Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya’dan istenen kişilerin iadesi ile ilgili hala olumlu yanıt almadığını duyurdu. Bozdağ, Türkiye ile iki ülke arasında imzalanan mutabakata ilişkin açıklamasında, daha önce gönderilen taleplerin yenilendiği gibi, yeni taleplerin de iletildiğini kaydetti.
St. Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Avrupa Araştırmaları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dmitriy Levi, Sputnik’e demecinde İsveç’in Türkiye'nin NATO'ya katılım şartlarını yerine getirme olasılığının düşük olduğuna dikkat çekti.
Rus uzman, “Aslında İsveç için bu durumda Türkiye'nin taleplerini yerine getirmemesi için neredeyse hiçbir dış politik engel yok. Ancak bu bağlamda İsveç'teki kendi içindeki siyasi durumu da hesaba katmak gerekiyor. İsveç'teki yerel siyasi düzeyde ise evet, NATO'ya katılma kararı verildiğine inanıyorum, ancak ne pahasına olursa olsun şeklinde değil. Bu koşullarda, Stockholm'ün yakın gelecekte Ankara'nın taleplerini karşılama olasılığı yüksek değil” diye konuştu.
İsveç’in kendi dış politika ataletinin rehinesi konumuna geldiğini dile getiren Levi, “NATO üyeliği konusunda İsveç'e yönelik dış politik baskı oldukça büyük. Bu aynı zamanda, sadece İttifak üyesi olmamakla kalmayıp giriş için hazırlık süreci dahi başlatmamış olmalarına rağmen, kolektif Batı'nın tüm dikkatini kendisi ile Finlandiya'ya çevirdiği son NATO zirvesi de ortaya koydu. Bu durum, İsveç nüfusunun buna hazır olmamasına rağmen ülkeyi kendi dış politika ataletinin rehinesi konumuna getirdi” ifadelerini kullandı.
İsveç halkına tehlike yanılsaması empoze etmenin geçici bir olgu olduğuna dikkat çeken Levi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu anda İsveç halkına yoğun bir şekilde tehlike hissi empoze ediliyor ve bazı insanlar buna inanıyor. Ancak bu geçici bir olgudur. Bir süre sonra ortalık sakinleşecek. Ve belki o zaman tüm bunların ne kadar gerekli olduğu ve ekonomik açıdan ne kadar uygun olduğu yeniden değerlendirilecek. Mevcut gerçeklikte İsveç makamları, diğer Batılı ülkelerin baskısı altında ülkedeki tehlike yanılsamasını yoğun olarak yayıyor. Ancak kendi nüfuslarını ikna edip edemeyecekleri, tüm masrafları, harcamaları, kayıpları haklı çıkarıp çıkaramayacakları soru işareti olmaya devam ediyor. Bu şartlarda Stockholm’un sert adımlardan kaçınacağını düşünüyorum.”