1992 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun kararıyla kabul edilen 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, yaklaşık 8 milyar olan dünya nüfusunun yüzde 16'sını oluşturan 1.3 milyar engelli bireyin durumuna farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Ulusal Engelli Veri Sistemi'nin paylaştığı engellilerin engel gruplarına göre dağılımlarına göre, dünyada en çok görülen engel yüzde 40.6 ile süreğen hastalıklar birinci sırada yer alıyor. Ardından, 17.1 ile zihinsel engel, 13.8 ile ortopedik, 9.5 ile görme, 8.0 ile işitme, 7.6 ile ruhsal ve duygusal, 1.5 ile dil ve konuşma, yüzde 2'yi ise diğer engel grubu oluşturuyor.
Engelliliği en yaygın olduğu kıta Avrupa
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2021 yılının küresel hastalık yükü verilerine göre, bölgelere göre engellilik yaygınlığında 20.0 ile Avrupa ilk sırada yer alıyor. Avrupa'yı 19.4 ile Amerika, 15.6 ile Güney-Doğu Asya, 15.3 Batı Pasifik, 14.7 ile Doğu Akdeniz, 12.8 ile Afrika takip ediyor.
Birleşmiş Milletler'e göre dünyada 100 milyondan fazla engelli çocuk bulunuyor. UNICEF, sokakta yaşayan çocukların yüzde 30'unun engelliliğin bir türüne sahip olduğunu belirtiyor. UNESCO'nun açıkladığı bir başka veriye göre ise gelişmekte olan ülkelerdeki engelli çocukların yüzde doksanının okula gitmediği biliniyor.
BM Kalkınma Programı'na göre engellilerin yüzde 80'i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
rakamlarla dünyada engelli bireyler
© Sputnik / Kerimcan Malaz
rakamlarla dünyada engelli bireyler
© Sputnik / Kerimcan Malaz
Türkiye'nin 'engel' tablosu
TÜİK'in 31 Aralık 2021 tarihli engelliler kapsamında açıkladığı istatistiklere göre, Türkiye'de 5 milyon 841 bin 180 engelli bulunuyor. Bu rakamın 3 milyon 337 bin 922'sini kadınlar, 2 milyon 503 bin 258'ini erkekler oluşturuyor.
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün paylaştığı rakamlara göre, resmi bakım ve rehabilitasyon merkezlerinden hizmet alan engelli birey sayısı 2002'de bin 843 iken, 2023 yılının Temmuz ayı itibarıyla 7 bin 58’e ulaşmış durumda.
T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden edindiği bilgilere göre, Türkiye'de 2023 yılı Nisan ayı itibarıyla yatılı olarak 107 bakım ve rehabilitasyon merkezi, 149 umut evi, 135 gündüz merkez ve gündüz hizmetin de verildiği yatılı kuruluş sayısı olarak toplam 391 yatılı ve gündüzlü resmi bakım ve rehabilitasyon merkezleri bulunuyor.
T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden edindiği bilgilere göre, Türkiye'de 2023 yılı Nisan ayı itibarıyla yatılı olarak 107 bakım ve rehabilitasyon merkezi, 149 umut evi, 135 gündüz merkez ve gündüz hizmetin de verildiği yatılı kuruluş sayısı olarak toplam 391 yatılı ve gündüzlü resmi bakım ve rehabilitasyon merkezleri bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2022 yılı için açıkladığı istatistiklere göre kaynaştırmada 357 bin 319, özel eğitim okuluna devem eden 60 bin 192, özel eğitim sınıflarında ise 55 bin 175 olmak üzere örgün eğitime devam eden 472 bin 636 engelli öğrenci bulunuyor.
TÜİK'in açıkladığı 2022 yılının Temmuz ayı verilerine göre özel ve kamuda çalışanlar olarak 140 bin 632 işçi, 65 bin 662 memur olmak üzere 206 bin 294 engelli yer alıyor.
Türkiye'de engelli bireyler arasında yatılı bakım hizmeti alanların yüzde 61'ini zihinsel, yüzde 26'sını bedensel ve yüzde 13'ünü ise ruhsal engelliler oluşturuyor.
Başkentte engellilerin evde bakım oranı düşük
T.C Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2023 Temmuz ayı bülteninde yer alan istatistiklerde nüfusa oranına göre evde bakım yardımı alan engelli sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla Bartın, Bitlis, Mardin, Muş ve Siirt ön plana çıkıyor. Nüfusa oranına göre bu yardımdan faydalanan engelli birey sayısının en az olduğu 5 il ise; Ankara, Bilecik, Denizli, Eskişehir ve İzmir olarak yer alıyor.
Türkiye'de evde bakım yardımından yararlanan kişi sayısı 2007 yılında 28 bin 583 iken bu sayı yaklaşık 20 kat artarak 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla 568 bin 286'yı buldu.
