Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar sonrasında enerji krizi yaşayan Avrupa’nın en önemli doğalgaz kaynağı olan ve Rusya’dan Almanya’ya kadar Baltık Denizi’nden uzanan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım-2 hatları, uğradığı sabotaj ile gündemde. 26 Eylül’de Kuzey Akım 1 ve 2 doğalgaz boru hatlarını işletme şirketi Nord Stream AG, hattın her iki kolunda da basıncın önemli oranda düştüğü tespit ederek hattın etkilediği Almanya, Danimarka, İsveç, Finlandiya ve Rusya'nın kıyı birimlerine ‘derhal haber edildiğini’ belirtti. Aynı saatlerde İsveçli deprem uzmanları da doğalgaz boru hattı güzergahlarında iki şiddetli patlama olduğunu duyurdu. AB ülkelerinin liderleri de boru hatlarındaki gaz sızıntılarının kasıtlı bir eylemin sonucu olduğunun altı çizilerek, tesadüfi olmadığı sonucuna vardı.
Almanya: Enerji altyapımızın yok edilmesi ve arz güvenliğimize ciddi bir saldırı
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, yaşanan basınç düşüşünün ve patlamaların sabotaj sonucu yaşanmış olması olasılığını ilk dile getiren taraflardan biri olurken, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova boru hatlarının delinmesine yol açan olayların ABD istihbaratı tarafından kontrol edilen bölgelerde yaşandığını ifade etti. Öte yandan sabotaja ilişkin açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, "Anladığım kadarıyla bu sızıntıların Avrupa'nın enerji akışı üzerinde ciddi bir etkisi olmayacak" dese de AB liderleri aynı görüşte değil. Birliğin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, endişe duyduklarını dile getirerek, “Bu olaylar tesadüf değil ve hepimizi etkiliyor. Avrupa enerji altyapısını bozan kasıtlı eylemler kabul edilemez ve birlik içinde, sağlam karşılık bulacaktır” dedi. Almanya'nın sağ muhalefet partisi Almanya için Alternatif (AfD) de konuyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Partinin duyurusunda, “Bu enerji altyapımızın yok edilmesidir, önemsiz değil, arz güvenliğimize ciddi bir saldırıdır" denildi. Finlandiya da olanlardan son derece kaygılı. Ülkenin Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, "Endişe büyük. Önemli bir enerji ağında sabotaj yapıldığında, bunun tüm AB için bir sorun olduğuna dair bakış açılarını anlıyorum" şeklinde konuştu. Avusturya Enerji Bakanı Leonore Gewessler ise Avrupa'ya kışın Kuzey Akım üzerinden gaz alınamayacağına yönelik senaryonun ‘çok muhtemel’ olduğunu belirtti.
‘TürkAkım doğalgaz boru hattının güvenliği titizlikle izlenmeli’
Rus gazını Karadeniz’den Türkiye’ye oradan da Avrupa’ya ulaştıran hatlar ise Mavi Akım ve TürkAkım. Konu hakkında açıklama yapan ve Avrupa'ya Ukrayna üzerinden gaz akışı kesilirse geriye yalnız TürkAkım’ın kalacağını hatırlatan Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, TürkAkım doğalgaz boru hattının güvenliğinin titizlikle izlenmesi gerektiğini belirterek, “Son olaylar, boru hattının güzergahında bulunan ülkelerin hattın güvenliğini titizlikle izlemesi gerektiğini gösteriyor" dedi. Norveç de petrol ve gaz tesislerinde güvenlik önlemlerini sıkılaştırdığını açıklayarak bir dizi önlem alındığını duyurdu.
Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2’ye yapılan saldırının Avrupa’nın enerji krizini hangi açılardan etkileyebileceğini ve özellikle TürkAkım olmak üzere ülkelerin gaz hatlarına yönelik sağlaması gereken güvenliği, Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Petrol ve Gaz Direktörü Sohbet Karbuz Sputnik’e değerlendirdi.
