Fransa’da emeklilik yaşını 62'den 64'e çıkaran bir yasa üzerine, ayaklanmalarla sonuçlanan kitlesel protestolar 10’uncusuyla devam ediyor. Büyük tartışma yaratan emeklilik yasası, yasal emeklilik yaşını yukarı çekmesinin yanı sıra Fransa'nın devlet emeklilik sisteminin hesaplarını dengeleme çabasıyla tam emeklilik için katkı paylarını uzatıyor.
Bu yasaya karşı enerji sektörü de dahil olmak üzere ekonomi ve hizmet zincirlerinin hemen hemen tüm sektörlerini etkileyen grevler ise Fransa'da güçlü bir protesto dalgasına neden olarak ülke çapında milyonlarca göstericiyi bir araya getirdi, ülke durma noktasına geldi. Marsilya'da ise temizlik işçilerinin grevi nedeniyle 20 Mart'tan beri sokaklarda çöp birikmiş durumda. Belediyeye göre 26 Mart itibarıyla Paris sokaklarında 9.8 bin tondan fazla atık birikti. Diğer yandan enerji şirketi TotalEnergies'e ait Fransa'nın en büyük petrol rafinerisi Gonfreville-l'Orcher'in emeklilik reformuna karşı çıkan işçilerin grevi nedeniyle tamamen durduğu bildirildi. Fransa'da benzin istasyonlarının yaklaşık en az yüzde 15'inde yakıt sıkıntısı yaşandığı aktarıldı. İngiltere Kralı Charles bile protestolardan etkilenenler arasındaki yerini aldı. Kralın tahta çıktıktan sonra yapacağı ilk yurt dışı ziyareti olması planlanan Fransa gezisi güvenlik endişesi nedeniyle erteledi.
Macron hükümeti, halka yasa dayattı
7 Mart'ta emeklilik reformuna karşı başlayan süresiz iş bırakma eylemleri, Başbakan Elizabeth Bourne’ün 16 Mart'ta yasa tasarısını Parlamento'da ‘oylama olmaksızın geçirmek’ için anayasanın 49.3’üncü maddesine başvurmasından sonra daha da alevlenmişti. Meclisi dikkate almayarak yasayı halka zorla dayatmak için anayasal yetkisini kullanan Emmanuel Macron başkanlığındaki hükümet, 2022 yılının 19 Haziran’ında Fransız yasaması için düzenlenen seçimlerde 30 yılın ardından meclisteki salt çoğunluğu sağlayamayan ilk yönetim olarak da ülke tarihine geçmişti. Bu nedenle Macron’un, emeklilik yaşını yükselten tasarıyı meclisten geçemeyeceği gerekçesi ile direkt yasalaştırması ağır eleştirileri de beraberinde getirdi. Bu kararından ötürü demokrasiyi hiçe sayan Macron’u ‘krala’ benzeten protestocuların, giyotin maketleri taşırken aynı zamanda, "Macron'un kafasını kes" ve "Krala ölüm" gibi sloganlar attığı görüldü.
Fransa’da bakanlara 'gerekli olmadıkça ortalıkta görünmemeleri' talimatı verildi
Diğer yandan Fransa'da hükümet, protestolara rağmen emeklilik reformunu geri çekmeyeceğini açıklarken, Fransa Ulusal Meclisi'nin web sitesi siber saldırılar nedeniyle kapatıldığı duyuruldu. Ardından Fransa Çalışma Bakanı Olivier Dussopt’un, bakanlara 'gerekli olmadıkça ortalıkta görünmemeleri' talimatının verildiğini söylemesi de yeni bir gerilimin fitilini ateşledi.
‘Macron ülkesinin güvenliğini tehlikeye atıyor’
Protestolara rağmen, demokrasi tartışmalarına neden olan tasarının yasallaşması süreci, Avrupa Birliği’nde de tepki topladı. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatoviç, göstericilere karşı aşırı güç kullanılmasıyla ilgili endişelerini dile getirirken, Eski Avrupa Parlamentosu Üyesi Florian Filippo, Macron'u ülkesinin güvenliğini tehlikeye atmakla suçladı.
Konuyu Sputnik’e değerlendiren Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) Başkan Yardımcısı Can Baydarol, Macron’un ‘kendi başına aldığı emeklilik reformu kararının’ hükümetten düşmesine yol açabileceği görüşünde.
‘Bu kararın demokratik olmadığı çok net, tamamen Macron’un tek başına tasarrufu olduğu için Fransa sokağa indi’
Sputnik’in “Fransa’da neler oluyor” sorusuna “Fransızlar bile bilmiyor” şeklinde cevap veren Baydarol, şunları aktardı:
“Ülke çok karıştı çünkü Macron’un kendi başına aldığı emeklilik yaşını 62’de 64’e çıkartması kararı ile birlikte çok ciddi bir protesto sokağa yayılmış vaziyette. Bu koşullarda Macron başkanlığını sürdürebilir mi, neler olur? Tamamen karışık bir siyasi hava var. Hükümetin protestolara rağmen emeklilik reformunu geri çekmeyeceğini açıklaması, yasa tasarısının Parlamento'da oylama olmaksızın geçirilmesi için anayasanın 49.3. maddesine başvurması, bakanlara verilen 'gerekli olmadıkça ortalıkta görünmemeleri' talimatı gibi uygulamalar Fransa’da demokrasiyi kötü etkiliyor. Bu kararın demokratik olmadığı zaten çok net. Tamamen Macron’un tek başına tasarrufu. Dolayısıyla Fransa sokağa indi.”
‘Macron hükümetin devam etme şansı çok az, yakın bir gelecekte Fransa tekrar seçime gidecek gibi görünüyor’
Daha geçen yıl Fransa’da Macron’un Le Pen’e karşı kazandığını hatırlatan Baydarol, “Bu koşullarda bu hükümetin devam etme şansı çok az. Görünen o ki yakın bir gelecekte Fransa tekrar seçime gidecek. En azından şu an bu kadarını yorumlayabiliyoruz ama çok büyük bir belirsizlik devam ediyor. Bu şartlarda nasıl devam ederler belli değil. Çünkü Fransa Macron’u Le Pen yüzünden seçti. Bir de böyle bir gerçek var. Yoksa Macron sevilen bir lider de değildi. Dolayısıyla ‘Bir erken seçim çıkabilir mi?’ bu konuyu izliyoruz. Henüz çok erken. Fransa’da eğer sol biraz daha akıllıca davransaydı Jean-Luc Melenchon o seçimden çıkardı. Bugünkü olaylar da olmazdı diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.