Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programına Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı Burak Önder konuk oldu.
‘İhracat fetişizmi’ kavramından hareketle Türkiye’deki ihracata yönelik bakış açısını eleştiren Burak Önder, bu fetişizmin kötü sonuçlar yarattığını iddia etti. Önder, firmaların sahip olmaları gereken nitelikleri anlatarak ihracatta fark yaratan ülkelerin özelliklerinden bahsetti.
‘Dış ticaret açığı veren ülkelerde ihracat yapmak değerlidir’
İhracat rakamlarının az olmasından dolayı bu konunun çok tartışıldığını söyleyen Önder, “Toplumda en çok ne konuşulursa orada bir eksiklik vardır” diyerek açıklamalarına şöyle başladı:
“İhracat son yılların en gözde kavramlarından, bugün herkesin ağzında bir kavram. İnsan, insanda ne eksik ise onu dile döker. Topluma bakıyorsunuz, toplumda da en çok ne konuşulursa, neler dillere pelesenk oluyorsa orada bir eksiklik vardır. İhracatta böyledir. Özellikle bizim gibi dış ticaret açığı veren ülkelerde ihracat yapmak değerlidir lakin dozaj da önemlidir. İlaç ile zehir arasındaki fark da doz farkıdır.”
‘Hep ihracat demek doğru değil’
‘İhracat Fetişizmi’ kavramını açıklayan Burak Önder, bu fetişizmin kötü sonuçlar yarattığını şöyle açıkladı:
“Bu fetişizmde sonuç, firmalarımızın gerekli hazırlıklar yapmadan, eksikliklerini tamamlamadan uluslararası arenaya çıkmalarıdır. Bu da firmalarımıza olduğu da kadar ülke markamıza da zarar vermektedir. İhracat yapmak çok değerlidir ama hep ihracat diyerek bir firmayı yabancı dil bilen personelleri olmadan, web sitesi kataloğu olmadan, gerekli test ve sertifikaları olmadan teşvik etmek doğru değildir.”
‘Türkiye’deki ilgili kurumların ihracat potansiyeli olan firmaları hazırlaması gerekiyor’
Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırması için nicelikten çok niteliğe odaklanması gerektiğini ifade eden Burak Önder, “İhracatta belli bir seviyeye gelmiş ülkeleri sadece rakamsal başarıları ile ele almak bizi asıl mevzudan uzaklaştırıyor” diyerek şunları dedi:
“Çin’i başka bir yere koyarsak dünyadaki en çok ihracat yapan ilk 10 ülkede, ARGE, tasarım, markalaşma ile katma değerli üretim ve bu üretim kabiliyeti ile de yüksek ihracat rakamlı güçlü ülke markalarının olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki ilgili kurumların da niceliksel olarak ihracatçı sayısını ve ihracat rakamlarını artırmak yerine, ihracat potansiyeli olan firmalarımızı en doğru şekilde ihracata hazırlamaları gerektiğini düşünüyorum. Hep yapıldığı üzere üretimde ve ihracatta belli bir seviyeye gelmiş ülkeleri sadece rakamsal başarıları ile ele almak bizi asıl mevzudan uzaklaştırıyor.”