Ses kayıtlarında, 28 Şubat'ta Atina'dan Selanik'e çoğu öğrenci 350 kişi taşıyan yolcu treninin şeridine girdiği yük treniyle kafa kafaya çarpıştığı kaza öncesinde, Larisa'daki nöbetçi istasyon şefinin makinistlerden birine 'kırmızı ışıkta geçmesini söylediği' duyuluyor.
Yunanistan yasaları uyarınca adı açıklanmayan nöbetçi şef, verdiği ilk ifadelerde herhangi bir suçu olduğunu reddetti ve kazadan teknik hatayı sorumlu tuttu.
Ama ardından müfettişler, onun makas değiştiren mekanizmayı çalıştırmaması yüzünden yolcu treni ile yük treninin saatte 170 kilometreye varan hızla kafa kafaya çarpıştığı sonucuna ulaştı.
Hamallıktan şefliğe
Bunun üzerine kazada bazı kusurları olduğunu kabul eden nöbetçi şef, tutuklu olarak hapiste yargılanmayı bekliyor.
Yunan kamuoyu ise Larisa tren istasyonunda daha önce hamal olarak çalışan ve kısa bir eğitimden sonra nöbetçi istasyon şefliğine atanan kişinin bu görev için yeterli olup olmadığını sorguluyor.
Pencereden 100 metre uzağa fırlayanlar, yanıp kül olanlar
En az 57 kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı kazadan sağ kurtulanlar, çarpışmanın şiddetinin çok sayıda yolcuyu trenin pencerelerinden fırlattığını söyledi. Kurtarma ekipleri, bazı cesetlerin kaza mahallinden 100 metreden uzak mesafede bulunduğunu belirterek bunu doğruladı. Çarpışma sonrası yangın çıkan vagonlardaki ısının 1300 dereceye kadar yükselmesi de bazı kurbanların kimliklerinin teşhis edilmesini zorlaştırdı. Dolayısıyla ölü sayısı kadar kayıp sayısından söz ediliyor.
İstifa ve özür silsilesi
Kazadan beri protestolar devam ederken, Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis, 'haksız yere ölen insanların anısına duyulan saygının temel bir göstergesi olarak' istifa ettiğini açıkladı. Karamanlis, 'Yunanistan'da tren güvenliğini artırmak için elinden gelen her şeyi yaptığını, ancak uzun yıllardır sorunların birikmesinden ötürü demiryollarının 21. yüzyıla yakışmayan bir durumda kaldığını' savundu.
Başbakan Kiriakos Miçotakis, "Başbakan olarak herkese, özellikle de kurbanların yakınlarına af dileme borçluyum" açıklamasını yayımladı. Miçotakis, "İnsan hatasının arkasına saklanamayız. Devletin yanlışlarını cesurca kabul ederek kurbanların ailelerinin yanında yer alması gerekiyor" dedi.
Pazar günü başkent Atina'da parlamento önünde toplanan polise göre 12 bin kişi, 'tam teşekküllü soruşturma, sorumluların hesap vermesi, özelleştirmelerin tersine çevrilmesi, kar amaçlı politikaların terk edilmesi' taleplerini sloganlarla dile getirdi: Utanın", "Katiller", "Kahrolsun katil hükümetler", "Özelleştirme öldürür", "Bu bir kaza değil, suç", "Siz kârlarınızı sayarken biz hayatını kaybedenleri sayıyoruz".
Sendikalar: Talep ve uyarılarımız hep çöp sepetine atıldı
Tren makinistleri sendikası OSE, 3 hafta önce kazanın olduğu hattaki güvenlik zaafları konusunda yetkilileri ve şirketi uyardıklarını hatırlattı.
Demiryolu işçileri, kazanın yıllardır talep ettikleri güvenlik düzenlemeleri ve ekipman eksikliğinden kaynaklandığını söyleyerek greve gitti. Sendikaların grev açıklamasında "Tam zamanlı personel alımı, daha iyi eğitim ve hepsinden önemlisi güncel güvenlik sistemlerinin uygulanmasına yönelik uzun süredir devam eden taleplerimiz, ne yazık ki, hep çöp sepetine atıldı" denildi. Haftasonunda başlayan grev 48 saat daha uzatıldı.
Yarın için genel grev çağrısı
Ardından bugün Tüm İşçilerin Militan Cephesi'nden (PAME) öğrencilerin de desteklediği genel grev çağrısı geldi. "PAME, tüm sendikaları, federasyonları, bölgesel sendika merkezlerini, temel düzey sendikaları 8 Mart'ta greve katılmak için militan kararlar almaya çağırıyor" denilen açıklamada, şu vurgu yapıldı:
"Larisa'da olan ülkemizin trenlerini özelleştiren son birkaç yılın tüm hükümetlerinin damgasını taşıyan önceden hazırlanmış bir suçtur. Demiryollarını hizmet ve insan güvenliği bakımından çok büyük eksik noksanla bırakan hem şimdiki Yeni Demokrasi hükümeti hem de önceki tüm hükümetler sorumluluklarını yerine getirmediklerinden suçludur. Bir bakanın istifasıyla sorumlulukların süresi dolmaz. Sahte gözyaşları ve bildirilerin arkasına gizlenemezler."
AB'de modernizasyona en muhtaç demiryolları
Kazanın ardından Yunanistan'ın 2500 kilometrelik demiryolu ağının Avrupa Birliği (AB) içinde modernizasyona en çok ihtiyaç duyan sistem olduğu, demir yollarının modernizasyonu için yıllardır kamu yatırımı yapılmadığı ortaya çıktı. Yetkililer, Yunanistan'ın 2000 yılında bir gözetleme ve sinyalizasyon sistemi aldığını, ancak hala kurulmadığını itiraf etti.
AB'nin zoruyla özelleştirildi
2017 mali krizinde AB, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) oluşan troykanın kurtarma paketinin şartlarını yerine getirmek zorunda kalan Yunanistan, kamusal demiryolu şirketlerini özelleştirerek İtalya merkezli Ferrovie dello Stato Italiane Group'a satmıştı.
Von der Leyen: Modernizasyona yardım edeceğiz
Dün AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'den 'Miçotakis ile konuştuğu, AB'nin Yunanistan'ın demiryolu modernizasyonuna yardım edeceği, AB Komisyonu uzmanları ile AB Demiryolları Kurumu uzmanlarının Atina'ya gideceği' açıklaması geldi.
Paralar silahlanmaya gitti
Türkiye ile sürekli gerilim yaşayan Yunanistan'da orduya ayrılan bütçe de sorgulanıyor. Son 4 yılda silah satın alımına 14 milyar euro ayrılırken, her gün binlerce yolcunun seyahat ettiği Atina-Selanik hattının 100 kilometrelik bölümü dışında, kalan 400 kilometrelik bölümü nöbetçi istasyon şefleri tarafından yönlendiriliyor. Ayrıca ülkenin önemli bölümünde demiryolu ağı tek raydan oluşuyor.