GÖRÜŞ

AB’de Rus petrolüne ambargo krizi derinleşti: ‘Avrupa’da hiç kimse bu yaptırımları istemiyor’

AB’de fiyat sınırlaması da dahil olmak üzere Rus petrolüne yönelik yeni ambargolar, birliğin içinde sert tartışmalara yol açıyor. Son olarak 24 Kasım’da bir araya gelen AB liderlerinin hafta boyu çekişmeli açıklamalar yaptığı ambargo meselesini Sputnik’e değerlendiren ekonomi yazarı Erçin, “Avrupa’da hiç kimse bu yaptırımları istemiyor” dedi.
Sitede oku
Avrupa Birliği, Rus petrolüne tavan fiyat sınırlaması da dahil olmak üzere getirilmek istenen bir dizi petrol ambargosu konusundaki görüş ayrılıklarını tartışmaya devam ediyor. Rus petrolünün AB tarafından belirlenecek olan fiyat seviyesinde veya altında satılmadığı sürece, deniz yoluyla nakliyesi için gerekli olan sigorta ve diğer hizmetlerin sağlanmamasını içeren taslak, enerji krizi içindeki Avrupa ülkelerinin arasında yeni bir krize neden oldu. Birlik, Ekim ayı başında 8. yaptırım paketi ile deniz yoluyla taşınan Rus petrolüne yönelik çeşitli engellerin 5 Aralık’ta yürürlüğe girecek şekilde onaylanmasına karar vermişti. 24 Kasım’da yeniden başlayan ve hala devam eden fiyat müzakereleri, üye ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle daha önce de defalarca ertelenmişti. Diğer yandan Virginia merkezli Politico’nun iddiasına göre ise ABD, AB ülkelerine Rus petrol fiyatlarına tavan koymaları için baskı yapıyor.

Financial Times’tan ‘Polonya nedeniyle AB’nin birliği dağılabilir’ iddiası

AB diplomatları arasında ‘sert görüş ayrılıklarına’ neden olan ise Rus petrolünün tavan fiyatı üzerinde konuşulan fiyat seviyesinin, Rusya’nın gösterge petrol fiyatının şu anda işlem gördüğü seviyenin oldukça üstünde olması. Polonya gibi bazı birlik üyesi ülkeler, 65 dolar ve üstünün Moskova için ‘çok yumuşak bir yaptırım’ olduğunu düşünürken, dünyanın en çok petrol tankeri sahibi ülkesi olan Yunanistan gibi üyeler ise 70 doların altına inmek istemiyor. Konuya atıfta bulunan Londra merkezli Financial Times, Polonya'nın önerisinin ‘AB’nin birliğini dağıtabileceğini’ iddia edenler arasında. Diğer yandan ekonomistlere göre, Rus petrolü için beklenenden daha yüksek bir tavan fiyat uygulanma olasılığı, küresel ham petrol piyasasını da etkileyerek üzerinde ağır bir baskı oluşturuyor.

Tartışmaların derinleştiği AB’de hangi ülke ne dedi?

28 Kasım’da konuya dair açıklama yapan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ‘bir an önce’ Rus petrolünden vazgeçilmesi gerektiğini vurgulasa da birlik arasında bir çok ülkenin buna karşı çıkarak ‘tartışma yarattığını’ söyledi. AB ülkelerinin gaz fiyatı sınırının seviyesi konusunda farklı görüşlerde olduğunu doğrulayan Çek Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanı Josef Sikela, tartışmaların ‘oldukça sert geçtiği’ ifadelerini kullandı. AB'nin bu taslak planını reddeden ülkeler arasında Hırvatistan da var. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise yeni yaptırımların AB vatandaşları ve yatırımcılarını ‘çok fazla etkilememesi’ gerektiğini belirtti. AB’deki ‘bazı ülkelerin’ tavan fiyat belirleme önerisinden memnun olmadığını dile getiren Yunanistan Hükümet Sözcüsü Giannis Ikonomou, diğer Avrupa ülkeleriyle çalışmaların sürdüğünü ve nihai bir sonuca varılamadığını açıkladı.

Rusya: Piyasa koşullarında çalışmaya hazır olan ülkelerle yolumuza devam ederiz

Rusya tarafı ise sadece piyasa koşullarında petrol satışı yapılacağını, tavan fiyat uygulayan ülkelere başka bir maliyetle petrol tedarik etmeyeceğini açıkça belirtti. Batı'nın Rus enerji kaynaklarının fiyatlarını sınırlama fikrini yorumlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, Rusya'nın çıkarlarına aykırı olması durumunda yurt dışına ‘hiçbir şey tedarik edilmeyeceği’ konusunda sıklıkla uyarıda bulunuyor. Putin, bu tür kısıtlamaların piyasa araçlarına müdahale etmek olduğunu ve Rusya'nın piyasa koşullarında çalışmaya hazır olan ülkelerle yoluna devam edebileceğini de sözlerine ekledi.
AB yetkilileri Rus petrolü ile ilgili ambargonun uygulanmaya başlayacağı tarih olan 5 Aralık’tan önce bu tartışmaların çözüme kavuşması gerektiğini vurgularken, OPEC+ ülkeleri ise G7 ve AB fiyat tavanının yürürlüğe girmesinden bir gün önce yani 4 Aralık’ta toplanacak. Tarafların kararlarının küresel petrol arzını etkilemesi ve Avrupa’daki enerji krizinde yeni bir dalga yaratması bekleniyor.
Konuyu Sputnik’e değerlendiren ekonomi yazarı Recep Erçin, Avrupa Birliği içinde özellikle Almanya gibi güçlü ülkeler başta olmak üzere kimsenin bu ambargoları istemediği görüşünde.

