Türkiye'nin enflasyonda geldiği noktayı ve hükümetin adımlarını Radyo Sputnik’te Meliha Okur’la Anlat Bana programında Infomag Yayın Kurulu Danışmanı Ruhi Sanyer değerlendirdi. Sanyer “Ağustos ayında sanayide büyüme var ama ödemeler dengesi verisi endişe verici. 12 aylık cari işlemler açığında büyük bir artış var. 4 yılın zirvesine ulaştı ve 40 milyar dolar oldu. Eylül ayı dış ticaret rakamları da geldi, orada da 10.4 milyar dolarlık bir açık var. Bu demektir ki yıl sonuna kadar böyle artarak devam edecek. Yıl sonunu 50-60 milyar dolarlık bir açıkla kapatacağız gibi duruyor. Peki açığı nasıl kapatacağız, bu parayı nereden bulacağız problem orada. Artık dış kaynak işi de biraz zor, Fed’in faiz artırımları ve Türkiye’nin durumu borçlanma maliyetlerimizi de artırdı. Herhalde bu biraz sıkıntılı olacak. Türkiye enflasyonla mücadeleyi mi, büyümeyi mi seçti? Son alınan önlemler ve açıklanan kararlar enflasyonla mücadeleyi geri plana ittiğini ve büyümeyi öne aldığını gösteriyor. Siyasetçilerimiz de dünyada büyüyen nadir ülkelerden biri olduğumuzu sık sık vurguluyor. Herhalde önümüzdeki seneye yüksek sayılacak bir enflasyon ve belli bir büyümeyle gireceğiz ancak 2023’te bu büyümenin hız keseceği görülüyor” dedi.
Seçim dönemine girildiği için enflasyonla mücadelenin bir kenara atıldığını ifade eden Sanyer, “Chicago Illinois Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Akarca’nın bir çalışması var. Akarca, 1950’den beri yapılan tüm seçimleri ekonomik metotlarla incelememiş ve kişi başına reel gelirde meydana gelen her yüzde 1’lik büyümenin, iktidara 1 puanlık oy getirdiği sonucuna varmış. Buna karşılık enflasyonda meydana gelen 1 puanlık artış iktidardan yalnızca 0.13’lük bir oy götürüyor. Yani enflasyon arttı, işler kötüye gidiyor, hayat pahalılığı var bunun götürüsü büyümenin getirisinden daha az. Daha az olduğu için hükümetler özellikle seçim öncesi seçim ekonomisine yükleniyor” ifadelerini kullandı.