‘IMF ile masaya oturmuş gibi davranıyorlar’
“IMF’nin kapısını çalsalar IMF daha insaflı bir gelirler politikası önerirdi. Baktığınız zaman korkunç vergiler var çocuk bezinden temizlik malzemesine kadar. IMF’den daha insafsız bir program ve daha başıbozuk bir program. Bir IMF programında aynı zamanda gereksiz kamu harcamalarının nasıl kısılacağını görürsünüz ki ondan sonra karşınıza çok yüksek bir bütçe açığı çıkmasın. Fakat işin ilginç tarafı Mehmet Şimşek kamu harcaması tarafında hiçbir şey söylemedi. Ne kadar fazla vergi alacaklarını söyledi ama bizler nasıl bir kamu harcama programı ile karşı karşıya kalacağız? Nasıl bir bütçe ile önümüzdeki döneme gireceğiz? O yok. Bu program bu haliyle bütüncül bir program değil. Çünkü hedefler yok ortada. IMF ile masaya oturacaklarını sanmıyorum ama zaten IMF ile masaya oturmuş gibi davranıyorlar.”
‘Her 1.6 çalışan 1 emekliye bakıyor’
“Bu ülkenin 5’te 1’i emekli ve her 1.6 çalışan 1 tane emekliye bakıyor. O yüzden de ben önümüzdeki dönemlerde de emeklilere bu ülkenin bütçesinden çok fazla zam verilebileceğini, kaynak ayrılabileceğini düşünmüyorum. Bizim burada çok daha uzun dönemli yapısal bir problemimiz var. Zamanında siz insanları 40-45 yaşında emekli ederseniz, çok fazla çalışmadan hayatlarının yarısında emekli olurlarsa daha sonrasında şimdi olduğu gibi 16 milyon emekli insan olur ve siz o 16 milyon emekli insana hazinede çok fazla kaynağınız olmadığı için isteseniz bile çok fazla zam yapamazsınız. Zamların yetersizliğinin arkasında yapısal sorunlar var.”
‘Yeni vergi artışları ve yeni zamlar kapıda’
“Mutlaka yeni vergi artışlarının ve yeni zamların kapıda olduğunu düşünüyorum. Bunu yapmazlarsa çok ciddi bir bütçe açığı ile karşılaşacağız zaten. O çok yüksek bütçe açığını finanse etmek için ne yapıldığını biliyoruz, Merkez Bankası’nın kapısı çalınacak. O da enflasyon yaratacak. Enflasyon dediğimiz şey de halkın üzerine konulmuş ekstradan vergi. Bu bütçe açığı milli gelirin yüzde 10’u kadar olacak bizim hesaplarımızda. Yüzde 10’luk bir bütçe açığı siz az bir bölümünü ancak iç ve dış borçlanma ile finanse edebilirsiniz, geri kalan kısım için ben mutlaka Merkez Bankası’nın kapısının çalınacağını ya da ekonomi yönetiminin ekstradan gelir yaratmak isteyeceğini söyleyebilirim ya da kamu varlıklarını satma yoluna gidebilirler.”
‘Yüzde 25 sınırlaması kira artışlarında büyük bir etken’
“Vatandaşın kiralık konutunu boş tutması bu yüzde 25’lik tavan artışının kira getirisinde enflasyonu düşündükleri vakit geri kalacağını düşünerek yaptığı bir hareket olduğunu düşünüyoruz. Vatandaş satılık konut tarafına erişemediği için kiralık tarafına yönleniyor. Dolayısıyla kiralıkta da talep olduğu için yukarı doğru bir çıkış var. Örneğin 10 bin liralık bir konut düşünelim. Vatandaş aynı yerdeki bir konutun bir yıl ya da birkaç ay sonra 15-20 bin liraya kadar kiraya verileceğini düşünüyor ve ‘kirayı 15 binden başlatacağım’ diyor. Dolayısıyla yüksek kira ile başlangıç oluyor. Yüzde 25 sınırlaması konut kiralarındaki artışın önemli bir sebebi.“
‘Lokasyona göre fiyat tespiti yapılmalı’
“Ankara özelinde Çankaya’da ortalaması 12 bin ile 72 bin TL arası fiyatlarla karşı karşıya geldik. Kesinlikle lokasyona göre fiyat tespiti yapılmalı. Çevre bakanlığı, ilgili yerel yönetimler, değerleme firmaları ve emlak odaları ile beraber ortak bir kurul oluşturulmalı. Bu kuruldan rapor alınıp bu rapor alınmadan kira kontratını yapamamalı vatandaş. Böyle bir rapor zorunlu hale getirilmeli. Aynı konumda aynı cephede daire bir tanesi 10 bin liraya vermiş, diğeri 20 bin lira istiyor. Çok bilinçsiz bir fiyat grafiği ortaya çıkıyor.”