‘Ukrayna üzerinden de gaz akışı kesilirse TürkAkım haricinde Avrupa’ya gaz akışı olmayacak’
Rusya patlayan boru hattını tamir etmeyeceğini söyleyen Karbuz, şunları aktardı:
“Öngörülebilen bir şey yok ortada. Bu tamire başlasanız zaten 5-6 ay sürer ve oldukça da maliyetli bir şey. Rusya'nın gaz akışı konusunda bir güvence almadan böyle bir duruma gireceğini de tahmin etmiyorum. Avrupa’nın artık olayı bitti. Yani Kuzey Akım 1 ve 2 öldü. Polonya’dan gaz akışı zaten durmuştu. Şu an Avrupa’ya gaz iki yerden geliyor; biri Ukrayna üzerinden ki onda da da zaten gelen gaz miktarı oldukça düştü. İkinci geldiği yer ise TürkAkım üzerinden. Gazprom ile Ukrayna'nın milli petrol ve gaz şirketi Naftogaz tahkime gidecekler, bu olay da gittikçe sertleşiyor. Dolayısıyla Ukrayna üzerinden Gazprom’un gaz akışının da durdurulmasına şaşırmamak lazım. Ukrayna üzerinden de gaz akışı kesilirse TürkAkım haricinde Avrupa’ya gaz akışı olmayacak”
‘Büyük ihtimalle Avrupa’nın geriye kalan tek çaresi depolardan gaz çekmek olacak’
Avrupa’nın gaz arzını telafi etmesi için neler yapabileceğini de anlatan Karbuz, “Bunu büyük olasılıkla LNG ile yapabilirler. Çünkü Avrupa’nın en büyük ikinci gaz tedarikçisi Norveç’ten daha fazla gaz alamazlar, zaten oradan gelen botu hattı tam kapasite çalışıyor. İtalya’ya baktığımızda onlar da Cezayir’den arttırabildikleri kadar arttırdılar bu alışverişi ve oradan ne İtalya’ya ne de tam kapasite çalışan İspanya’ya önümüzdeki 2 ayda ciddi miktarlarda akış göremeyiz. Avrupa’nın LNG ve depolardaki gazı çekme haricinde bir seçeneği yok. LNG konusunda da soru işaretleri var çünkü Ian kasırgası Meksika Körfezi’ne doğru hızla ilerliyor ve şiddetini artırıyor. Eğer bu kasırga ABD’nin LNG ihracat tesislerini de etkilerse ABD’den Avrupa’ya LNG sevkiyatında da sorunlar yaşanır. Durum büyük bir ihtimalle böyle olacak gibi gözüküyor. Yani geriye tek çare kalacak o da depolardan gazı çekmek olacak” şeklinde tahmin yürüttü.
‘Avrupa’nın yapabileceği fazla bir şey kalmadı, çok çaresiz durumdalar’
Avrupa’da depolardan gazın normal şartlar altında 1 Kasım’dan itibaren çekilmeye başladığını belirten Karbuz, “Fakat Avrupa’da kış erken geldi, daha eylül sonundayız ama millet gazı ısıtma için kullanmaya başladı. Mecbur kalıp kasımdan önce depolardan gaz çekmeye başlarlarsa, kış bitmeden stoklarını bitirmiş olurlar. Ortada böyle bir tehlike var. Ayrıca ‘tasarruf’ dediler ama kimsenin artık tasarruf yapacak gücü kalmadı. Çünkü sanayi zaten gaz fiyatları gibi sebeplerle inim inim inliyor. Şu anki durumda ne fiyatta olursa olsun gaz bulamayacaklar. Bu da sanayiyi çok kötü vuracaktır. Öncelik insanları soğukta bırakmamak için konutlara verilecek. İkinci öncelik de elektrik üretimine olur. Eğer gaz yetersiz olursa elektrik de arka planda kalabilir ve bu da Avrupa’da elektrik kesintilerine neden olur. Yapacakları çok fazla bir şeyleri kalmadı. Avrupa çok çaresiz durumda. Aradaki bu açığı kapatmak yenilenebilir enerji ile de olacak iş değil. Dolayısıyla Avrupa bu kışı son derece zor geçirecek. Bir şekilde bu kışı atlatsalar dahi önümüzdeki kış çok daha karanlık gözükecek” dedi.
‘TürkAkım, Batı Avrupa’ya gitmiyor, bu olayda en çok etkilenecek olan Almanya’
TürkAkım’ın Doğu Avrupa’daki bazı ülkeleri beslediğini ve Batı Avrupa’ya gitmediğinin altını çizen Karbuz, “Bu olayda en çok etkilenecek olan Almanya. TürkAkım ve Trans adriyatik boru hattı TAP o tarafa gitmiyor. Almanya ekonomisi ve vatandaşlar korkunç derecede sarsılacaktır. Çünkü Almanya’nın LNG ithalat tesisi de yok, gaz girişi Ukrayna üzerinden de tamamen kesildiği zaman dişe konur hiçbir seçenekleri yok Çünkü Hollanda ve Norveç'ten açığı kapayacak miktarda gaz gelemez. Tek çareleri depolarına yüklenmek olacak. Hep depoya yüklenerek de bu kışı geçirebileceklerini tahmin etmiyorum” şeklinde konuştu.
‘Avrupa, Türkiye’nin Rusya’dan almasını istemediği gaza muhtaç oldu’
Daha önceden Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin TürkAkım üzerinden Rus gazını almamasını engellemeye çalıştığına dikkat çeken Karbuz, “Avrupa, ‘Biz nasıl 2027 sonuna kadar Rus gazını almayı sonlandırıyorsak Türkiye de bir aday ülke olarak bizim kararlarımıza bizim kararlarımıza ve yaptırımlarımıza uymasını bekleriz’ şeklinde bir mesaj göndermişti. Türkiye’ye ‘Kesin’ dedikleri gaza muhtaç oldular” dedi.
