AKŞAM POSTASI

İzmir’in kurtuluşunda Atatürk’ün hediye ettiği kılıç ortada yok

Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof. Kemal Arı, İzmir’in kurtuluşu sırasında simge olan kılıcın akıbetini Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı.
Sitede oku
İşte Prof. Kemal Arı’nın anlatımıyla şimdi nerede olduğu bilinmeyen o kılıcın hikayesi:
“Türk ordusu büyük muhabereler yaparak 21 gün boyunca kanlı muhabereler yaptı. Yunan ordusu Sakarya’nın Doğu’suna kadar çekildi ve mevzilenmiş olan üslerinden uzaklaştı. Kanlı muhaberenin sonunda Türk ordusu kendi varlığını ispat etti ve bir nebze Sakarya’nın Batısına kadar attı. Büyük bir heyecan vardı, umut var. Galiba bu iş olacak, Yunan ordusu yenilecek deniliyordu. O zamana kadar umutsuz olanların bile kendi içinde umut kabarışı oldu ve Buhara’dan bir kılıç gönderildi. Bu kılıç Timur’un kılıcıydı. Timur, 1402’de İzmir’i Türk yaptı ve bir daha çıkmamak üzere Ankara Savaşı’nda Yıldırım Beyazıt’ı yendikten sonra Timur, İzmir’i kanlı bir şekilde fethetti. Artık tamamen Müslüman İzmir, Türk İzmir kavramıyla karşılaşıyoruz.
'Atatürk meclise getirdi'
Buhara’dan gelen kılıç ki zamanında bu kılıç İzmir’i Türk yaptı, İzmir şimdi Yunan ordusunun eline geçti ve işgal altında. Sakarya zaferini kazanan milli ordu inşallah Yunan ordusunu büyük taarruzda yenecek ve bu kılıç yeniden İzmir’i kurtaracak deniliyor. Atatürk, bu kılıcı alıp meclise geliyor, mecliste bir konuşma yapıyor ve , ‘bu muazzef seyfi’, Karındaş Buhara Cumhuriyeti’nden gelen bu mazzef (aziz-kutsal) seyfi (kılıç) .. İnşallah milli ordu İzmir’e girdiğinde İzmir’e giren Fatih’e bizzat bu kılıcı kendi ellerimle vermekten onurlara boğulacağım’ diyor. Bir de Kuran- ı Kerim geldi meclisin kütüphanesine kaldırıldı. İki kılıç daha vardı ama onlar Timur’un kılıcı değildi. Kılıçlardan birisi başkomutan olduğu için Atatürk’ün kendisine verdiler, diğerini batı cephepsi komutanı olduğu için İsmet paşaya verdiler. Bu son derece değerli kılıcı Mustafa Kemal Atatürk, batı ordusu karargahına teslim etti ve 9 Eylül 1922’de Türk ordusu İzmir’e girecek ve 10 Eylül’de de Atatürk İzmir’e girecek. Dolayısıyla bu kılıç Atatürk’ün yanındadır. Halide Edip anılarında hükümet konağında Mustafa Kemal’in olduğu bölmeye baktığı zaman onu orada görür. İzmir Hükümet Konağı’ndaki anısıyla ilgili Halide Edip, ‘bir masa, masanın kenarına oturmuş, 1. Ordu komutanı Nurettin paşa ayakta ve masanın üzerinde şatafatlı bir kılıç var’ der. Halide Edip, hatırlarında ‘İzmir’e ilk girecek olan subaya verilmek üzere gönderilmiş kılıçmış’ diyor. Anısının devamında koridora çıktım İzmir’e ilk giren subayı gördüm, boynundan yaralıydım diyor. Kendisine yaralanma olayını sorduğumda yüzünde çocuksu bir utanma duygusu meydana geldi diyor.

'Kılıç Valilik’te kayboldu'

Yunan ordusu Dumlupınar’da yenildikten sonra İzmir’e doğru kaçar, Türk süvarileri peşinden kovalar. Bu acelenin nedeni Yunan ordusu çekilirken yakıp yıkıyor, Türk ordusu yakılıp yıkılacak olan yeri Yunan ordusu girmeden yetişelim de yanmasını önleyelim düşüncesiyle büyük bir güç sarf ederek seri hareket zorunda kalıyor. Bİr diğer heyecan da Atatürk’ün söylediği söz. İzmir’e ilk girecek olan kişiye bu kılıcın verilmesi.
10 Eylül günü Atatürk İzmir’e girdi. 15 Eylül’de düzenlenen bir törenle Atatürk bizzat kendisi İzmir’e ilk giren Şerafettin beye Timur’un kılıcını verdi ve sonrasında da soyad olarak İzmir’i verdi. Timur İzmir boynundan yaralanmıştı ve o yara tek nüksetti. 1951 yılında İstanbul’da vefat etti. Kılıcı bir müzeye bağışlanmak üzere İzmir’e göndermek istedi ve eşiyle İstanbul valiliğine giderek teslim etti ama kılıcın son görüldüğü gün o gün oluyor."
TÜRKİYE
CHP lideri Kılıçdaroğlu, ailesiyle birlikte İzmir'deki kutlamalara katıldı: Siyaset bir yere kadar
Yorum yaz