD yürürken sakız çiğneyebilir’ diyorlar bir de. Bu aslında ‘gerizekalı değilim ama aptalım’ demekle eşdeğer. Gerçekten ciddi bir zeka ya da strateji sorunu var Amerikan yönetiminde.”
‘ABD Ortadoğu yüzünden zorlanıyor’
İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşı bir soykırım olarak nitelendiren Hasan Erel, bu savaş sebebiyle bölgedeki birçok ülkenin diken üstünde olduğunu belirtti. ABD’nin zora girdiğini ve Ukrayna-Tayvan eksenlerinden çekildiğini işaret eden Erel, Ukrayna için Batı’nın bir müzakere formülü aramak zorunda kaldığına dikkat çekti:
“Bence bu Gazze olayı ve Filistin savaşı, İsrail’in soykırımıdır. Gerçekten inanılmaz bir katliam yapıyorlar. Her gün ölmüş bebekleri görüyoruz, yüreğimiz parçalanıyor. Büyük bir bölgesel savaşa evrilebilir bu durum. Yemen’i görüyorsunuz mesela, Kızıldeniz’de İsrail gemilerine el koyuyor. Bölgeyi kapattı resmen. İsrail gemileri, Güney Afrika ucundan dolaşıp gelmeye başladılar. Korkunç bir jeopolitik etki yarattı bu. Sadece Yemen değil, yarın İran var, Suriye, Irak, Lübnan var. Tüm bu ülkeler diken üstünde. Hatta Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri de çok rahat değil. O yüzden ABD, hem Ukrayna’da hem Tayvan’da geri çekildi.
Ukrayna’da artık görüyoruz. Zelenskiy’in yerine Genelkurmay Başkanı Zalujnıy’ın hazırlandığını görüyoruz. Anketlerde onun güvenilirlik oranının yüksek gösterildiğini gözlemliyoruz. Zelenskiy de savunma hattına çekildiklerini itiraf etti. Karşı saldırıda korkunç kayıplar verdiler. Şimdi Rusya ilerlemeye başladı. Avdiivka’dan yarıp ilerliyorlar. Askeri harekatın ilk günlerindeki gibi Kiev’e de girebilirler. Ama Ruslar da bir antlaşma bekliyorlar. Bir müzakere masasının kurulacağını düşünüyorlar. Zaten ABD ve NATO’dan kabullenme çağrıları geliyor. Demek ki orada daha fazla savaşı uzatmama gibi bir tavır var. Çünkü Seymour Hersh’ün yazdığı gibi Valeri Gerasimov ile Zalujnıy’ın mesajlaştığı veya görüştüğü iddiaları vardı. Gerasimov tabii ki Kremlin’den habersiz bunu yapamaz. ABD ile Rusya’nın istihbarat düzeyinde görüştüğü belirtiliyor.”
‘Çin hamle üstünlüğüne sahip. ABD, 69 gemisini Ortadoğu’ya yolladı ve o bölgeyi boş bıraktı’
Hasan Erel, ABD’nin askeri üslerinin bulunduğu ve vekil güce çevirmeye çalıştığı Tayvan’daki karışık duruma işaret ederken, Çin yanlısı muhalefetin yükselişe geçtiğini aktardı:
“Tayvan’daki durum da değişmeye başladı. Amerikan yanlısı hükümet gidici gibi. Anketlerdeki oyları düşüyor. Çin’e yakın olan muhalefet partisi, anketlerde oylarını neredeyse eşitledi oylarını. Tayvanlılar da aptal değil. Çin şu anda hamle üstünlüğüne sahip. ABD, 69 gemisini Ortadoğu’ya yolladı ve o bölgeyi boş bıraktı. Zaten ABD’nin savaş gemisi sayısı da yetersiz. İngiltere’nin yeni Galler Prensi uçak gemisini devreye sokmaya çalışıyorlar. Filipinleri de vekil güç peşinde olarak devreye sokmaya çalışıyorlar. Zaten ABD’de, orduya asker alacak nitelikte genç insan da yok. Hepsi 150 kilogram. O yüzden Amerika’nın durumu zor.
Tabii ekonomik açıdan bakarsak ilk defa ABD’nin aylık askeri harcamaları, faiz giderlerin altında kaldı. Hep üstündeydi, Şimdi faiz öne geçti. Bu önemli bir göstergedir. Demek ki ABD, devasa ordusunu veya askeri-sanayi kompleksini artık taşıyamaz halde. Bu tabii hep savaşlarla yürütüldü. Şimdi orada da bir sıkıntı var. Ukrayna’ya eskisi gibi destek gönderemiyorlar. Çin ve Rusya’nın eli rahatladı. İran biraz diken üstünde. İsrail, İran’ı hedef almak istiyor. Amerika’yı yanına alıp İran’a saldırmak istiyor. Ama bu pek olacak gibi görünmüyor. Pek ekstrem bir durum olmazsa, İran bu topa girmeye pek hevesli değil. Ama vekil güçleri ile direnişlerini her yerde sürdürüyorlar. Irak’ta, Suriye’de ABD üslerini vuruyorlar. Yemen, İsrail ticaret gemilerine el koyuyor ve füze atıyor. İsrail ve ABD, oraya filo gönderiyor. Bir şeyler olabilir orada da.”
