Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında, göç odaklı 18 Mart Mutabakatı 2016 yılında imzalanmıştı. AB ülkeleri, 2015 yılındaki göç krizinde çoğu Suriye’den kaçan 1,2 milyon göçmeni topraklarında ağırlamak istemedi. Türkiye’den tehlike bir şekilde denizi aşarak Yunan adalarına gitmeye çalışan göçmenlerin, Avrupa’ya girişini önlemek için bu göçmenlerin Türkiye’de kalmaları koşuluyla mali yardımda bulunmayı vaat etti.
AB, Türkiye'nin mülteci almasına yardımcı olmak için her biri 3 milyar Euroluk iki ödeme yapmayı taahhüt etti. AB ayrıca, Türk vatandaşları için vize muafiyeti, AB'ye üyelik ve Gümrük Birliği’nin genişletilmesi konusunda vaatlerde bulundu.
Mutabakat, Türkiye’nin çabalarıyla göç akınının kontrolü ve mültecilere ev sahipliği yapılması konusunda etkili sonuçlar yaşandı. Ancak Türkiye’ye fayda sağlayacak diğer unsurlarda ilerleme kaydedilmedi. Katılım müzakereleri canlandırılmadı. Gümrük Birliği güncellemesi müzakerelerine başlanmadı ve vize muafiyeti gerçekleşmedi.
Aradan geçen 7 yıl sonunda AB’nin üzerine düşenleri yerine getirmemesi üzerine Türkiye’de anlaşmadaki uygulamalara fiilen son verdi.
‘AB’den düzensiz göçmen kabulü mümkün değil’
Göç İdaresi Başkanı Atilla Toros TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu’ndaki sunumu sırasında 18 Mart mutabakatının uygulanmadığını açıkladı. Toros “AB ile uygulanan geri kabul anlaşması üçüncü ülke vatandaşları için uygulanmıyor. AB’den gönderilen yasadışı göçmenin bu durumunda kabulü mümkün değil” ifadelerini kullandı.