1 yıldır çözül(e)meyen Kuzey Akım-2 sabotajı: Batı neden hala suçlunun adını koyamıyor?
26 Eylül 2022'de patlatılan Kuzey Akım-2 projesinin sabotajının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen henüz patlamayı kimse üstlenmiş durumda değil. Batılı ülkeler sorumluluk almaktan kaçarken Pulitzer ödüllü gazeteci ve eski CIA İstasyon Şefi Giraldi son bir yılda yaşananları Sputnik'e anlattı.
Sitede okuBundan tam bir yıl önce Rusya’dan Almanya’ya Baltık Denizi altından geçen ve Batı Avrupa’ya doğalgaz sağlayacak Kuzey Akım boru hatlarının dördünden üçü sabotajla imha edildi. Batılı araştırmacılar şu ana kadar patlamanın arkasındaki sabotajcıları bulamadı.
Kuzey Akım projesinin boru hatlarında 26 Eylül 2022’den itibaren ‘gaz sıkıntıları’ başladı ve Avrupa Birliği bu sorun için ‘kasıtlı bir saldırı’ sonucu yaşanmış olabileceğini belirtti. İki gün sonra ise Kremlin, Rusya’nın Kuzey Akım’a yönelik yaşanan saldırılarla alakalı ortak bir soruşturmaya hazır olduğunu duyurdu. Ancak Batı ülkeleri, Moskova’nın talebini reddetmekle kalmayıp, ‘Rusya’nın kendi boru hattına sabotaj gerçekleştirdiği’ iddia etti. Sonrasında ise Batılı yetkililer bu ‘garip’ suçlamadan geri adım atsalar da hiçbir zaman potansiyel failin adını vermediler.
12 Ekim 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olayı “uluslararası terör eylemi” olarak nitelendirdi. Tam olarak bu sırada, doğalgaz fiyatlarının yükselmesi ve ABD’nin AB’ye oldukça karlı bir şekilde sıvılaştırılmış doğalgaz sözleşmeleri imzalama başlamasıyla birlikte, Kuzey Akım projesinin yok edilmesinden en çok faydayı Washington yönetiminin sağladığı görülmeye başlandı. Öncesinde de, ABD yönetimi dev proje olan Kuzey Akım projesinden faydalanacak aktörleri tehdit etmiş, dahası boru hatlarını yok edeceğine dair çeşitli tehditlerde bile bulunmuştu.
Sputnik’e konuşan eski CIA İstasyon Şefi (şu an Ulusal Çıkar Konseyi Yönetici Direktörü) Philip Giraldi, “ABD Başkanı Joe Biden’ın, Rusların Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunması halinde Kuzey Akım 2’yi durduracağı şeklinde tehditler savurduğunu biliyoruz. Bu tehdit söylemleri, Dışişleri Bakanlığı’ndaki Dışişleri Müsteşarı Victoria Nuland tarafından birçok kez tekrarlandı. Yani hem Joe Biden hem de üst düzey bir ABD yetkilisi, operasyon gerçekleşirse boru hattını durduracaklarını söyledi. Elimizde bizzat bunun ABD hükümeti tarafından yapılacağını söyleyen bir açıklama var” dedi ve şunları ekledi:
“Bunun yanında, ABD’nin askeri yetenekleri göz önünde bulundurulduğunda bunu yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu söyleyebilirim. Patlayıcıları yerleştirecek dalgıçları ve boruları havaya uçuracak drone’ları ayarladılar, çünkü bunu yapabilecek kapasiteye sahiplerdi. Ayrıca, Rusya’nın Avrupa’daki siyasetini etkilemek için enerji kaynaklarını kullanma kabiliyetini zayıflatmak gibi bir amacı da vardı. Sonunda tüm her şey, bunun içindi.”
8 Şubat 2023’te Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh, Biden ve ABD istihbaratının Norveçli ajanların yardımıyla Kuzey Akım boru hattını patlatmaya yönelik açık bir planını detaylı bir şekilde anlatarak tabiri caizse ‘yeni bir bomba’ patlattı.