Mülga Devlet Personel Başkanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'na göre kamuda istihdam eden engelli birey sayısı 2002'de 5 bin 777 iken, 2023 yılının Temmuz ayı itibarıyla 67 bin 989'ya yükseldi.
Engellilerin Türkiye'de iş gücüne katıma oranı Türkiye İstatistik Kurumu’nun Mayıs 2023 verilerine göre, erkeklerde yüzde 71.5 kadınlarda yüzde 36.1 toplamda ise yüzde 53.6 olarak kayıtlara geçti.
Rakamlarla Türkiye'de engelli bireyler
© Sputnik / Kerimcan Malaz
Türkiye'de engelli nüfus oranının en yüksek olduğu il Tunceli
Ulusal Engelli Veri Sistemi'ndeki ikamet adresi illere göre yer alan verilerde, engelli nüfus oranlarının en yüksek olduğu iller sıralamasında ilk sırada Tunceli yer aldı. 82 bin 498 nüfusa sahip Tunceli şehrinde engelli nüfusu 7 bin 742'dir. Engelli nüfus oranlarının en fazla olduğu iller sıralamasını Tunceli'nin ardından Bartın, Artvin, Ardahan, Bingöl ve Bitlis yer alıyor.
En az engelli nüfus oranına sahip illerin başında ise İstanbul geliyor. Engelli nüfusun 370 bin 430 olduğu İstanbul'da engelli nüfusun şehir nüfusuna oranı yüzde 2.47'dir. İstanbul'un ardından Gaziantep, Ankara, Antalya ve Kütahya engelli nüfus oranlarının en az olduğu iller olarak yer alıyor.
Rakamlarla Türkiye'de engelli bireyler
© Sputnik / Kerimcan Malaz
Rehber Köpekler Derneği ve Türkiye Körler Vakfı danışma kurulu üyesi Ali ilhan, uzun yıllar engelli bireylere yönelik çalışmalarını rehber köpeklerin engelli bireylere olan katkısını, dünyada ve Türkiye'de engellilere yönelik güncel sorunları Sputnik'e anlattı.
Pratikte uygulanmaya başlayan 'rehber köpek' çalışması sayesinde toplumda bir farkındalık oluştuğunu belirten Ali İlhan, engelli bireylerin sosyal hayata karışarak sorunları daha kolay aşacağına dikkati çekti.
Pratikte uygulanmaya başlayan 'rehber köpek' çalışması sayesinde toplumda bir farkındalık oluştuğunu belirten Ali İlhan, engelli bireylerin sosyal hayata karışarak sorunları daha kolay aşacağına dikkati çekti.
'Rehber köpek' çalışmasıyla engelliler kendini daha güvende hissediyor
Sosyal hayata katılımlarını daha özgürce sağlayabilmek için Türkiye’de ilk kez ‘rehber köpekler’ okulunu Avcılar Belediyesi’yle birlikte açıyoruz. Rehber köpekler abrador ve golden ırkı köpeklerle birlikte görme engelli bireyler eşleştirilecek ardından 2 yıl bir eğitim sürecinden geçilecek. Eğitim sonunda o engelli birey sokaklarda daha rahat gezebilecek, toplu taşımayı daha rahat kullanabilecek. Burada amacımız rehber köpeklerin ve engelli bireylerin bir hayat arkadaşı olmaları. Bu projeyle bir engelli kendini daha güvende hissediyor. Hem duygusal hem fiziksel açıdan çok daha iyi hissetmesini sağlıyor. Daha önce rehber köpeklerin her yere girebilmesi için kanun teklifi vermiştik ancak kanun çıkmadı.
Şu anda rehber köpek projesi pratikte uygulanmaya başlandı. Toplumda bir farkındalık oluştu. Bu farkındalığı daha da geliştirmek, görme engellileri evdeki hayatlarından çıkarmak gerekiyor. Çok sayıda engelli kişi sosyal hayata katılamıyor, birçok şeye erişemiyor.
Şu anda rehber köpek projesi pratikte uygulanmaya başlandı. Toplumda bir farkındalık oluştu. Bu farkındalığı daha da geliştirmek, görme engellileri evdeki hayatlarından çıkarmak gerekiyor. Çok sayıda engelli kişi sosyal hayata katılamıyor, birçok şeye erişemiyor.
Engelli nüfusa yönelik Türkiye'de sistematik bir veritabanı bulunmadığına dikkati çeken İlhan, en son güncel verilerin 2011'e ait olduğunu ve DSÖ'nün açıkladığı verilere dayanarak Türkiye'de engelli nüfus tahmininde bulunulduğunu belirtti.
