ANKARA FARKI

Metin Külünk’ten çağrı: Herkes Netanyahu hakkında suç duyurusunda bulunsun

AK Parti Eski MKYK Üyesi Metin Külünk Radyo Sputnik aracılığı ile tüm vatandaşları Netanyahu hakkında suç duyurusunda bulunmaya çağırdı. Külünk, "Türkiye’deki vatandaşlarımız adliyelerdeki savcılıklara giderek suç duyurusunu yapabilir" dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına AK Parti Eski Milletvekili ve MKYK Üyesi Metin Külünk konuk olarak katıldı. Metin Külünk ile avukatlar Mücahit Birinci ve Burak Bekiroğlu’nun, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Külünk, Radyo Sputnik aracılığı ile Türk vatandaşlarına ‘suç duyurusu’ çağrısında bulundu. Programda ayrıca İsrail-Filistin çatışması ile uluslararası gelişmeleri değerlendiren Külünk, şu mesajları verdi:

‘Netanyahu Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalı’

“Biz Türkiye Cumhuriyeti devletimize, Adalet Bakanlığı’mıza bu suç duyurumuzu yaptık, Adalet Bakanlığımızı inanıyorum ki küresel hukuku da doğru zeminde inceleyerek bu başvurumuzun Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bu suç duyurumuzun ulaştırılmasına vesile olacak. Ben Sputnik vasıtasıyla Rusya’daki avukatlara sesleniyorum, Sputnik izleyicilerine sesleniyorum, Bu coğrafyadaki tüm Sputnik dinleyenlere sesleniyorum. Bir avukatla konuşarak bizim Türkiye’deki vatandaşlarımız adliyelerdeki savcılıklara giderek suç duyurusunu yapabilir. Bu suç duyuruları teslim alınır ve Ankara’ya gönderilir. Ankara da bütün bu duyuruları hukuka uygun bir şekilde küresel hukuka da bakarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bu suç duyurularının gönerileceğine inanıyorum. Düşünebiliyor musunuz dünyada 1 milyar suç duyurusu olsa. Nasıl dayanacaklar buna?”

‘Batı İsrail'i destekleyerek sonunu hazırladı’

“Karşı karşıya kaldığımız tablonun adı soykırımdır. Son yüz yıldır dünyaya akılcılığı öğretmeye kalkan batı uygarlığı, Atlantik ötesinin liderliğinde rasyonalist olduğunu iddia eden Batı uygarlığı bugün aklı reddeden, gerçeklikleri yok sayan ve doğrudan bir kehanetçiliğin, akıl ötesi bir hayalin peşine takılmış durumda. Bir taraftan İsrail’in Hitleri Netanyahu’nun daha çok katletmesi için önünü açarken ve ona sahip çıkarken Batı uygarlığı bu katliamlara sahip çıkarak Batı uygarlığının felsefi temellerini ilan ettiği Atlantik ötesi çağın sonunu ilan ediyor. Bir karanlık çağın kapandığını, yeni aydınlık çağın kapılarının sonuna kadar açıldığını ortaya koyuyorlar. Bu soykırımcı model onların inşa ettiği son 100 yıllık küresel sistemin artık sonunu getirdi.”

‘İslam ülkeleri kendi aralarında ekonomik ve savunma işbirliği oluşturmalı’

İslam ülkeleri kendi aralarında askeri, ekonomik, kültürel güç birliğini inşa etmiş olsaydı ne Amerika bugün İsrail’i bu kadar şımartabilir, katliamlarının önünü açabilirdi ne de Netanyahu böyle hareket edebilirdi. Kıpırdayamazdı bile. Bu süreçten çıkaracağımız en önemli sonuçlardan birisi tek başına Amerika’nın jandarmalığında dayatılmak istenen dünyaya karşı Asya’nın yükselişi temelinde kendi özeleştirilerimizi yaparak aramızda asla çatışmadan hatta kültürel, ekonomik, askeri, savunma birliğimizi tahkim edecek bir yöntemin kapısını sonuna kadar açmalıyız. Buradan küçültülmüş bir İsrail çıkacak.”

‘ABD'nin Doğu Akdeniz'de yığınağının hedefinde Türkiye de var’

“Netanyahu’nun ajandasında Gazze şeridini tamamen kontrol altına aldıktan sonra oradaki Müslümanları Sina çölüne sürmek ya da dünyanın değişik ülkelerine dağıtma hedefini Allah göstermesin ulaştıktan sonraki ikinci hedefleri Mescid-i Aksa’nın yıkılmasıdır. Üçüncü hedefi de Türkiye’nin de içinde bulunduğu İzmir’den başlayan, Konya’yı da içine alan bir hat hedefi. Bunu saklamıyorlar zaten. Bu aklın Stratejik hedeflerinden birisi zaten Türkiye’nin bölünüp parçalanması. Amerika’nın sadece Doğu Akdeniz’deki değil, Yunanistan’daki, Suriye’deki, Irak’taki üsleri Türkiye’yi üç bir taraftan kuşatma odaklı. Amerika Türkiye’yi bir karara itmek istiyor. Yükselen Asya karşısında ısrarla Türkiye’yi kendi yanında tutmak istiyor. Yanında tutmak isterken de Türkiye’ye karşı Suriye‘yi, PKKyı, FETÖ’yü bir şantaj aracı olarak kullanıyor.”

‘NATO'nun genişlemesi Türkiye'nin aleyhine’

“Tüm parametreler NATO’nun genişlemesinin Türkiye’nin lehinde olmadığını işaret ediyor. Cumhurbaşkanımızın da bu anlamdaki tavrının ‘parlamento gereğini yapacaktır’ yorumu esaslı o anlamdaki cümlelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz şu anda NATO ile zaten hem içerideyiz hem de karşı karşıyayız. Aslında NATO diye bir şey yok, Amerika var. Suriye’de, İsrail politikalarında, Yunanistan stratejilerinde, FETÖ üzerinden, Ukrayna-Rusya savaşında da karşı karşıyayız. Amerika’nın müttefik ruhuna uygun hiçbir tavrı yok. Hiç bir uygulaması yok. Tam zıttı Amerika Türkiye’yi teslim alabilmek için NATO dâhil bütün gücünü içerdeki uzantıları ile beraber harekete geçirmiş durumda.”

‘Meclis İsveç'in NATO üyeliğini reddetmeli’

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İsveç ile ilgili kararının bu anlamda milletin kamu vicdanının sesi dinlenerek ret çıkacağını düşünüyorum. Parlamentonun önümüzdeki süreçte ‘NATO’nun genişlemesinin Türkiye cumhuriyeti devleti için hangi faydaları, hangi riskleri olacak?’ sorusunu sağlıklı zeminde değerlendirerek kamu vicdanını incitmeyecek bir kararın parlamentoda arkadaşlarımızın reyleriyle çıkacağını düşünüyorum. Çıkması gerektiğine de inanıyorum.“

Yorum yaz