Merkez Bankası’nın eksiye düşen rezervleri ve dolardaki yükseliş ile ikinci tura giderken son durumu ve seçim sonrası olası senaryoları Prof. Öner Günçavdı, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası'na yorumladı.
Günçavdı, "14 Mayıs seçimleri beka söylemi ve milli güvenlik konularıyla geçmiş oldu. İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar da bu bağlamda değerlendirilebilir. Biz iktisatçılar, ülkemizde karşı karşıya kaldığımız ekonomik problemleri ciddi bir beka sorunu yaratacağı yönünde endişe duymakta. Kamuoyunun da ülkenin güvenliği, askeri güvenliği ve siyasi güvenliği gerçekten bir endişe kaynağı ise ve seçmen açısından bir sebep ise bu ekonomik bekanın ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum. Ekonomik problemler ister istemez siyasileri kaynak için bazı uluslararası siyasi tavizler vermeye itiyor. IMF gibi uluslararası kurumlara karşı temkinli duruyoruz çünkü bu kurumlarla ilişkiye girdiğinizde, kaynak aldığınızda bu kurumlar sizin özgür bir şekilde yapacağınız ekonomik politikalara patronaj koyuyorlar. Onların derdi, ülkenin kendi içerisindeki sosyal ve toplumsal barış değil onların derdi verdikleri paranın geriye alınması" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da daha önce yinelediği "Bu ülkeyi geçmiş siyasiler 70 cent’e muhtaç etmiştir" sözüne dikkat çeken Günçavdı, "Bu laf Demirel’in ifadesiydi ama daha sonra Turgut Özal da çok sık kullanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu lafı ödünç aldı. Türkiye’nin şu anda karşı karşıya kaldığı durum 70 cent’e muhtaç durumudur. O gün 70 cent kasada vardı ama şu anda eksideyiz, borçluyuz. Piyasaya müdahale edebilmek için Merkez Bankası rezervleri artık ekside. Çok uzun zamandan beri karşı karşıya kalmadığımız bir durum. Basit bir şekilde uygulanan ekonomik politikaların sürdürülemeyeceğinin en basit göstergesidir" yorumunu yaptı.
Günçavdı, "Diyorlar ki faiz düşük... Düşük de o faizden kim kredi veriyor? Şu anda bankacılık sistemi sadece ekonomideki para akımının dönüşüne imkan veriyor. Koca koca firmaların eğer devlete vergi borcu varsa ve vergiyi zorundaysa bankaya gidiyor ispatını yapıyor ve banka şirkete para vermeden direk ödemesin gereken yere parayı veriyor. Buradaki bütün amaç, ekonomideki para akışının durmasını bir şekilde engellemek. Seçmenin tercihi oluşana kadar ekonomiyi bu şekilde götürecekler ve sanal bir durum ortaya çıkacak" diye ekledi.