Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programına uluslararası ticaret uzmanı ve avukat Faruk Aktay konuk olarak Türkiye’nin ihracat ve ithalat oranlarına kıyasla analizlerini aktardı.
Aktay, “Geçtiğimiz sene ticaret açısından 254 milyar dolarlık ihracat ile başarılı oldu diyebiliriz. Öbür taraftan 365 milyar dolar da ithalatımız olarak son 25-30 yılın en büyük ticaret açığını verdik. Şuanda akıllarda ticari politikamız nereye doğru gidiyor ve nereye şekillendirmeliyiz diye soru işareti var" ifadelerini kullandı.
'Türkiye kuru serbest bıraksaydı, bugün dolar...'
Kurun kademeli olarak piyasaların öngördüğü noktaya getirilmesi gerektiğinin altını çizen Faruk Aktay, dolar/TL paritesinin sene sonunda gelebileceği noktayı işaret ederek şunları dedi:
“Türkiye ‘Kur Korumalı Mevduat’ gibi farklı mekanizmalar ile kuru sabit tutmayıp, müdahale etmeseydi ve kuru serbest bıraksaydı bugün belki de dolar Türk lirası karşısında 25-30’ları görecekti. Bizler de bununla paralel olarak daha fazla enflasyon görecektik. Şu anda yapılması gereken bu senenin sonuna kadar kuru kademeli olarak piyasaların öngördüğü biçime getirmektir. Benim düşüncem, kurun serbest piyasada 25 liralara gelmesi gibi bir durum var. İhracatçının arzu ettiği dolar kur oranı da yaklaşık 30 liralara gelmesi şeklinde. Sene sonuna doğru dolar kuru bu ikisinin arasında görülebilir.”
‘En önemli gündem maddemiz Gümrük Birliği’nin güncellenmesi olmalı’
Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin yürüttüğü serbest ticaret anlaşmalarında çıkarlarını koruyamamasına dikkat çeken Aktay, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerektiğine değinerek şöyle devam etti:
“Bizim yeni dönem dış politikamızda en önemli gündem maddemiz Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu olmalıdır. Burada en önemli sorun bizim tarım sektörümüzün şu anda Avrupa Gümrük Birliği’ne dahil olmamasıdır. Bu da potansiyel olarak ihracatımızın geri kalmasına sebep oluyor. Türkiye Avrupa Birliği’nin yürüttüğü serbest ticaret anlaşmalarında da masaya dahil olamadığı için çıkarlarını koruyamıyor. Dolayısıyla yeni dönemde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile Türkiye’nin daha fazla pay alabilmesi mümkün hale gelebilir.”