Hersh’in iddialarını değerlendiren eski CIA İstasyon Şefi Giraldi de, Hersh’ün anlatısının ‘her ayrıntısının doğru’ olduğunu düşündüğünü belirtti. Giraldi, “Bir şekilde tanıdığım Hersh’in CIA ve Pentagon içinde mükemmel kaynakları olduğunu size teyit edebilirim. Yani bize anlattıkları doğrudan bu konuyu bilen insanlardan geliyor” diye ekledi.
'Suçlu kim' oyunu: Andromeda Masalı, bir nevi yılan hikayesi
7 Mart’ta ABD ve Almanya medyası, uluslararası araştırmacıların 26 Eylül 2022 sabotaj saldırısının izini 15 metrelik kiralık bir yat olan Andromeda’da faaliyet gösteren Ukrayna milliyetçisi bir grubun yaptığını iddia eden iki ayrı makale yayınladı. Haber hemen büyük tartışmalara yol açtı.
Makalelerin tartışmaya sebep vermesinin nedeni açıktı: 15 metrelik kiralık bir yat, boru hatlarını imha etmek için gerekli bin 500 veya iki bin kilogram patlayıcıyı taşıması nasıl mümkündü? Ayrıca, ‘Andromeda’ yatının bu miktardaki patlayıcıları güvenli bir şekilde suya indirecek vince dahi sahip olmadı da belirtildi. ‘Gönüllülerden’ oluşan bu grubun, bu miktarda patlayıcı Avrupa’nın bir ucundan diğer ucuna nasıl taşıdığı da belli değildi.
Diğer bir problem ise, patlamanın meydana geldiği Baltık Denizi’nin derinliğinin yaklaşık 80 metre olmasıydı. Yani, borulara patlayıcıları döşemek için normal bir geminin sahip olmadığı özel dalış ekimanları gerekirdi. Bunun da ötesinde, kendilerini ‘Gönüllü Ukrayna milliyetçileri’ olarak tanıtan bu sözde sabotajcıların yatı kötü durumda iade etmesi ve içinde birkaç sahte pasaport bırakması, hikayeyi daha da şüpheli hale getirdi.
Gazeteci Hersh, bu ana akım haberini 'oldukça komik' bulanlardan. Ona göre bu haber sadece bir ‘medya hikayesi’ değil, aynı zamanda CIA tarafından ABD ve Alman medyasına servis edilen kasıtlı bir ‘parodi haber’ idi.
Araştırmacı gazeteci, 5 Nisan’da ana akım tarafından üretilen hikaye için şunu yazdı:
“Profesyonel analistler ve uzmanların dünyasında, bu hikayenin sadece şeytani CIA tarafından üretilmiş ve gerçeği bastırmak için yazılmış saçma bir haber olduğu anlaşılacaktır.”
Eski CIA İstasyon Şefi Giraldi’ye göre de Batı medyasında son çıkan Ukrayna gönüllüleri haberinin herhangi bir elle tutalacak yanı yok. Giraldi, hikaye hakkında şunları söylüyor:
“Bakın, istihbarat dünyasında bir şeyleri yaparken doğrular için detaylar ararsınız – ya hikaye gerçekten güvenilir bir kaynaktan geliyordur ya da hikayenin teyitlenmesini sağlayan detaylar verirsiniz. Ben bu hikayede ikisini de göremedim. Bir hikayede Ukraynalıların bu eylemi gerçekleştirdiği veya Almanya’dan insanların bot kiralayıp sabotajı gerçekleştirdiği anlatılıp duruyor. Benzer hikayeler tekrarlanıp dururken, bu hikayenin doğru olduğunu varsaymak için hiçbir neden veya kanıt göremiyorum.”
