TÜRKİYE

Prof. Dr. Bilgili: İklim değişikliğiyle Doğu Karadeniz’de bile orman yangınları yaşanabilir

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Bilgili farklı bölgelerde meydana gelen ve uzun süren orman yangınlarının nedenlerini Sputnik’e değerlendirdi. Bilgili, hava koşullarının değişmesinin ve orman içindeki yanıcı maddelerin, yangınların büyümesine sebep olduğunu söyledi.
Sitede oku
Yeditepe Üniversitesi tarafından hazırlanan “2021 Orman Yangınları ve İlişkili Afet Riskleri İçin Öneriler” raporuna göre Türkiye’de 28 Temmuz 2021’de Manavgat’ta başlayan orman yangınında yaklaşık 600 kilometrekare alan, 29 Temmuz 2021’de Muğla’da başlayan orman yangınında 670 kilometrekare alan yandı. Sadece bu iki yangında toplam yanan alan 1270 kilometrekare oldu. İstatistiklere göre 2020 yılının tamamında yanan toplam 210 kilometrekarelik orman alanının altı katı, 2019 yılının tamamında yanan 113 kilometrekarelik alanın ise 12 katı 2021 yılında yandı. 12 Ağustos 2021 itibarıyla ise Türkiye’de toplam 49 ilde 299 orman yangını yaşandı.
Türkiye’de orman yangınlarının artışını ve farklı bölgelerde görülme nedenini, Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Bilgili Sputnik’e değerlendirdi.

‘Farklı bölgelerde de yangınlar görülebilir”

Ormanlık alanlardaki yanıcı materyallerin neminin, yangının ortaya çıkasında etkili olduğunu belirten Bilgili “Yangınların çıkması ve ilerlemesi hava hallerine ve yanıcı madde özelliklerine bağlıdır. Yanıcı madde özelliklerindeki değişimler ve hava hallerindeki değişimler yangınların başka alanlarda da görülmesini mümkün kılacak durumlardır. Şimdi iklim değişiminden bahsediyoruz. İklim değişikliğinin gerçekleşmesi durumunda daha kuzeydeki ekosistemlerde yani yangının çok sık olarak görünmediği ekosistemlerde de yangınların görülebilmesini mümkün kılacaktır. Yanıcı maddenin nemi belli bir oranın altına düştüğü zaman veya kuru materyal, yanmaya hazır hale geldiğinde yangınlar çıkabiliyor. Mesela Doğu Karadeniz Bölgesi şu an itibari ile yağışlı ve yanıcım maddenin nemi de çok yüksek dolayısıyla buralarda bu mevsimde yangının çıkma ihtimali düşük. Ama şöyle düşünelim; Yağışların olmadığını varsayalım ve uzun süreli kuraklıkların olması durumunda Doğu Karadeniz Bölgesi gibi yangınlarla hiç alakası olmadığını düşündüğümüz alanlarda da yangınlar çıkabilir” değerlendirmesini yaptı.

‘Ormanda yanıcı materyal arttı’

Tolumdaki sosyo-ekonomik değişimler ile insanların ormandaki kuru dal gibi materyalleri toplamayı bırakmasının da yangınların büyüklüğünün artmasında etkili olduğunun altını çizen Bilgili “Son 20-30 yılda ülkemizde ve dünyada çok büyük sosyo-ekonomik değişiklikler meydana geldi. Buna bağlı olarak ormanlardaki yanıcı maddeler vatandaşlar tarafından eskiden olduğu gibi toplanmıyor. Eskiden insanlar, köylüler, özellikle orman köylüleri yakacak ihtiyaçlarını karşılamak için ormanda kuru dal ve ağaçları toplarlar ve evlerinde bunu yakacak ihtiyacını karşılamak için kullanırlardı. Hayvancılık çok yoğundu ve hayvanlarını bu alanlarda otlatırlardı. Bunların yanıcı madde açısından karşılığı yanıcı maddenin azalması idi” yorumunu yaptı.

‘Yangın sezonunda ormana girişler yasaklanmalı’

Orman yangınlarına çıkışının engellenmesine yönelik de önerilerde bulunan Bilgili “Yangınların büyük bir kısmının ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklandığını bildiğimize göre insanlarımızın daha dikkatli olması gerekiyor. Kasti yangınlar orman yangınlarının yüzde 10, 15’i civarında kasti yangınlar var. Ama esas çoğunu kasti olmayan yani vatandaşın istemeden çıkardığı yangınlar. Vatandaşı uyarmak, tehlikeli zamanlarda ormana giriş çıkışları yasaklamak, yani yangın çıkmasını engellemeye yönelik önlemler alınmalı” ifadelerini kullandı.

‘Koordinasyon eksikliği yaşanmamalı’

Orman yangının başlaması sonrasında da etkili müdahale konusunda ise Bilgili “Yangınların çıkması durumunda ortaya çıkacak zararı en az da indirmeye yönelik tedbirlerin alınmalıdır. Bu da işte yangın emniyeti yol şeritleridir, yolların bakımlı tutulmasıdır, ekiplerin hazır halde bekletilmesidir, teknik açıdan Orman Genel Müdürlüğü’nün çok büyük bir problemi yok. Ancak özellikle büyük yangınlar da maalesef koordinasyon sıkıntısı yaşanıyor. Geçen sene de bunu gördük. Biraz koordinasyon sıkıntısından bahsedebiliriz. Bunun ortadan kaldırılabilmesi için iyi bir karar destek sisteminin, karar vericilerin hizmetine sunulmuş olması önemlidir" değerlendirmesini yaptı.

‘Ormanlık alandaki yerleşim yerlerinde de önlem alınmalı’

Yangında zararın azaltılması için orman içerisindeki yerleşim yerlerinde alınacak tedbirler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Bilgili “Zararın şiddetini azaltmaya yönelik olarak da köylerin veya yerleşim birimlerinin orman içerisindeki alanlardaki tarım arazilerinin, yerleşim birimlerinin sahiplerince veya oradaki insanlarca alınabilecek basit tedbirler de var; mesela zeytin alanlarında çok geniş zararlar meydana gelebiliyor, bu zararların çok büyük bir kısmını çok basit tedbirler ile bertaraf etmek mümkün. Nasıl? Her bir fidanın veya ağacın dibindeki otların çapalanarak yanıcı maddeden arındırılması zeytin ağaçlarının yanmasını büyük oranda engelleyecektir. Köylerde özellikle orman içindeki yerleşim birimlerinde evlerin civarında istiflenmiş olan yakacak materyalin, ölü örtünün veya çer çöpün evlerden bağımsız tutulması, evlere birleşik olmaması, çatılarının temizlenmesi yangından etkilenmesini büyük oranda ortadan kaldıracaktır. Bu basit tedbirlerin alınması büyük önem arz ediyor” dedi.
TÜRKİYE
CANLI | Marmaris yangınında 2. gün: Bir kişi gözaltına alındı
Yorum yaz