‘ABD’nin Asya’yı çevreleme siyaseti, çok ciddi bir yarma harekatıyla karşı karşıya’
İsrail’in yaptığı katliamlara destek veren ABD’nin ahlaki üstünlüğünü kaybettiğinin altını çizen Erel, ABD’nin Asya’yı çevreleme siyasetinin de boşa çıktığı görüşünde:
“Dünya kesinlikle çok kutupluluğa geçti. Ve Asya güçleri, yani Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore’yi ele alırsak, her yönden Asya’yı kaleye çevirdiler. ABD’nin Asya’yı çevreleme siyaseti, çok ciddi bir yarma harekatıyla karşı karşıya. Ve Amerika şu anda tablonun süs tarafını simgeliyor. Eskiden Kuzey Kore’ye, İran’a falan ‘haydut devlet’ diyorlardı. Şimdi ahlaki üstünlük de bu tarafa geçti. Herkesin gözü önünde bir katliam yapılıyor ve bombalarını Amerika veriyor. ABD’nin insan hakları ve demokrasi götürdüğü imajı tamamen çökmüş durumda. Bunlar artık bir grup oligarşinin esiri olan, dünyayı ateşe atan büyük Batılı güçler olarak görülüyor. Endonezya’dan Türkiye’ye, Brezilya’dan Afrika’ya, herkes ahlaki olarak Asya güçlerine yöneliyor. Bunu BRICS’te, Şangay’da, Avrasya Ekonomik Topluluğu’nda ve Kuşak-Yol Projesi’nde görüyoruz. Mesela Küba Başkanı, İran’a gitti. Farklı bir dünya oluşuyor ve kamuoyları da önemli burada. Her ne kadar sosyal medyayı pandemiden beri sansürlemiş olsalar da, tüm halkların nezdinde kabul edilmeye başlanan yeni bir gerçeklik var. Ahlaki üstünlük, siyasi üstünlük kadar önemli bence.”
‘ABD’nin harekat sürerken Netanyahu’yu değiştirmesi zor’
Erel’e göre Netanyahu, ABD’nin siyasi başarısızlığından faydalanarak Gazze’de bir harekata girişti. Hamas ve İsrail’in aynı anda Filistin meselesini bir din savaşı gibi göstermeye çalıştığını söyleyen Erel, ABD’nin Netanyahu’yu değiştirme gücünün de tartışmalı olduğunu belirtti:
“Amerika şu anda Netanyahu hükümetini değiştirebilse değiştirir ama böyle bir harekat sürerken bunu yapabilir mi, emin değilim. Bunu yapacağının da çok göstergesi yok. Birçok uçak ve top mermisi gönderiyorlar. Bütün donanması, Güney Kıbrıs üzerinden İsrail’e destek veriyor. İncirlik üzerinden İsrail’e hava gözlem desteği sağlıyorlar. Amerika, İsrail’i öyle yüzüstü bırakma gibi bir lükse sahip değil. Zaten İsrail, ABD’nin bölgedeki üssü konumunda. Evet İsrail, ABD siyasetinde çok etkili fakat esasen İsrail, ABD’nin Ortadoğu’daki ileri karakoludur. İsrail’in yaptığı şeyler, bana göre tamamen Amerika’dan bağımsız olamaz.
Burada bir şey var ama. Biden yönetiminin zafiyetinden, akıllı olmamasından yararlanan Netanyahu, Hamas ve arkasındakilerle bir tezgah düzenledi. İki taraf da kârlı çıktı. Hamas bunu Müslümanların savaşı, İsrail de Yahudilerin savaşı olarak lanse etti ve bir din savaşı konumuna soktular çatışmayı. Bu bir din savaşı değil. Rusya ve Çin de Filistin’i destekliyor. Hatta Suudi Arabistan da Müslüman, ama Yemen’in füzelerini engelliyor. BAE de İsrail ile ortak. Çin kadar bile katkıları yok. Petrol, İsrail’e bizden gidiyor. Bu olay, din savaşı değil. evanjelist savaşı da değil. Anladığım kadarıyla Netanyahu hem koltuğunu korumak hem de Gazze’yi ele geçiren muzaffer lider olarak, siyasi hayatını zaferle sonlandırmak yahut sürdürmek için böyle bir işe girişmiş olabilir. Çok acımasız bir saldırı. Terk edilmiş binaları bile bombalıyorlar. Demek ki orayı dümdüz edip, Gazze’yi kendilerine alacaklar.”
‘Amerika, İsrail’i yüzüstü bırakamaz. Arkasında durmak zorunda. Bu iş fiyaskoyla sonuçlanabilir’
Erel’e göre dünyada dengeler değişirken, orta ve uzun vadede hem İsrail hem de ABD ve müttefikleri için büyük fiyasko ortaya çıkabilir:
“Yeni bir boru hattı olacak Süveyş’e, bu konuşuluyor. Denizdeki doğal gaz kaynaklarından söz ediliyor. Plan önceden yapılmış. Oradaki halkı Mısır’a gönderip, Batı Şeria’yı Ürdün’e sürüp, büyük İsrail’i kurmak istiyorlar. Zaten Netanyahu, eylül ayında BM kürsüsünde o haritayı gösterdi. İsrail’in, Filistin’i tamamen aldığını gösteren bir harita vardı elinde. Bu, bence Amerika’daki boşluktan yararlanılarak yapılan bir hamle. Sonu nereye gider bilemiyorum ama Amerika, İsrail’i yüzüstü bırakamaz. Arkasında durmak zorunda. O vakit İsrail ile birlikte ABD de batacak. Çünkü uzun vadede bu savaşı kazanma şansları yok. Taşıma suyla değirmen döndürüyorlar. Tüm gıda ve silah yurtdışından geliyor. İsrail’in kendi ürettiği bir şey yok. Dengeler değiştiği zaman ki değişiyor konjonktür. ABD tüm denizleri kontrol etmiyor. Tüm boğazları kontrol edemiyor. Orta veya uzun vadede yenileceklerini söyleyebiliriz. Bu hem ABD hem İsrail hem ABD müttefikleri için büyük bir fiyaskoyla sonuçlanacak.”