NATO’ya girmek için Türkiye’yi ikna etmeye çalışan İsveç ve Finlandiya’nın Ankara ile gerilimi sürüyor. Baltık Denizi'nin bir ‘NATO gölü’ haline gelmesini sağlamaya yönelik atılan adımlar, her iki ülkenin de mevcut 30 NATO üyesinin tamamının onayına ihtiyaç duymasına karşın Macaristan ve Türkiye engeline takılması nedeniyle sonuçsuz kalıyor. Son alarak Finlandiya'nın NATO’ya dahli konusunda İsveç'i ‘şok edecek’ bir karar alınabileceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sert tavrı, soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Finlandiya'nın pakta üyeliğine ilişkin "Farklı bir mesaj verebiliriz" uyarısında bulunan Erdoğan, Stokholm’de Kur'an-ı Kerim’in yakılmasıyla ilgili eylemlerin ardından İsveç ile yaşanan krize de dikkat çekti; “Finlandiya’nın da aynı yanlışı yapmaması lazım” dedi.
Finlandiya: İsveç’siz olmaz
Diğer yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pazar günü yaptığı bu açıklamaların hemen sonrasında harekete geçen Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Helsinki’nin ‘derhal’ Ankara ile temas kurduğunu duyurdu. Buna göre Niinistö’nun, Finlandiya'nın İsveç ile NATO’ya ortak giriş çizgisini değiştirmediğini bir kez daha hatırlattığının altı çizildi. Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto da konu ile ilgili açıklamada bulunarak, ülkesi ve İsveç’in güvenliğinin birbirinden bağımsız olmadığını ve isteklerinin İsveç ile birlikte NATO’ya üye olmak olduğunu söyledi.
‘Helsinki'nin kendini tamamen Stokholm'e bağlaması aptallık’
Londra merkezli Financial Times (FT) gazetesine göre ise Erdoğan’ın bu çıkışı, iki İskandinav ülkesinin yanı sıra NATO ve hatta ABD için de büyük soruları gündeme getiriyor. Finlandiya'nın bir B planı olması gerektiğini savunan makale, Helsinki'nin kendini tamamen Stokholm'e bağlamasını 'aptallık' olarak nitelendirdi. Ayrıca FT, İskandinav yetkililerin, Erdoğan’ın açıklamasının Mayıs ayında Türkiye’de yapılacak olan seçimlere yönelik bir ‘propaganda’ olup olmadığını çözmeye çalıştığı iddiasında bulundu.
İsveç, NATO üyelik sürecini askıya almıştı
Türkiye’nin, İsveç yetkililerinin Kuran-ı Kerim’in yakılmasına müsade etmesi ile aynı gün içinde PKK destekçilerinin de gösteri düzenlemesi üzerine tepkisi ise sürüyor. Erdoğan’ın İsveç’e yönelik “Kusura bakmasınlar. Başta söyledik, terör örgütlerine caddelerinizde, sokaklarınızda her yerde cirit attıracaksınız, ondan sonra da bizden NATO'ya girme konusunda destek bekleyeceksiniz. Yok böyle bir şey, böyle bir desteği bizden beklemeyin” açıklamasının ardından 28 Ocak’ta NATO üyeliğinin askıya alındığını belirten İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, Ankara ile yapılan görüşmelere de ara verildiğini açıklamıştı. Peki, Erdoğan’ın son açıklamaları Finlandiya ve İsveç için ne anlama geliyor?
‘Erdoğan, ‘Finlandiya’ya olumlu, İsveç’e olumsuz mesaj vereceğiz’ demek istedi’
İki İskandinav ülkesinin çıkmaza sürüklenen NATO üyeliği meselesini Sputnik’e anlatan Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Erdoğan’ın Finlandiya’ya olumlu, İsveç’e olumsuz mesaj vereceği uyarısında bulunduğu görüşünde:
“Sanırım ortada dönen Kuran-ı Kerim yakma meselesinden dolayı bu söylem öne çıkarılıyor ama bence bu pozisyon değişebilir. Yani böyle kalmaz. Çünkü bir anlaşmaları var. Bu anlaşmanın da şartları objektif olarak gözden geçiriliyor. Bunlar da yerine getirilmişse devam edecekler. Zaten bu işin Temmuz ayına kadar zamanı var. Temmuz ayında da seçimler yapılmış olacağı için ‘Hangi hükümet başta olur, kim ne der?’ bunlar ayrı konular. Tamamen spekülatif bir durum. Bu konunun medyada yer alması bile ittifak müzakere tekniğine pek uygun değil. Sonuçta bu işler somuta indirgenmiş işler. Ne yapacağınızı karşı tarafa soruyorsunuz, söylüyorsunuz, gözden geçiriyorsunuz, yetersiz buluyorsunuz, geliştiriyorsunuz. Bunu medyada demeç vererek iç politikanın parçası yapmanın hiçbir pratiği yok, geçerliliği de yok. Çünkü NATO’nun mecraları ve müzakere yapıları ayrı, hükümetin bunu ele alış şekli iç politikaya yönelik olmamak zorunda. Sonuçta bu bir güvenlik alanı. Bir güvenlik alanı konusu da her dakika kamuoyunun gündemine getirilmemeli.”