‘Şimdiye kadar deniz altından giden bir boru hattına saldırı olmamıştı, güvenlik konusu öncelikli olacak’
Bu olayın ‘kritik altyapı güvenliği’ konusunu bir üst düzeye çıkarttığını belirten Karbuz, “Normalde kritik altyapı güvenliği karadan geçen boru hatları ile karadaki tesisler üzerine kuruluydu. Şimdiye kadar deniz altından giden bir boru hattına saldırı olmamıştı. Dolaysıyla bunun güvenliği demek sadece altyapı boru hatlarının değil, aynı zamanda Kuzey Denizi’nde petrol ve gaz üreten platformların güvenliğini de ön plana çıkartacak. Bu güvenliği sağlamak da o kadar kolay iş değil. Kuzey Akım 1000 kilometreden uzun bir hat, bu kadar uzun bir şeyi ve çok dağınık olarak yayılmış olan platformların da güvenliğini sağlamak zor. Fakat bu öncelikli konu haline gelecek ve herkesi alarma geçirecektir. Şu anda yapılan açıklamalar da bu güvenlik konusunun en üst düzeye çıkarılacağı ile ilgili” dedi.
‘Karadeniz’de sabotaj yapılması ülkeleri birbirinin karşısına getirir, Türkiye’yi de riske sokar’
Ukrayna’dan gelen gazın kesilmesi halinde Rus gazını Avrupa’ya götüren bir hattın kalmayacağına dikkat çeken Karbuz, “Haliyle gözler TürkAkımı ve Mavi Akım’a dikilmiş durumda. Ortada bir sabotaj varsa onun araştırılması gerekiyor. Sabotajın Karadeniz’de yapması çok zor. Bu ciddi bir iş birliği gerektirir. Yani ülkeleri birbirinin karşısına getirir. Baltık’ta yapmak belki biraz daha kolaydı ama Karadeniz’de yapmak o kadar kolay olmayabilir. Bu olay Türkiye’yi de riske sokar” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye’ye deniz altından gaz getiren boruların güvenlik sistemini nasıl oluşturulabilir bu araştırılmalı’
Türkiye’nin boru hatlarının güvenliğini sağlaması gerektiğine dikkat çeken Karbuz şunları aktardı:
“Türkiye’nin güvenlik konusunda elindeki teknolojiyi bilmiyorum fakat Bakü Ceyhan’da güzel bir uyarı ve güvenlik sistemi var. Bunun gibi bir güvenlik sistemi, Türkiye’ye deniz altından gaz getiren boru hatlarında nasıl oluşturulabilir bu araştırılmalı. Belki Türkiye belirli noktalarda devriye gezdirebilir. Bu benim konum değil ama savunma uzmanlarının bu durumu irdelemesi gerekiyor. Ukrayna’dan gaz akışı kesilirse Avrupa’nın tek Rus gazı tedarik seçeneği olacak olan TürkAkım’ın güvenliği sağlanmalı”
‘Bu sabotaj planlanmış, herkesin yapamayacağı, geniş ekipman gerektiren ciddi bir olay ve o yüzden de tehlikenin boyutu büyük’
Gaz hatlarına yapılan saldırının araştırılması gerektiğini dile getiren Karbuz, “Bu sabotajdan kim karlı çıkar, kimin işine gelir ona bakmak lazım. Önce bu soruların cevabını vererek sabotajın kim tarafından yapıldığını görmek mümkün. Sadece fiziki bir sabotaj yok. Aynı zamanda bir bilgi savaşı yapılıyor. Basında Rusya’yı suçlayan da ABD’yi suçlayan da var. Bu olay sabotajdan daha büyük bir yere doğru ilerliyor. Zaten tehlike de bu. Çünkü bu olay NATO ve Rusya’yı karşı karşıya bile getirebilir. NATO ülkesi olan bir ülkeye giden enerji hattına yapılan saldırı, o ülkenin enerjisiz kalmasına sebep olarak enerji arz güvenliğine bir tehdit oluşturur. O nedenle bu olay NATO’nun gündemine de girebilir ve sonucu da kötü yollara doğru gider. Bir an evvel bu sabotajın kim tarafından yapıldığının cevabı daha dikkatlice araştırılmalı. Kim olduğunu bilemeden de NATO’nun devreye girmemesi gerekir çünkü olay geri dönüşü olmayan bir yere doğru ilerler. Bu basit bir sabotaj değil. Bu bayağı planlanmış, herkesin yapamayacağı ve geniş ekipman gibi şeyler gerektiren ciddi bir olay. O yüzden tehlikenin boyutu büyük” şeklinde konuştu.