GÖRÜŞ

Avrupa’da ekonomik kriz alarmı: ‘Almanya’nın resesyona girmesi, Avrupa’nın resesyona girmesi demek’

Rusya’ya yönelik yaptırımların ardından enflasyon ve enerji krizi ile mücadele eden Avrupa’nın ‘ekonomi devi’ Almanya resesyona girdi. Durgunluğun, Avrupa’yı nasıl etkileyebileceğini Sputnik’e değerlendiren ekonomist Soral, “Almanya’nın resesyona girmesi, Avrupa’nın da resesyona girmesi anlamına gelir” dedi.
Sitede oku
Avrupa ekonomisinin lokomotif ülkesi Almanya, 25 Mayıs’ta resesyona girdiğini duyurdu. Reel gayrisafi yurt içi hasılanın iki veya daha fazla çeyrek yıllık periyotta arka arkayanegatif büyüme’ göstermesi halinde yaşanan resesyon, ekonominin durgunluğuna işaret ediyor. Buna göre 2022'nin son çeyreğinde çeyreklik bazda yüzde 0.5 daralma kaydedilen Almanya’da, 2023 ilk çeyreğine ilişkin son GSYH verisinde yüzde 0.3 daralma yaşandı.
Ukrayna krizinin ardından Rusya’ya yönelik yaptırımların bumerang etkisi göstererek Avrupa’yı vurmasından en çok Almanya etkilenmişti. Hem ihtiyacı olan enerji kaynağını kaybetmenin hem de Avrupa Merkez Bankası’nın gerçekleştirdiği faiz artışlarının çapraz ateşinde kalan Almanya; Rusya’nın Ukrayna operasyonu başladığından bu yana aldığı ambargo kararları nedeniyle son 50 yılın rekor enflasyon oranları ile de mücadele ediyor.
Peki, Avrupa Birliği’nin (AB) en güçlü ekonomisine sahip olan Almanya’nın resesyona girmesi bölgesel ve küresel piyasalar için ne anlama geliyor? Konuyu ekonomist Bartu Soral Sputnik’e değerlendirdi.

Almanya neden resesyona girdi?

Almanya’nın neden resesyona girdiğini açıklayan Soral, “Bu kimileri için sürpriz olabilir ama ben, Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yönelik yaptırımları ilan edildiğinde bunu yazmıştım. ‘Bu yaptırımlar geçerliliği olan yaptırımlar değil, bunlar döner başta Almanya’yı vurur’ diye. Matematik basit. Ekonomist arkadaşlardan bazıları, Rusya-Ukrayna çatışması başladığında Avrupa Birliği de yaptırımları ilan ettiğinde ‘Rusya’nın bittiğini ABD’nin kazandığını’ söylemişti. Ben de bu işten esasen AB’nin zarar göreceğini söylemiştim. AB derken de Avrupa’nın üretim üssü ve sanayi üretim merkezi olan Almanya’dan bahsediyorum. Çünkü Almanya sanayide üretim üssü olduğu için enerji girdisine çok ihtiyaç duyuyor ve fosil yakıt ihtiyacı yüksek. Fosil yakıtı satın aldığı Rusya’ya ambargo uygulamak demek, oradan aldığı yakıtın iki katı fiyatına ABD’den LNG almak zorunda kalması demekti. Bu da sanayi girdilerini yükselterek kar marjlarını daraltır, o yüzden fiyatları yükseltmek zorunda kalır ve pazar kaybeder” dedi ve ekledi:

‘ABD, AB’yi Rusya’ya ambargo koymaya zorladı, olan birliğe oldu’

“Nitekim Almanya, kendi pazarlarını bu süreç içinde yani yaklaşık 16 ayda; Çin’e Japonya’ya, Kore’ye ve hatta Türkiye’ye kaybetti. Onun için Almanya’nın resesyona girmesini beklemek şaşırtıcı değildi. Esas şaşırtıcı olan, Almanya’nın bu kararı hangi saiklerle aldı? Herkesin üzerinde durup düşünmesi gereken bu. Almanya nasıl olur da bir üretim üssüyken ama enerjide de yoksunken; enerjide zengin olan Rusya’ya mahkumken böyle bir kararı hangi ülkenin zorlaması ile aldı ve Alman halkını da böyle bir resesyonla karşı karşıya bıraktı? Bunu sorgulamak lazım. ABD, NATO üzerinden Rusya’yı kuşattı, savaşı körükledi, AB’yi Rusya’ya ambargo koymaya zorladı. Şimdi AB’ye hem petrol hem de Rus gazından iki misli maliyetli LNG satıyor. AB’nin ABD’den yaptığı LNG ithalatı 2022’de yüzde 143 arttı. Olan NATO’ya bağlı AB’ye oldu.”

‘Almanya’nın resesyona girmesi Avrupa’nın da resesyona girmesi anlamına gelir’

Almanya’nın Avrupa Birliği’nin üretim ve sanayi üssü olduğuna dikkat çeken Soral, “Bütün ülkeler ortak para birimi olan euroyu kullanmaya başladıktan sonra her yıl Almanya’nın Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerine karşı verdiği dış ticaret fazlası artmıştı. Yani aslında Almanya, euroyla Avrupa’nın geri kalan ülkelerini kendisine üretimde bağımlı hale getirmişti. O yüzden Avrupa’nın lideri Almanya'dır. Almanya’nın resesyona girmesi Avrupa’nın da resesyona girmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

Resesyon ne demek, sonuçları neler olabilir?

Resesyon, bir ülkenin ekonomik faaliyetlerinde en az 6 ay süreyle gerileme yaşanması nedeniyle reel gayri safi yurt içi hasılanın düşmesi, ekonomik faaliyetlerde duraklaması, negatif anlamda istikrarlı bir konjonktür dalgasında doruğu izleyen reel ekonomik faaliyet düzeyinde ılımlı daralma aşaması anlamına geliyor. Kişi başına düşen milli gelirin durağan ve gerileyen haline dönüşmesi, işsizliğin artması, ekonomik faaliyetlerin duraklaması ve gerilemesi ve üretim faaliyetlerinin düşmesi ülkeleri resesyona sürüklüyor. Uzun bir resesyon ise ekonomik çöküş olarak nitelendiriliyor. Ülkelerin resesyon dönemlerinde toplam üretim miktarında gerileme olurken, bununla birlikte, işsizlik artarak milli gelirde düşme yaşanıyor.
GÖRÜŞ
ABD’de temerrüt tehdidi sürerken 19 ülkenin daha katılması beklenen BRICS, doları tahtından eder mi?
Yorum yaz