‘Şam'ın tepkisinde 1 milyon insan yerleştirme planlarının somutlanması etkili olabilir'
“Sanırım bu meselenin daha da somutlaşması üzerine Suriye'den bu açıklama yapıldı. Daha önce de Türkiye bu konuda açıklamalarda bulunuyordu fakat son dönemde somutlaştığı adımlar atıldığını görüyoruz. Açıklamayı Suriye’nin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen ile görüşmesinde yaptı. Şöyle bir vurgusu var: ‘Bazı ülkelerin Türkiye ile üçüncü ülkeler için pazarlık yapmasını kabul etmiyoruz’. Bu çok ilginç, bundan birkaç gün önce bir iddia vardı. Türk-Amerikan askeri yetkililerin Azez taraflarında bir araya geldiği yönünde, ki birkaç kaynaktan gelen bir iddia bu. Orada Rusya’nın Ukrayna’daki harekatıyla ilgili baskı yapmak üzere bir hareketlenmenin de konuşulduğu ifade edildi. Tam da böyle haberlerin üst üste gelmiş olması Suriye açısından dikkate değer bir durum olarak görülerek açıklama yapıldı. Bence başka boyutları da var. Türkiye’nin o bölgedeki politikalarını belki uzun vadeli ve Türkiye’deki tartışmalarla ilgili değerlendirebiliriz. Uzun vadeli olanı şu, uzun zamandır varlığını devam ettiriyor. Türkiye’nin orada bir tampon bölge veya kendisine bağlı insanların olduğu bir bölge oluşturmaya çalıştığı, demografiyle ilgili çalışmalar yaptığı, hatta hükümetleşme yönünde çalışmalar yaptığı biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklaması muhtemelen bunun devamı bir adım olarak görülüyor. İç politikada da hükümete yönelik eleştiriler nedeniyle belki de biraz yatıştırma, soğutma amaçlı olduğunu görüyoruz. 1 milyon insanın geri gönderilmesi ifadesi bence iki başlık altında görülebilir.”
'Lübnan’dan ve Ürdün'den hemen hemen hepsi döndü'
“Lübnan’daki Suriyeli sığınmacıların hemen hepsi döndü. Lübnan bölge açısından çok daha kolay, bir sınırı geçiyorlar. Dera’dan Lübnan’a gidenler olmuştu. Bunların geriye dönmesi çok kolay, sadece bir sınır geçiyorlar. Ürdün için de aynı şey geçerli. Ürdün’deki kamp hemen sınırın yanı başındaydı. Oralar için fiziki açıdan bir kolaylık söz konusu. Türkiye açısından arada koca bir bölge söz konusu. Suriye’nin kuzeyinde aslında yönetimin hakim olmadığı bölgeleri görüyoruz. İdlib ya da Türkiye’nin operasyonlarla hakim olduğu yerler ve Fırat’ın doğusu... Dolayısıyla fiziki zorluk da söz konusu. Bu insanlar Suriye’nin çeşitli yerlerinden Türkiye’ye gittiler. Edirne’ye gittiler ama şimdi Türkiye’nin planı Konya’ya yerleştirmek. Dolayısıyla bu insanlar kendi yerlerine dönmeyecekler. Bir kısmı muhalif olduğu için gerçekten Suriye’ye döndüklerinde güvenliklerinin sağlanmayacaklarını düşünüyor. Ama Suriye yönetimi aflar çıkardı. Rusya’nın öncülüğünde birçok noktada anlaşmalar yapıldı ve insanlar normal hayatına döndü. Ama hala bir güven eksikliği var. Bir başka mesele, bu insanların terk ettikleri yerler çatışmalar nedeniyle harap olmuş durumda. Ne bulacakları konusunda da kuşkuları var. Bir başka mesele siyasi, Suriye yönetiminin bir kandırmaca içine olduğunu iddia ediyorlar. En önemli sorun ekonomik açıdan Suriye gerçekten çok zor zamanlar geçiriyor. Temel gıda malzemelerinin fiyatları çok yüksek. Geri dönmeme sebeplerinden birisi Türkiye gibi ülkelerin bu insanları politik enstrüman olarak kullanması, yani bir şekilde gitmelerine engel olmaya çalışması. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine 1 milyon kişiyi gönderecek olması, bence sadece kendi ülkelerine dönmeleriyle ilgili değil, tam tersi Türkiye’nin orada yapmaya çalıştıklarıyla ilgili. Dolayısıyla Suriye bunu görüyor."