2023 TÜRKİYE SEÇİMLERİ

Seçime 30 gün kala: İttifakların NATO'ya yaklaşımları nasıl?

Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı’nın adayları seçim beyannamelerini hazırladı. İki ittifakın beyannamesinde NATO’nun güçlendirilmesi ortak vaat olarak yer aldı. Beyannamelerin NATO söylemini değerlendiren Gazeteci Ceyhun Bozkurt Türkiye’de NATO’ya bağımlı yapılanmaların varlığının kendini dönem dönem hissettirdiğine dikkat çekti.
Sitede oku
Cumhurbaşkanları seçilmeleri durumunda yol haritalarını oluşturdu, seçim beyannameleri açıklanmaya başladı. Millet İttifakı'nı oluşturan altı partinin imzası ile beyanname niteliği taşıyan ortak mutabakat belgesi kamuoyu ile paylaşılmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da AK Parti'nin aday tanıtım töreninde seçim beyannamesini paylaştı. Cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın seçim beyannamesi hazırlıkları ise devam ediyor.

Cumhur İttifakı’nın NATO vaadi

Kamuoyu ile paylaşılan beyannameler çoğu konularda farklılık gösterse de NATO konusunda vaatler ortaklaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Beyannamede NATO konusunda “Kaotik dünyanın risk ve tehditlerini karşılamak için NATO ittifakı içinde ve AB nezdinde konumumuzu gerçekçi bir zeminde güçlendirmeyi sürdürürken kendi askeri ve diplomatik kapasitemizi pekiştirecek yenilikçi adımlar atmaya devam edeceğiz. Etkin dış politika ve caydırıcı güvenlik kapasitemizle Türkiye Yüzyılı’nda kendi eksenimizi inşa etmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.

Millet İttifakı’nın NATO vaadi

Altı partinin kurmayları tarafından hazırlanan ve altı genel başkanın imzası ile açıklanan ortak mutabakat belgesinde ise NATO konusunda “NATO ulusal güvenliğimiz açısından sağladığı caydırıcılık bakımından kritik önem taşımaktadır. NATO bünyesindeki katkılarımızı rasyonel bir zeminde ve ulusal çıkarlarımızı gözeterek sürdüreceğiz” vaatlerine yer verildi.

'NATO’ya bağımlı güçler etkisini hissettiriyor'

Türkiye’de son dönemde NATO’cu yapılanmaların güç kaybetmesine rağmen etkisini sürdürdüğünü belirten Gazeteci Ceyhun Bozkurt “Ciddi güç olan Cumhur ve Altılı Masa ittifakının politikalarında en merak edilen vaatlerin başında Batı ve özellikle de NATO ile ilişkiler geliyor. Türkiye 1952’den bu yana üye olduğu NATO’da, özellikle 2016’ya kadar sıkıntılı bir süreç yaşadı. 15 Temmuz 2016’daki FETÖ terör ve casusluk eliyle darbe yöntemiyle yapılan NATO operasyonu sonrasında da yine NATO merkezli Türkiye’yi sıkıştırma, teslim alma manevraları yapıldı. Ama özellikle NATO’cu diyebileceğimiz yapılanmaların etki gücünün kırılmasıyla, Türk devleti içinde direnç daha fazla artırıldı. Ama yine de kendini gizleyen ve NATO’ya bağımlı yapılanmaların varlığı kendini dönem dönem hissettiriyor. Bu nedenle seçim sürecinde NATO ile ilgili vaatler doğal olarak ilgimizi çekiyor” değerlendirmesini yaptı.

‘Cumhur İttifakı NATO’nun yanı sıra bağımsız hareketi de hedefliyor’

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan beyannamede NATO vurgusunun yanı sıra bağımsız hareket etme vurgusunun da yapıldığını belirten Bozkurt “İttifak ve parti bazlı incelediğimizde Cumhur İttifakı’nın iki tane ciddi belgesi mevcut. 28 Ekim 2022 tarihinde açıkladığı Türkiye Yüzyılı vizyonunun anlatan politikalar ile salı günü açıkladığı AK Parti Seçim Beyannamesi… Her iki belgede de NATO üyeliği çerçevesinde Türkiye’nin üzerine düşen sorumlulukların yerine getirileceği, ittifak içinde güçlü bir Türkiye’nin varlığı savunulmuş. Seçim Beyannamesinde NATO ittifakı ve AB nezdinde Türkiye’nin konumunu gerçekçi bir zeminde güçlendirme vurgusu da dikkat çekici. Ancak AK Parti seçim beyannamesinin içinde, muhalefetin aksine, NATO içinde daha bağımsız hareket edebilme imkan ve kabiliyetini artırmaya yönelik hedefler dikkat çekiyor. Bu durum akla Rusya-Ukrayna savaşı özelinde de uygulanan NATO’nun ABD liderliğindeki bazı ülkelerinin aksine Türkiye’nin milli çıkarlarını önceleyerek hareket etme politikasını hatırlatıyor. Türkiye, NATO’nun Batılı ülkelerinin aksine Rusya’ya yönelik tüm yaptırımlara katılmayı reddetmiş, diplomasiyi sürdürmüş, savaşın oluşturduğu tahıl krizinde Rusya ile yapıcı iletişim kurmuş, ekonomik ilişkileri de sürdürmüş. Son olarak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye ziyareti ve Akkuyu nükleer santralinin 27 Nisan’da açılacak oluşu, Türkiye’nin NATO içinde kendisine bağımsız bir alan oluşturma çabalarına örnektir” dedi.

‘Altılı Masa NATO ile daha uyumlu’

Millet İttifakının ortak politika belgesini de değerlendiren Bozkurt “Altılı Masa’nın ortak politikalarını anlatan 244 sayfalık Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde ‘NATO bünyesindeki katkılarımızı rasyonel bir zeminde ve ulusal çıkarlarımızı gözeterek sürdüreceğiz’ gibi daha ulusal bazlı ifade kullanılmakla beraber, metne bütün olarak bakıldığında Kıbrıs, Karabağ, terörle mücadele konularında ABD ile uyumlu bir söylem dikkat çekiyor. Aynı şekilde eylemler de bunu gösteriyor. Masanın ve HDP’nin ortak adayı Sayın Kılıçdaroğlu’nun ‘Dış politikayı 180 derece değiştireceğiz’ açıklaması da bunu gösteriyor. Masanın diğer iki aktörü Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun dış politika perspektifleri de ele alındığında Altılı Masa’nın ABD politikaları ile daha uyumlu, Kıbrıs, terörle mücadele, Karabağ, Mavi Vatan gibi konularda kazanımlardan geriye gidecek bir çizgi izleyeceğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
GÖRÜŞ
Kurulmasından bu yana 74 yıl geçti: NATO gerçekten bir ‘kolektif savunma’ örgütü mü?
Yorum yaz