"Çok kültürlü ülke oluşu Türkiye’nin çok farklı dini inanış, kültürel ve etnik kökenden insanların birikimlerini aynı yerde toplaması ve birbirlerini etkileyerek, birbirlerinin bilgilerini geliştirmesiyle ilgiliydi. Bu etki Türkiye’de müthiş bir geleneksel gıda altyapısı oluşturdu. Geleneksel gıdaların öneminin 2000’li yılların başında farkına vardık, Batı’da hareket başladığı için, o konuda konuşmaya başladık. Endüstriyel üretilmiş gıdaların arasında kaybolma riski başlıyor, gençlerin tanımama riski başlıyor. Biz de kaybolma engellensin diye bir sempozyum düzenledik, benim başkanlığımda, Tarım Bakanlığı, Gıda Mühendisleri Odası Başkanlığı ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin katılımıyla. Amaç tamamen o ürünleri kayıt altına almak, envanterlerini çıkarmak. Ama bu bir sempozyumla olacak iş değil. Hala ulaşılmamış geleneksel gıdamız var."