Serhat Ayan'la Yeni Şeyler Rehberi'nde sosyal anksiyete ve bunu gidermenin yolları gündeme alındı. Modern dönemde birçok insanda toplum içerisinde ve sosyal ortamlarda sürekli olarak kaygı, endişe ve korku duyma durumları gözlemleniyor. Uzmanlara göre sosyal anksiyete sebebiyle insanlar, başkalarının kendileri hakkında ne diyeceği ve ne düşüneceği konusunda yoğun bir kaygı yaşıyor. Psikologlar ve psikiyatristler tarafından “sosyal anksiyete” olarak tanımlanan bu olgu, halk arasında “sosyal fobi” olarak da biliniyor.
Bloom Psikoloji’den Uzman Psikolog Gökhan Ergür’e göre sosyal anksiyetede, genetik durum yüzde 30’a kadar etkili bir orana sahip. Ailede sosyal anksiyete görülüyorsa, ailenin diğer üyelerinde de bu durumun görülme ihtimalinin bulunduğunu kaydeden Gökhan Ergür, sosyal anksiyetenin bir diğer sebebinin de çocukluk dönemi olduğunu ifade etti. Bir çocuğun okul, aile ve arkadaş ortamı gibi sosyal bir çevrede utandırılması, travmatik deneyimler yaşaması veya 'fanus içinde büyütme' olarak tabir edilen her hareketin kontrol edildiği baskıcı ebeveyn tutumları, ilerleyen yıllarda o çocuklarda sosyal anskiyete gelişmesine sebep oluyor.
Sosyal kaygıyla nasıl mücadele edilir?
Genel olarak 10 yaş öncesi çocuklarda sosyal anksiyetenin temellerinin atıldığının altını çizen Uzman Psikolog Gökhan Ergür, sosyal kaygı durumuyla nasıl mücadele edileceğini şu şekilde anlattı:
“Öncelikle bir uzman görüşü almakta fayda var. Bir uzmanla görüşmekte fayda var. Uzmanların kullandığı ilaç ve terapi desteği çok önemli. Burada bilişsel davranışçı terapi denilen yöntemle bu fobilere yaklaşılıyor. Şunu da unutmamak gerekiyor, bu durum zamanla kaybolmaz. Çocuğunuzda varsa da aynı şekilde. Sosyal anksiyete zamanla kaybolmuyor. Muhakkak uzman görüşü ve tedavi almak gerekiyor. Bazı insanlar elbette içe dönük olabilir ancak sosyal anksiyete, insanların hayatının bütününü etkiliyor. Akademik başarıdan arkadaş ilişkilerine kadar sosyal anksiyete her şeyi olumsuz etkiliyor. Eğer bir kişi toplum önüne çıktığında yoğun bir korku yaşıyorsa, mesela okulda bir çocuk tahtaya çıktığında endişeleniyorsa, mağazalarda satıcılarla iletişim kuramıyor ve sürekli utanç duygusu yaşıyorsa, yani kişinin normal sosyal hayatı sekteye uğruyorsa, orada sosyal anksiyete vardır. Utangaçlıkla arada ince bir çizgi var. Utangaç kişiler çevreyi gözlemler ve kendisine yönelik olumsuz tavır olmadığını fark eder. Sosyal anksiyete bozukluğu olanlar ise sürekli başkalarının kendisini kötü, küçük ve yetersiz gördüğünü düşünür ve buna göre hareket eder. Çekingen kişilik ile sosyal fobinin arasındaki en önemli fark bu.”