'Türkiye'de engelli nüfus sayısı yüzde 10'u buluyor'
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun yüzde 15’i engelli. Türkiye’de çok sağlıklı bir veri tabanı olmadığından maalesef çok sağlıklı bir veriye sahip değil. Çünkü TÜİK ile Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün çelişkili verileri var. Bu veriler maalesef güncellenmiyor. En son 2011’e ait veriler var. Türkiye’de veri tabanı sistemi oturmadığından Türkiye’de engelli birey sayısına dair doğru bir rakam vermek mümkün olmuyor. Ancak DSÖ’nün verilerini baz alarak düşündüğümüzde ortalama nüfus oranlarına göre ülkelerin bizim ülkemizde yüzde 10 gibi bir rakamın olduğu söylemek mümkün.
'Depremde hayatını kaybeden engelli sayısı bilinmiyor'
Türkiye'yi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden engelli sayısına dair bir verinin bulunmadığını belirten İlhan, ''Türkiye’de adrese dayalı bir veri olmadığından deprem bölgesinde maalesef en son kurtarılan, toprağın altında kalan engelliler oldu. Eğer bizim adrese dayalı bir veri sistemimiz olsaydı yerel yönetimlerde belki bugün birçok engelli hayatta olabilecekti. Orada hem kurtarma ve koordinasyon ekibinin bilgisizliği hem de bir veri tabanının olmaması çok sayıda engellinin hayatına kaybetmesine neden oldu maalesef. Hatta Türkiye deprem bölgesinde hayatını kaybeden engellilerin sayısını bilmiyor.'' sözlerine dikkati çekti.
Türkiye'deki en büyük sorunun önce sağlamlar sonra engelliler anlayışı olduğunu belirten İlhan, şunları söyledi:
'Önce sağlamlar sonra engelliler anlayışı engellilerin önündeki en büyük engel'
Türkiye’nin en büyük problemlerinden birisi eğitim sorunu, toplumun bilinçsizliği. Elimizde 5378 sayılı kanun var. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ni imzalamışız. Ancak sadece kanun var bunu uygulayamıyoruz. Bizim uluslararası anlaşma yapmamızdan kanun çıkarmamızdan daha çok toplumun bu konuda zihinsel bir dönüşüme ihtiyacı var. Maalesef hala toplumun büyük çoğunluğu engellileri sağlamcılık gözünden bakıyor. Yani önce sağlamlar sonra engelliler, kader ve sağlamcılık maalesef engellilerin önündeki en büyük engel.
'Engellilerle ilgili bir bakanlık kurulmalı'
Türkiye'de siyasette ve kamuda engellilerin temsiliyeti konusunda büyük bir boşluk olduğunun altını çizen İlhan, ''Kamu politikaları açısından erişilebilirlik de Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi. Yani şu anda, eğitime, sağlığa, sosyalliğe erişim, ekonomiye katılım maalesef mümkün olmuyor. Bunların temel bir insan hakkı olduğunu maalesef bu durumu engellilerden esirgiyoruz. Toplumun bu konuda çok acil dönüşüme ihtiyacı var. Bu konuda kamu politikası oluşturulmalı hatta engelliler T.C. Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan ayrılmalı engellilerle ilgili bir bakanlık kurulmalı. Ayrıca da bağımsız bir üst kurul olmalı engellilerin hak izlenimlerini takip edebilecek, ayrımcılığını takip edebilecek mutlaka ve mutlaka bir üst kurul kurulmalı. Türkiye’de engelli politikaları geliştirilirken sizden olmayanlar geliştiriyor.Siyasette temsil ettirmiyorsunuz engellileri. Siyasette temsil ettirmediğiniz sürece siz kendi gözünüzden onların sorunlarına çözüm üretemezsiniz. Ülkeler bu politikaları belirlerken mutlaka katılımcı bir biçimde belirlemeleri lazım. Engelli ailelerin bu konuda çok ciddi sorunları var.'' ifadelerini kullandı.
'Bir engellinin ekonomiye katkıda bulunabileceğine olan inanç toplumda çok zayıf'
Engellilerin yaşam haklarının temel insan hakkı olduğunu topluma kabul ettirilmesi gerektiğini vurgulayan İlhan, Ülkemizde engellilerin okuma oranı üniversitelerde, orta öğretimde hala yüzde 2-3 civarında. Aileler hala çocuklarının okula gitmesinden endişe ediyor, sokakta başına bir şey mi gelecek diye. Aileler de iletişim kuramıyorlar engelli çocuklarıyla. Çünkü nasıl iletişim kuracaklarını bilmiyorlar. Topyekün bu konuda bir dönüşüme ihtiyaç var. Bir engellinin ekonomiye katkıda bulunabileceğine ya da iş yapabileceğine olan inanç toplumda çok zayıf. Onun için en büyük problemimiz bizim öncelikle engellilerin yaşam haklarının temel bir insan hakkı olduğunu kabul etmemiz lazım. Çok ciddi bir ayrımcılıkla karşı karşıya engelliler. Okuyorlar, avukat oluyorlar, hakim oluyorlar. Engelli oldukları için hakim ataması yapılmıyor. O zaman neden hukuk fakültesi okutturuyorsunuz o insanları. Kamu kadroları boş.'' sözlerine yer verdi.