GÖRÜŞ

İsrail Savunma Bakanı Gantz’ın Türkiye ziyaretinde hangi konuların ele alınması bekleniyor?

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın Türkiye ziyaretinde Türk mevkidaşı Hulusi Akar’la masaya yatıracağı konular arasında bölgesel gelişmelerin yanı sıra geçmişte bozulan askeri ve savunma işbirliğinin yeniden canlandırılmasının olması da bekleniyor.
Sitede oku
Türkiye ve İsrail ilişkilerindeki normalleşme süreci karşılıklı büyükelçilerin atanması ile birlikte normal seviyeye ulaştı. Şimdi ise geçmişte bozulan işbirliklerinin yeniden sağlanması için karşılıklı adımlar atılıyor.
İsrail Ekonomi ve Sanayi Bakanı Orna Barbivai, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank başta olmak üzere çok sayıda isimle görüşerek yapılabilecek işbirliklerini ele almıştı.
Gantz’ın ziyareti ise Mavi Marmara krizinin yaşandığı 2010’dan beri İsrail’den Türkiye’ye savunma bakanı düzeyindeki ilk ziyaret oluyor.
Gantz, Perşembe günü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile görüşmesi planlanıyor. Bakan Akar, bu konuda yaptığı açıklamada, "Yıllardan sonra ilk defa bu düzeyde bir ziyaret olacak. Genel durumu değerlendireceğiz. Bizim politikamız, görüşlerimiz belli. Türkiye Cumhuriyeti Devleti son derece şeffaf bir politika uyguluyor. Bunları anlatacağız. Gelişmelere göre de müteakip safhaların neler getireceğini göreceğiz" ifadelerini kullandı.
Benny Gantz

F-4 savaş uçaklarının modernizasyonundan M-60 tanklarına

Türkiye ve İsrail, geçmişte savunma ve askeri alanlarında önemli işbirliklerine imza atmıştı.
Türkiye ile İsrail arasında savunma sanayi, güvenlik iş birliği, istihbarat paylaşımı ve askeri eğitim konularındaki ilişki 1960’lı yıllarda başladı. Ancak 28 Ağustos 1996’da imzalanan Savunma Sanayi İşbirliği Antlaşması bu ilişkileri zirveye taşıdı.
Bu anlaşmanın içinde taraflar arasında savunma alanında teknoloji transferi, pilot ve mühendis eğitimleri, Türkiye’nin askeri teçhizatının İsrail tarafından modernizasyonu ve yeni tedarikler bulunuyordu.
Bu kapsamda yaklaşık değeri 600 milyon dolar olan sözleşmeyle Türkiye 54 adet F-4 savaş uçağı İsrail tarafından modernize edildi. 1998 yılında da 48 adet F-5 model savaş uçağının modernizasyonunu İsrail üstlendi.
2002 yılının Nisan ayında M-60 tanklarının modernizasyonu İsrailli firma Israeli Military Industries (IMI) verildi. Söz konusu modernizasyon projesi kapsamında, 170 adet M60A1 tankı, M-60T Sabra versiyonuna yükseltilmeye başlandı. Son tank ise 7 Nisan 2010’da Türkiye’ye teslim edildi.

Heron’lar yılan hikayesine döndü

Türkiye’nin İsrail’in insansız hava araçları ile sınavı da tarihte yer edindi. Türkiye, PKK ile mücadelede kullanmak üzere 2008'de İsrail firması Aeronautics'ten 3 adet Aerostar insansız hava aracı aldı. Fakat 3'ü de operasyonlar sırasında düştü ve kullanılamaz hale geldi.
Bu kez de İsrail'den 183 milyon dolara 10 adet insansız hava aracı Heron alınması kararlaştırıldı. Fakat İsrail'in araçları teknik açıdan istenilen şartları karşılayamadı, birçoğu arızalandı. Süreç tam anlamıyla yılan hikâyesine döndü. İlişkilerin bozulmasının ardından ise teknik destek sağlanamayan Heron’lar Türkiye’nin elinde kaldı.
GÖRÜŞ
‘Normalleşme ile birlikte Türkiye, İsrail-Filistin sorununun masada çözülmesine aracılık edebilir’

Füzelerde ortak üretim hayata geçirilemedi

İki ülke arasında Popeye-I ve Popeye-II seyir füzelerin belli sayıda satışı ve devamının ortak üretimi de gündeme geldi.
Türkiye, İsrail’den 1997 yılında 40 adet, 1998 yılında ise 60 adet Popeye-I satın aldı. Popeye-I füzeleri modernize edilen F-4E 2020 savaş uçaklarına entegre edildi. Popeye-II füzesi için de ortak üretim gündeme geldi ancak bu plan hayata geçirilemedi.
Öte yandan Türkiye, İsrail-ABD ortak üretimi Arrow füzelerinin üretiminde yer almak da istedi ancak İsrail’den onay alan bu talebi ABD onaylamadı.
Bunların yanı sıra alt sistemler konusunda da çeşitli işbirliklerine imza atıldı.
Aynı zamanda Türkiye’nin PKK ile mücadelesinde istihbarat paylaşımı gibi konulara da anlaşmada yer verilmişti.

İlişkiler 2018’de maslahatgüzar seviyesine indi

Nitekim 2009 yılı başında Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’ndaki bir oturumda eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Gazze saldırılarını meşrulaştıran sözleri ve diplomatik sınırları ihlal eden davranışı karşısında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “one minute” tepkisi ile iki ülke arasında gerilim yükseldi. 31 Mayıs 2010'da gerçekleşen Mavi Marmara krizi ise ilişkilerdeki en büyük kırılma noktalarından oldu. Bunun ardından İsrail’den gelen özürle normalleşme süreci yaşansa da eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 6 Aralık 2017'de Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıması ve ülkesinin Tel Aviv'deki büyükelçiliğini 14 Mayıs 2018'de resmen Kudüs'e taşıması büyük tepkilere yol açtı.
Ankara, Gazze sınırındaki olaylar nedeniyle İsrail'in tutumunu protesto ederek İsrail'in Ankara Büyükelçisi Eitan Naeh'i Dışişleri Bakanlığına çağırdı ve bir süre ülkesine dönmesini istedi. Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi ise 15 Mayıs 2018’de Türkiye’ye çağrıldı ve ilişkiler Geçici Maslahatgüzarlar tarafından yürütülmeye başlandı.

Normalleşme sürecinde büyükelçiler yeniden atandı

Son süreçte ise normalleşme adımları atıldı. İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’un Mart ayındaki Ankara’yı ziyaret etti, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 25 Mayıs’ta İsrail’e gitti. Bunun ardından ise dönemin İsrail Dışişleri Bakanı şimdiki Başbakan Yair Lapid Türkiye’ye geldi. Bu karşılıklı ziyaretlerin ardından ise diplomatik ilişkilerin büyükelçilik seviyesine çıkarılması kararı geldi. Bu kapsamda İsrail’in yeni Ankara Büyükelçiliği’ne Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Irit Lillian atandı. Türkiye’nin İsrail Büyükelçiliği’ne de daha önce Kudüs Başkonsoloslluğu yapan Büyükelçi Şakir Özkan Torunlar getirildi.
İsrail Savunma Bakanı Gantz’ın ziyaretinde atılacak yeni adımlar ise merakla bekleniyor.
POLİTİKA
Bakan Akar'dan 'kimyasal silah' açıklaması: İddia değil iftira
Yorum yaz