‘Normalleşme ile birlikte Türkiye, İsrail-Filistin sorununun masada çözülmesine aracılık edebilir’
13:39 19.08.2022 (güncellendi: 13:51 19.08.2022)
© Sputnik / Turan Salcıİsrail- Türkiye
© Sputnik / Turan Salcı
Abone ol
Türkiye ve İsrail’in diplomatik ilişkileri yeniden karşılıklı olarak en üst düzeye çıkarma ve büyükelçilerin yeniden atanmasını kararlaştırmasını Sputnik’e değerlendiren Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, İsrail ve Filistin arasındaki sorunun çözülmesine Türkiye’nin aracılık edebileceğini belirtiyor.
İsrail’in ABD Başkanı Donald Trump döneminde başlayan bölgedeki Arap ülkeleriyle normalleşme sürecinin aslında kendi güvenliğini sağlamaya yönelik olduğunu ifade eden Doç. Dr. Gökçe, “ABD’nin Afganistan'dan çekilmesi, İsrail'in bölgedeki Arap ülkeleriyle yapmış olduğu normalleşme anlaşmalarını daha da önemli kıldı. Çünkü İsrail'in güvenliği uzaktan Afganistan'dan sağlanıyordu. ABD Afganistan’dan çekilerek bu bölgede İsrail'i adeta yalnızlığa itmiş oldu. Burada bölgesel bir güç olan Türkiye’nin de İsrail'in normalleşme süreci ve yakınlaşması İsrail'in güvenliği açısından elzem olarak değerlendirildi. Bunun için de Türkiye'ye bir yakınlaşma politikası izlemeye başladılar. Bu bölge barışı için oldukça önemli. Şimdi bölgede bir İsrail-Filistin çatışması var. Dolayısıyla bu çatışmanın masada çözülebilmesi tarafların bir araya gelmesi lazım ve taraflarla diyalog gerekiyor. Dolayısıyla bunu da yapabilecek bir ülkelerden bir tanesi de Türkiye. Yani İsrail'i diplomatik kontrol altına alabilmek için Türkiye önemli bir aktör” değerlendirmesinde bulundu.
Normalleşme Doğu Akdeniz’de neleri değiştirir?
Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, Doğu Akdeniz konusunun da normalleşme boyutunda önemi olduğunu ifade ediyor:
“Özellikle 1995'ten sonra Avrupalı ülkelerin Doğu Akdeniz’e olan ilgisi arttı ve Yunanistan, Doğu Akdeniz’deki ülkelerle deniz yetki alanları anlaşmalarını imzalayarak Türkiye’yi çevrelemeye çalıştı. Bu da bir çatışma ortamı yarattı. Çünkü Türkiye'nin Mavi Vatan olarak adlandırdığı yerler, o ülkelerin yapmış olduğu anlaşmalarla adeta hapsedildi ve bu durum Türkiye'nin menfaatlerine zarar vermeye başladı. Türkiye de buna aktif bir politikayla karşılık vererek kendi Mavi Vatan çizgisi oluşturdu. Ama bir şekilde de Yunanistan’ın anlaşma yapmış olduğu İsrail, Mısır gibi ülkelerle deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda anlaşma yapması gerekiyordu. Türkiye’nin İsrail ile normalleşmesi ile beraber bu deniz yetki alanlarının tekrar belirlenmesi, Türkiye ve Doğu Akdeniz'in güvenliği açısından oldukça önemlidir. Bir de ekonomik çıkarlar var. İsrail'in ve Mısır'ın elektrik enerjisinin Avrupa'ya gönderilmesi gerekiyor. İptal edilen bir Eastmed projesi yerine ikame edilmesi düşünülen elektrik enerjisi gönderilmesi için bu hattın Türk karasularından geçmesi ve bunun için de bir anlaşma yapılması gerekiyor. İkinci bir konu da İsrail ya da Mısır doğalgazının mutlaka Avrupa’ya ulaştırılması gerekiyor. Bu gazın İsrail üzerinden Türkiye’ye getirilerek boru hatlarıyla gönderilmesi en doğru yol olacak. Bunun da Türkiye’ye ekonomik getirisi var. Bunun için de Türkiye-İsrail yakınlaşmasının doğru bir adım.”
‘Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesi Türkiye’den daha çok İsrail’in işine yarıyor’
“Dolayısıyla hem ekonomik, hem siyasi, hem bölgesel çözümler hem de bölgenin güvenliği açısından Türkiye ile İsrail'in yakınlaşması gerekliydi” diye devam eden Gökçe, şunları ekledi:
“Ama bu tabi Türkiye'nin yakınlaştığı anlamına gelmiyor. İsrail bu konuda adım attı. Kendi güvenliğini sağlayabilmek ve bu ekonomik nedenlerden dolayı bölgedeki önemli bir aktör olan Türkiye'yle yakınlaşması gerekiyordu ve bu konuda adım attı. Türkiye bundan ne çıkarabilir? Türkiye'nin İsrail'le yakınlaşması belki ABD'den F-16’ların alınması konusunda ya da ABD-Türkiye ilişkilerine az da olsa katkı sunar. Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesi Türkiye’den daha çok İsrail’in işine yarıyor.”