‘AB, Rus petrol fiyatını sınırlama konusunda ‘çok öldürmesin de güldürmesin de’ diye düşünüyor’

Enerji krizi meselesinde öncelikli olarak doğalgaz krizi yaşandığını ve bunu da Avrupa ülkelerinin kendi kendilerine çıkardığını söyleyen Erçin, “Bu durumun ortaya çıkmasının temel nedeni AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar ve ABD’nin ambargolarına uyan bir AB olması. Bunlar yerine AB, Kuzey Akım 2 ile enerji arzını güvence altına almış olsaydı şu an böyle bir kriz de yaşamıyor olacaklardı. Şimdi bu petrolde de yaşıyorlar. Ülkelerin petrolden para kazanabilmeleri için fiyatın belli bir skalanın üzerinde olması gerekiyor. Bu da önceden mesela 65-70 dolar arasındayken şimdi 80-90 dolar arasında. Avrupa Birliği’nin Rus petrolüne olası bir sınır koymasında konuşulan fiyatlar da aslında çok da 70 doların altında değil. Çünkü ‘çok öldürmesin de çok güldürmesin de’ diye düşünüyorlar” dedi.

‘AB’nin uygulamak istediği ambargoları Türkiye de arzu etmez, zaten Rusya Türkiye gibi dost ülkelere kolaylık sağlıyor’

Rusya gibi ülkelerin bu yaptırımlardan etkilenmediğine dikkat çeken Erçin şunları aktardı:
“Çünkü Rusya bu petrolü Hindistan ve Çin gibi yaptırımlara uymayan ülkelere zaten satabiliyor. Onlardan elde ettiği gelirler ile cari dengesini elde etmiş oluyor. Yani Batı’nın uyguladığı yaptırımlardan etkilenilmiyor. Zaten bu yaptırımlara rağmen Rusya’nın rezervlerini geçen dönemlerde artırdığını gördük. İşin Türkiye boyutu da burada devreye giriyor. Fiyatların artmaması normal şartlarda Türkiye’nin de tercih edeceği bir şey çünkü biz enerji ithalatçısı bir ülkeyiz. Ama zaten Rusya ‘dost’ kabul ettiği ülkelere de düşük fiyattan enerji tedariği sağlamaya başladı ve kolaylıklar gösteriyor. Dolayısıyla AB’nin uygulamak istediği ambargoları Türkiye de arzu etmez. AB sadece bir fiyat sınırlaması değil aynı zamanda petrol ticaretini de kısıtlama gayesi içinde. Kendileri zaten olabildiği kadar Rusya’dan petrol almıyorlar ama burada diğer ülkelere yönelik bu yaptırımı zorunlu koşma durumu var.

‘Avrupa’da hiç kimse bu ambargoları istemiyor ama ABD siyaseti çok etkili’

AB’nin bu planının çok uygulanabilir olmadığını söyleyen Erçin, “AB diğer yaptırımlarda olduğu gibi bunda da kendi çalıp kendi oynayacak. Hatta, kendi içlerinden bu yaptırımlara taviz verenler olacaktır. Aslında Avrupa’da hiç kimse ambargoyu istemiyor. Tek başına hiçbir ülke bu yaptırımlara katılmak istemiyor. AB ülkelerinin muhalif partilerine bakarsak bunu görürüz. Mesela Fransa’da Le Pen’e, yeni hükümete gelen partilere, Macaristan’a baktığımızda görüyoruz. Avrupa’nın konvansiyonel güçlü ülkeleri yaptırımlardan yana değil. Ben Almanya’nın da çok gönülsüz bir yaptırım uyguladığını düşünüyorum. Fakat ABD siyaseti çok etkili, Avrupa’da 1950’den sonra nereden bakılsa 80 yıllık bir tahakküm var. Ordunuz olmazsa sesiniz de çıkamaz. Ordusu olmayan bir Avrupa da ABD’ye muhtaç kalıyor ve NATO şemsiyesi altında bu baskılara uyuyor” şeklinde konuştu.

‘ABD Avrupa’yı dağılmakla korkutuyor, sürekli bir propaganda yapılsa da Avrupa halkı ikna olmuş değil’

Erçin, Avrupa’nın kendi içinde karar mekanizmaları olduğunu söyleyerek, “AB içindeki yöneticiler her ne kadar Avrupalı siyasetçilerden oluşuyor olsalar da halktan kopuk bir bürokrat grubu. Mesela Josep Borrell de bunlardan bir tanesi, tipik bir örnek. Borrell, sorumsuz, ABD politikalarının peşinde Avrupa uluslarının çıkarlarından bir haber bir adam. Bu tür adamları yetkilendiriyorlar ve bunlar da Avrupalılar adına karar veriyor. Avrupa’da sokakta halka sorsan aynı şeyi düşünmeyecekleri çok açık. Sürekli bir propaganda yapılsa da Avrupa halkı çok ikna olmuş değil. Hollanda da yakın zamanda Rusya’ya yönelik yaptırımlardan geri adım attı. Bu konuda yeni adımların devamının geleceğini düşünüyorum ama Avrupa’nın kendi içindeki dağılımını bu getirmez. ABD medyası bunu yazıyor çünkü Avrupa dağılmaktan korkuyor ve ABD de dağılmakla korkutuyor. AB dağılırsa çok parçalı bir yapıya dönüşür. Zaten kendi içlerinde çok da derli toplu bir yapı değil” dedi.
GÖRÜŞ
Prof. Dr. Ünal: Rusya, Türkiye- Suriye görüşmesini yaptırabilecek belki de yegane devlet
Yorum yaz