New York kentinde bulunan MSK Kanser Merkezi'nin çapı küçük klinik deneyinde elde edilen eşi benzeri görülmemiş sonuçlar, 5 Haziran'da New England Tıp Dergisi'nde (NEJM) yayımlandı.
The New York Times'a konuşan MSK Kanser Merkezi'nin deney başkanlarından onkolog doktor Luis Alberto Diaz Jr., "Bunun kanser tarihinde ilk kez olduğuna inanıyorum, çünkü bu, her hastanın iyileşmeye girdiği ilk kanser ilacı klinik deneyi" dedi.
'Büyük bir iyimserlik nedeni'
Bir uzman, 'hastaların hepsinin iyileşme sürecinde kalıp kalmayacağını, ilacın farklı rektum kanseri türlerinde işe yarayıp yaramayacağını söylemek için çok erken olduğunu, ancak sonuçların büyük bir iyimserlik nedeni oluşturduğunu' söyledi.
Kalın bağırsağın son kısmını oluşturan rektum, dışkıyı tutma ve dışkılamada görevli makat kaslarının üzerindeki yaklaşık 15 santimetrelik bölüme deniliyor.
Kemoterapi ve radyasyona dirençli tür
12 deneğin hepsinde yanlış eşleşme onarımı noksanlığı bulunan, dolayısıyla kemoterapi ve radyasyona direnç gösterme eğiliminde olan bir rektum kanseri türü vardı. Bu kanser türü, hücrelerin DNA'yı tamir etme mekanizmaları bozulduğunda ortaya çıkıyor.
Normalde, hücreler DNA'larının kopyalarını oluştururken, spesifik enzimler genetik kodda oluşabilecek yazım hatalarını düzeltmek için çalışır. Kopya düzenleme enzimlerini kodlayan genler hatalı olduğunda, hücreler kansere yol açabilecek DNA yazım hatalarını biriktirir.
İşlev bozukluğuna yol açan ameliyata gerek kalmaksızın
NEJM'de yayımlanan rapora göre rektum kanseri hastalarının yaklaşık yüzde 5-10'u, yanlış eşleşme onarımı noksanlığından mustarip. Bu türün kemoterapi ve radyasyona karşı direnci, etkilenen hastaların proktektomiye ihtiyaç duyma olasılığını artırıyor. Rektumun tamamını veya bir kısmını çıkarmak için yapılan bu ameliyat, kalıcı sinir hasarı, bağırsak, idrar ve cinsel işlev bozukluğuna neden olabiliyor. MSK'deki deney, hastaların ameliyatın bu olası yan etkilerinden kaçınmasına yardımcı olma umuduyla başlatıldı.
Pembrolizumab ile elde edilen başarıyı aştı
Araştırmacılar, 'dostarlimab'ın, 'pembrolizumab' adı verilen aynı sınıftan bir ilaçla yapılan önceki deneylere dayanarak hastaların tümörlerini küçültmeye veya ortadan kaldırmaya yardımcı olabileceği düşüncesinden hareket etti. Hem pembrolizumab hem de dostarlimab, bağışıklık hücrelerinin kanser hücrelerini tanımlama ve onlara saldırma yeteneğini artıran 'kontrol noktası inhibitörleri' ilaçları.
Pembrolizumab, metastatik uyumsuzluk onarımı eksikliği olan, yani tümörleri tüm vücuda yayılmaya başlayan kanserli hastalarda birinci basamak tedavi olarak faydalar gösterdi. Bu hastaların tümörlerini stabilize etmeye, küçültmeye veya ortadan kaldırmaya yardımcı olarak böylece yaşamlarını uzattı.
6 ay boyunca 3 haftada bir 500 miligram dostarlimab
Araştırmacılar, bu kez henüz metastatik hale gelmemiş lokal kanserli hastalar için benzer bir ilacın neler yapabileceğini görmek istedi. Denekler 6 ay boyunca her 3 haftada bir 500 miligram dostarlimab aldı. Baştaki beklenti, bu tedaviyi takiben hastaların çoğunun hala standart kemoterapi, radyasyon tedavisi ve potansiyel ameliyat kombinasyonundan geçmesi gerekeceğiydi.
Ama 12 hastanın tamamı sadece dostarlimab kullanımıyla tümörlerden kurtuldu. Hastaların fiziksel muayenesi, endoskopi, PET ve MRI taramalarında herhangi bir tümör saptanamadı.
İki yıl geçti, yeniden tedavi ihtiyacı doğmadı
Yaklaşık bir yıl sonra, hastaların hiçbirinde daha fazla tedavi ihtiyacı doğmadı ve kanser nüksetmedi.
Şimdi -tedavinin üzerinden 2 yıldan uzun süre geçmişken- bile, hiçbir hasta için kemoradyoterapi veya cerrahi gerekmedi ve takip sırasında hiçbir ilerleme veya nüksetme vakası kaydedilmedi.
'Daha fazla araştırma lazım'
NEJM'de yayımlanan rapor için yorum yazan Kuzey Carolina Üniversitesi Lineberger Kapsamlı Kanser Merkezi'nin onkologu Dr. Hanna Sanoff, "Bu sonuçlar büyük bir iyimserlik nedeni" diyerek ekledi: "Ancak daha fazla araştırma yapılmadan, dostarlimab henüz uyumsuzluk onarımı eksikliği olan rektum kanseri için standart iyileştirici tedavinin yerini alamaz."
'Tedavi demek için henüz erken'
'Bazı vakalarda hastaların kontrol noktası inhibitörlerine verdiği tepkilerin yıllarca kalıcı olduğunu, diğerlerinde etkilerin çabuk geçtiğini, genel olarak, ameliyatsız tedavi edilen hastaların yaklaşık yüzde 20-30'unda kanserin yeniden büyüdüğünü' belirten Dr. Sanoff, "Dostarlimab'a klinik olarak verilen tam karşılığın, tedaviye eşit olup olmadığını öğrenmek için ne kadar süre gerektiğine dair bilgimiz yok" dedi.
'İmmünoterapi, pratiği değiştirebilir'
Bu belirsizliklere rağmen, yeni deney sonuçlarının çok güçlü olduğu ve gelecekte rektum kanserinin tedavi edilmesinde çarpıcı değişikliğe işaret ettiğini' vurgulayan onkolog, "İmmünoterapi rektum kanseri için iyileştirici bir tedavi olabilirse, buna uygun hastalar artık tedavi uğruna işlevsel ödünlere razı gelmek zorunda kalmayabilir" diye ekledi.
Dr. Diaz da "Yanıt süresini değerlendirmek için daha uzun takip gerekli olsa da, bu, (yanlış eşleşme onarımı eksikliği) lokal olarak ilerlemiş rektum kanseri hastaları için pratiğin değişmesi anlamına geliyor" açıklamasını yaptı.