SEYİR HALİ

Prof. Dr. Yılmaz: Asgari ücrete altı ay sonunda yeni bir zam gelmek durumunda kalacak

Ekonomist Prof. Dr. Kamil Yılmaz, 8 bin 506 olarak açıklanan asgari ücret konusunda “Düşük gelir gruplarının mutfak ve kira masraflarını dahil ettiğinizde yine karşılamıyor. Gıdada TÜİK enflasyonu 100’ün üzerindedir. Asgari ücretteki artış kısa vadede nefes aldırabilir. Altı ay sonunda yeni bir zam gelmek durumunda kalacak” ifadelerini kullandı.
Sitede oku
Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, 8 bin 506 lira olarak açıklanan asgari ücreti enflasyon ve üretici maliyeti açısından değerlendirdi.
Prof. Dr. Yılmaz, asgari ücretteki artışı enflasyon verileri nezdinde “Asgari ücretteki artış benim bir ay önceki beklentimin üzerindeydi. Hükümet 7500 liraya bir artış yapar diye bekliyordum. Olması gerektiği için değil çünkü enflasyonu TÜİK vasıtası ile baskılayan bir hükümetten bahsediyoruz. TÜİK verileri herkes tarafından sorgulanıyor. İTO ve Kıbrıs tüketici enflasyon verileri TÜİK’in yayınladığı ile çok yakın ilerlerken Nisan’dan bu yana aradaki makas sürekli açıldı. Kamuoyu ciddi boyutta enflasyonun altında ezildiği için çalışan ay ortasını bile getiremiyor. Güçlü bir baskı olduğu açık ve seçime giden bir hükümet yüzde 54 bir artış yaptı. Yıllık bazda baktığınızda yüzde 100 civarı bir artış. En düşük gelir gruplarının mutfak ve kira masraflarını dahil ettiğinizde yine karşılamıyor. Gıdada TÜİK enflasyonu bile 100’ün üzerindedir. Kısa bir dönem nefes alınabilecek ama TÜİK’in enflasyonu düşse de bizim yaşadığımız enflasyon artışa devam edecek” diye değerlendirdi.

‘Asgari ücret giderek ortalama ücret haline gelmiş durumdadır’

Enflasyonun körüklendiğini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, asgari ücret artışının olası etkilerini “2021’den bu yana enflasyonu körükleyen bir hükümet ve Merkez Bankası var. Enflasyonla mücadele tamamen lafta var. Ne Merkez Bankası’nın politikası ne de maliye politikası enflasyonu kontrol altına almak için herhangi bir işlem yapılmıyor. Böyle bir durumda da hükümetin büyük bir kesimi etkileyebilecek asgari ücret, emekli, kamu çalışanları maaşlarında güçlü artışlar geleceği ortaya çıkıyor. Bu sorunu çözecek mi? Birkaç ay hafifletecek. Sonuçta enflasyon yükselmeye devam edecek. Asgari ücretteki artış kısa vadede nefes aldırabilir. Asgari ücret üzerindeki maaş alanlar bu zammı alabilecek mi? Onun zammını devlet belirlemiyor. Patron belirliyor. Patron ‘beğenmiyorsan git’ diyecek. Yıllarca çalıştığı yerden ayrılırsa da kıdem tazminatını alamayacak. Asgari ücret giderek ortalama ücret haline gelmiş durumdadır. İlk altı ay sonunda da yeni bir zam gelmek durumunda kalacak” diye belirtti.

‘Maliyetteki artışı üretici doğrudan perakende fiyatlarına yansıtacak’

Prof. Dr. Yılmaz, açıklanan asgari ücret karşısında üreticinin davranışlarını “Asgari ücret emek demek. Emek, her ülkede en önemli girdi yani maliyet unsurudur. Buradaki yüzde 50’lere yakın artış bir ölçüde sanayicinin ve üreticinin maliyetini arttıracak. Eğer talep daralıyorsa bu maliyet artışını birebir yansıtamaz ama talep daralmıyor. Seçime giderken kredi genişlemeleri talebi daha da körükleyecek. Maliyetteki artışı üretici doğrudan perakende fiyatlarına yansıtacak. Biz yine yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğiz. Seçim sonrasında her durumda bunun devam ettirilebilirliği yok. Gideceği yer iki hanelerin ötesinde bir noktada üç hanelere çıkacak bir enflasyondur. Önlem alınması gerekecek” diye öngördü.

‘Yüksek enflasyonla yaşadığımız ortamda gelecek planı yapamıyorsunuz’

Prof. Dr. Yılmaz, yüksek enflasyonun tüketici davranışlarında yol açtığı durumu “Herkes evine stok yapıyor çünkü fiyatlar sürekli artıyor. Zamların bu kadar konuşulduğu bir yerde enflasyonu aşağı çekemezsiniz. Umarım seçim sonrası dönemde iktidara gelecek kim ise bunu çözer. Bir veya iki yıllık bir dezenflasyon dönemi yaşarız. Ondan sonra enflasyonu tekrar tek hanelere indiririz ama artık günümüzde bütün ülkeler yüzde 2-5’lerle uğraşırken bizim bu kadar yüksek enflasyonla yaşamamız anlamsız. Yüksek enflasyonla yaşadığımız ortamda gelecek planı yapamıyorsunuz. Sürekli bu günü düşünmekten vadeleriniz kısalıyor. Böyle bir ülke büyüyemez. 90’larda yaşadığımız zikzak ekonomisi, bir yıl büyürsün iki yıl küçülürsün. Bu istikrarsızlıktır” diye vurguladı.
Yorum yaz