Yeni Zelanda'da iktidardaki İşçi Partisi, lideri Jacinda Ardern'in 6 yıldır sürdürdüğü başbakanlıktan bir tükenmişlik haleti ruhiyesi içinde istifa etme kararını açıklaması sonrası, yeni liderini seçti. İşçi Partisi milletvekillerinin tek aday konumundaki Eğitim, Polis ve Kamu Hizmetleri Bakanı Chris Hipkins'i (44) oybirliğiyle yeni lider olarak seçmesiyle müstakbel başbakan da belli oldu.
Ardern'den boşalacak başbakan koltuğuna 14 Ekim'deki genel seçimlere dek oturacak olan Hipkins, bugünkü oylamanın ardından "Önümüzde duran güçlükler beni heyecanlandırıyor. Bu, hayatımın en büyük ayrılacağı ve sorumluluğu" dedi.
'Ardern'e iğrenç muamele edenler oldu'
Ardern'in hükümetinde görev yapmanın 'ayrıcalık ve onur' olduğunu dile getiren Hipkins, kadın selefinin sıkı Kovid kapanmaları ve durdurulamayan yağma-gasp olayları nedeniyle özellikle sosyal medyada maruz kaldığı tepkilere, "Jacinda'ya, özellikle toplumumuzun bazı kesimleri tarafından - ve bunlar küçük bir azınlıktır - yöneltilen muamele şekli son derece iğrençti" diye çıkıştı.
Bu tepkilerin 'ülkenin kimliğini temsil etmediğini' savunan Hipkins, 'özellikle erkeklerin böyle bir muameleyle yüzleşmesi, hesap sorması ve karşı çıkması gerektiğini' dile getirdi.
'Ailem dayanamayabilir'
Temmuz 2020'de Sağlık Bakanı olarak göreve gelmesi sonrası Haziran 2022'ye dek Kovid-19'la ulusal mücadele kampanyasının sorumluluğunu üstlendiğinden Ardern'in maruz kaldığı tepkilerden nasibini almış bulunan Hipkins, başbakan olmanın 'kamu malı' olmak anlamına geldiğini anladığını, ama ailesinin anlayamayabileceğini söyleyerek de selefine destek verdi.
Pandemi sırasında kolektif Batı'daki eğilimlere uyan Ardern'in istifası, kendisinin dayattığı gibi çok sıkı kapanmaların ne kadar işe yaradığı ve özelikle mRNA temelli aşıların yarattığı sağlık sorunlarının gizlenmesi olasılığına dair tartışmaların yeniden alevlendiği bir dönemde geldi.
'Kriz sırasında liderlik başka'
Bu hafta istifa kararını açıklarken bu konu üzerine düşündüğünü, sadece bir yıl değil, bir dönem daha hazırlanmanın bir yolunu bulmayı ümit ettiğini, ama bunu başaramadığını söyleyen Ardern, "Ülkenize barış zamanında liderlik etmek bir şey, kriz sırasında onlara liderlik etmek başka bir şey" demişti. Mevkisinin gerekliliklerinin farkında olduğunu belirterek "Artık bu işin hakkını verecek kadar yeterli olmadığımı biliyorum. Devam edersem, Yeni Zelanda'ya zarar vermiş olurum" vurgusunu yapmıştı.
Ardern, Ekim 2017'de 37 yaşındayken seçildiğinde, dünyanın en genç kadın başbakanı konumundaydı.