SEYİR HALİ

Prof. Dr. Yılmaz: Hükümet yıl sonundan itibaren düşük faizle kredi genişlemesi sağlamayı düşünüyor

Ekonomist Prof. Dr. Yılmaz, Merkez Bankası’nın faiz düşürme kararı için “Anladığım kadarıyla hükümet enflasyonu biraz daha düşürerek gitmek istiyor. Hükümet yıl sonundan itibaren düşük faizle kredi genişlemesi sağlamayı düşünüyor. Kredi Garanti Fonu’nun üst sınırı 1 trilyona çıkarıldı. KGF dahil edilerek kamu bankaları kredi sağlayacak” dedi.
Sitede oku
Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Merkez Bankası’nın para politikasını ve hükümetin enflasyon ve büyüme konusundaki planlarını Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Prof. Dr. Yılmaz, yıl sonu olası faiz oranını“Sayın Cumhurbaşkanı’nın dün İstanbul Ticaret Odası toplantısında konuşması vardı. Orada da bir ölçüde düşük faizlere vurgu yaptı. Buradaki asıl gidiş diğer toplantılarda da 100’er baz puan indirerek 12’den 9’a doğru tek haneye çekmek, yıl sonu itibariyle tek haneye çekildikten sonra seçim ekonomisi de tam hazır olmuş olacak. Biliyorsunuz ben daha önceki yayınlarınızda sonbaharda yapılması Türkiye ekonomisi için daha doğru bir karar olacağını, bahar aylarına yetişmesinde döviz rezervlerinin yeterli olmama ihtimalinden bahsetmiştim. TL’nin hızlı bir değer kaybına girmesi hükümeti ekonomik olarak zor durumda bırakır” diye anlattı.

‘Kamu bankaları üzerinden ciddi bir kredi imkanı yaratılacak’

Hükümetin kredi genişlemesi yapabileceğini söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, bu eylemin detaylarını “Hükümet enflasyonu anladığım kadarıyla biraz daha düşürerek gitmek istiyor. Hem enflasyonu düşürerek hem de büyümeyi arttırarak gitmeyi istiyor. Sayın bakanın Haziran’da söylemiş olduğu ‘Biz enflasyonla büyümeyi tercih ettik. Sıkıntı çeken vatandaşlara destek oluyoruz’ dedi. Tabii bu destek çok düşük, o anlamda bir çözüm olmuyor. Sonuç itibariyle yıl sonundan itibaren hükümet düşük faizle kredi genişlemesi sağlamayı düşünüyor. Bu nasıl çalışacak? Kamu bankaları üzerinden ciddi bir kredi imkanı yaratılacak. Kredi Garanti Fonu’nun üst sınırı 1 trilyona çıkarıldı. Şu anda çoğu kullanılmıyor. Kredi Garanti Fonu dahil edilerek kamu bankaları kredi sağlayacak. Kamu bankaları parayı nereden bulacak? Merkez Bankası haftalık repo piyasasından yüzde 9 faizle finanse ederek likidite sağlanacak. Kamu bankaları bu likidite ile kredi genişlemesini sağlayacaklar. Oyun planı bu gibi gözüküyor” diye öngördü.

‘Yatırımcı bu durumda uzun dönemli yatırıma girmiyor’

Prof. Dr. Yılmaz, yatırımcıların kredi genişlemesine bakış açısını “Faizi düşük tutarak Sayın Cumhurbaşkanı yatırımın artacağını düşünüyor. Kendisi ekonomist olduğunu söylemesine rağmen bence burada iktisatçıların çok net bildiği bir konu var. Beklenti tarafına baktığımızda bunun sürdürülemez olduğunu herkes görüyor. Yatırımcı da bu durumda uzun dönemli yatırıma girmiyor. Düşük faizi kullanıp ağırlıklı olarak işletme sermayesi için kullanıyorlar. Var olan üretimi devam ettiriyorsunuz ama uzun vadeli yatırım için uzun vadeli beklentilerin iyi olması gerekiyor” diye aktardı.

‘Şu anda hükümet ciddi boyutta enflasyonun üzerine gitmiyor’

Seçim sonrası enflasyon konusunda sıkılaşma beklentisi olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, mevcut durumda enflasyonun üzerine gidilmediği görüşünü “Herkesin görebildiği bir konu var ki seçim sonrası çok ciddi bir tufan var. Tufan ne demek? Bu genişlemeci politikalar bitecek. Hangi parti iktidara gelirse gelsin, bu enflasyon probleminin üzerine ciddi boyutta gitmesi gerekiyor. Şu anda hükümet ciddi boyutta enflasyonun üzerine gitmiyor” diye ifade etti.

‘Enflasyon verilerine güven tamamen kaybolmuş durumdadır’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şubat’ta enflasyon düşüş yaşanması beklendiği açıklamasına dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, söz edilen düşüşün nasıl gerçekleşebileceğini “Cumhurbaşkanı konuşmasında ‘Şubat ayında enflasyonu İnşallah düşüreceğiz’ diyor. Geçen yıl Ocak ve Aralık aylarındaki 13 ve 11 aralığındaki enflasyon oranlarının etkisi baz etkisi ile düşecek. Onun yerine de enflasyon geliyor diyebilirsiniz. Gelmiyor, TÜİK gelmemesini sağlıyor. Geçtiğimiz ay yüzde 1.46 geldi. Beklentiler 2’nin üzerindeydi. TÜİK şu anda bütün şeffaflığını kaybetmiş durumdadır. Bölgesel enflasyon verilerini yayınlamıyor. Yüzlerce maddenin fiyatlarını Nisan’dan bu yana yayınlamıyor. İTO’nun çalışanlar geçinme endeksine baktığınızda arada 20 puan bir fark oluşmuş durumdadır. Bu fark olağandışı, öncesindeki 15 yıla baktığınızda aradaki fark maksimum 5 olmuş. Enflasyon verilerine güven tamamen kaybolmuş durumdadır. Hükümet bu şekilde enflasyonu düşüreceğini düşünüyor ama halk sofrasına gelen lokmanın maliyetini biliyor” diye betimledi.

‘Hükümet başka kaynaklar aramak zorundadır’

Prof. Dr. Yılmaz enflasyon değerli karşısında asgari ücrete yapılabilecek düzenlemeler ve politikanın devamı için kaynak arayışı konusunda “Beklenti anketinden gördüğümüz gibi yıl sonu enflasyonu yüzde 65 diye bekleyebiliriz. Son altı aylık enflasyon o zaman yüzde 25 civarında gelirse ilk altı ay asgari ücrete yüzde 30 zam yapılmıştı. Şimdi de yüzde 30 zam yapıp enflasyonun da üstünde olduğunu söyleyerek bir ölçüde daha da çok oy toplayacağını düşünebilir. Enflasyon şu anda yüzde yüzleri bulmuş durumda, gerçek yıl sonunda artarak devam edecek. Hükümet enflasyonla gerçek anlamda mücadele etmiyor. Bu işin sürdürülebilirliği Merkez Bankası’nın dövizi, yatırımcılardan Türkiye’ye döviz gelmiyor. Son Temmuz verilerine göre 36.6 milyar dolar bir cari açık var. Bunun yıl sonuna 60 milyar üzerine çıkması bekleniyor. Yaklaşık üçte ikisi net hata noksan üzerinden finanse edilmiş. Net hata noksan normal bir ülkede 1-2 milyar dolar gelebilir. Bunu dikkate aldığımızda hükümet başka kaynaklar aramak zorundadır” dedi.
Yorum yaz