Giraldi, şu ana kadar duyduğu hiçbir haberin Hersh’in haberi kadar inandırıcı olmadığı söyledi. Giraldi ayrıca, ABD’nin bu eylemi gerçekleştirmek için bir nedeni ve kapasiteye sahip olduğunu belirtti ve şunu ekledi:Bu şekilde ABD, Rusya’nın Batı Avrupa’daki etkisini de zayıflattı. Bence hikaye, görünüşe göre Norveçlilerin yardımıyla ABD’nin bunu yaptığı gerçeğini destekliyor ve bu yapılırken diğer NATO müttefiklerinden bazılarının da bilgilendirildiğini tahmin ediyorum. Başka bir deyişle, tüm detaylar olmasa da Baltık’ta bir şeyler olacağı hakkında birkaç NATO ülkeleri de bilgiye sahipti.
AB müfettişleri neden suçlunun kim olduğunu söylemiyor?
Giraldi, İsveç, Danimarka ve Almanya olmak üzere üç ülkede yürütülen resmi soruşturmalara rağmen sabotajdan kimin sorunlu olduğunun sorusunun cevapsız kalmasının şaşırtıcı olmadığını söylüyor:
“Üç soruşturma yürütülmüş olması hiçbir şey ifade etmiyor çünkü soruşturmayı yürüten üç ülke de NATO üyesi. Dolayısıyla bunun Ruslar ya da Ukraynalılar tarafından gerçekleştirildiği iddiasına karşı çıkmak için hiçbir gerekçeleri yok.”
Fakat Giraldi, Almanya’nın yürüttüğü soruşturmanın yine de gerçeğe en yakın soruşturma olduğunu belirtiliyor:
“Kuzey Akım boru hatlarının patlatılmasından en çok zararı, Almanya gördü ama yine de, kamuoyu açısından anlatılanlar ABD ve NATO için kabul edilebilir bir anlatıydı. Fakat, Almanya’nın ekonomisi zor durumda. Rus enerjisine bağımlılardı ve eminim ki birçok Alman bu yaşanan sabotajdan şikayet etti. Yaklaşık 2 ay önce Doğu Avrupa’daydım ve insanlardan ‘Hem Rusya hem Avrupalılar için harika olacak bir projenin yok edilmesinin ne kadar saçma olduğunu duydum’ sözlerini duydum.”
Eski CIA İstasyon Şefi'ne göre, projeyi yok etmede ABD ve Norveç dışında kimin sabotaj hakkında gözü kara bir şekilde bilgisinin olduğunu incelemek oldukça ilginç. Ayrıca Giraldi, Berlin yönetiminin başından beri ABD ve Norveç ile iş birliği içinde olup olmadığından şüphe duyduğunu belirtiyor ve “Hiçbir ülke, kendi ekonomisini isteyerek feda etmez” ifadelerini kullanıyor.
Buna ek olarak Giraldi, Kuzey Akım boru hatları projesinin sadece Gazprom’a ait değil, diğer birçok AB ülkesinin şirketlerinin yatırımlarını da içerdiğini vurguluyor.
“Ancak işin mali boyutu hikayenin sadece yarısı. Başka bir kısmı ise boru hatlarını havaya uçuranların Ukrayna krizini dramatik bir şekilde tırmandırma riski almış olmalarıydı. Kuzey Akım’ın sabotajı bir savaş sebebiydi. Bu yüzden eğer gerçeği öğrenebilirsek gelecekte oldukça ilginç şeyler olacak.”
17 Eylül 2023 tarihinde Rusya'nın BM Daimi Temsilci Birinci Yardımcısı Dmitri Polyanski, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'ni Kuzey Akım doğalgaz boru hatlarını görüşmek üzere toplantıya çağırdığını ve konseyin sabotajın gerçekleşmesinden bir yıl sonra, yani 26 Eylül Salı günü toplanacağını söyledi.
27 Ağustos'ta Almanya'nın Saksonya Eyaleti Başbakanı Michael Kretschmer, hasar gören doğalgaz boru hatlarının onarılması gerektiğini ve bunun ülkenin enerji arzının 5 ila 10 yıl daha güvence altına alınmasına yardımcı olacağını açıkladı.