https://anlatilaninotesi.com.tr/20220523/abdnin-rusyaya-karsi-ikinci-cepheyi-acmak-icin-suriyeyi-hareketlendirmeye-calistigini-goruyoruz-1056650829.html
'ABD’nin Rusya’ya karşı ikinci cepheyi açmak için Suriye’yi hareketlendirmeye çalıştığını görüyoruz'
'ABD’nin Rusya’ya karşı ikinci cepheyi açmak için Suriye’yi hareketlendirmeye çalıştığını görüyoruz'
Sputnik Türkiye
Musa Özuğurlu’ya göre, Suriye'nin kuzeyine 1 milyon sığınmacı yerleştirme planına Şam'dan tepki gelmesinde, ABD-Türkiye temasları ve Rusya'ya baskı için ikinci... 23.05.2022, Sputnik Türkiye
2022-05-23T22:48+0300
2022-05-23T22:48+0300
2022-05-25T11:51+0300
eksen
suriye
türkiye
sığınmacı krizi
rusya
abd
ab
ürdün
lübnan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/05/19/1056659362_29:0:1273:700_1920x0_80_0_0_22f2317c4a8c945f848074ceee84a0be.jpg
'ABD’nin Rusya’ya karşı ikinci cepheyi açmak için Suriye’yi hareketlendirmeye çalıştığını görüyoruz'
Sputnik Türkiye
'ABD’nin Rusya’ya karşı ikinci cepheyi açmak için Suriye’yi hareketlendirmeye çalıştığını görüyoruz'
ABD yönetiminin öncülük ettiği rejim değişikliği operasyonunun başarısız olduğu Suriye'de istikrarsız devamının gerekçelerinden biri kılınan sığınmacıların jeopolitik kullanımının sonu gelmiyor. Türk hükümeti, sayıları resmi olarak 3.7 milyonla ifade edilen Suriyeli sığınmacıların, ABD ve NATO'nun dünya çapında savaşlarından akıp gelenlerle birlikte yol krizin iç siyaseti etkilemesiyle birlikte 'İdlib'de 100 bin briket ev yapıp 1 milyon sığınmacı gönderme' başlıklı revize bir plan açıkladı. Ankara'nın açıklamalarına nadiren tepki veren Suriye yönetiminden bu kez itiraz geldi. Lübnan ve Ürdün'le Suriyelilerin dönüş anlaşmalarını kotarmış ve en son terör suçlarını bile kapsayan genel af çıkarmış olan Suriye'nin Dışişleri Bakanlığı, Ankara'nın planını kabul etmeyeceklerini duyurdu. Bakanlık açıklamasında "Suriye Arap Cumhuriyeti Erdoğan'ın ucuz açıklamalarını ve Suriye halkına yapılan oyunları reddediyor" denilirken, diğer ülkelere Türkiye'yi finanse etmeme çağrısında bulundu. Şam, Erdoğan'ın açıklamasının 'Suriye'ye ve Suriye halkı ile toprak bütünlüğüne karşı saldırgan oyunu açığa çıkardığı yer alırken, "Asıl amaç sömürgecilik" vurgusu yapıldı.Diğer yandan Suriye'nin kuzeyindeki Azez'de Türkiye ve ABD'den yetkililerin toplantıların gerçekleştirdiği iddiaları ortaya atıldığı bir sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan PKK/YPG'ye yönelik son üç yılda yarım kalan operasyona girişileceği yönünde bir çıkış gelmesi dikkat çekti.Son gelişmeleri gazeteci-yazar Musa Özuğurlu ile konuştuk.‘Şam'ın tepkisinde 1 milyon insan yerleştirme planlarının somutlanması etkili olabilir'Musa Özuğurlu’ya göre, Erdoğan yönetiminin daha önce de söz ettiği Suriyelilerin gönderilmesi temasının son dönemdeki tartışmalarla somutlanması, Suriye Dışişleri'nin tepkisinde etkili oldu. ABD'li yetkililerin Azez bölgesinde Türkiye'yle temasta bulundukları yolundaki haberler ve Ukrayna harekatına odaklanmış Rusya Federasyonu'na baskı yönünde hareketlenme iddialarının da konuşulduğunu anımsatan Özuğurlu, diğer yandan Ankara'nın iç siyasetteki tartışmalar ve bölgede demografik değişimle uzun vadeli hükümetleşme planlarını anımsattı:'Lübnan’dan ve Ürdün'den hemen hemen hepsi döndü'Suriye yönetiminin Lübnan ve Ürdün ile anlaşmaları sonucunda sığınmacıların hemen hepsinin geri döndüğünü, sınır bölgelerinin yakınlığının bunda etkili olduğunu belirten Özuğurlu, Türkiye'de ise 'fiziki zorluklar bulunduğunu' söyledi. Şam'ın muhaliflere yönelik af kararlarını da anımsatan Özuğurlu, Türkiye'den geri dönüş olmamasında asıl etkinin ise Ankara'nın bu insanları siyasi enstrüman olarak kullanması olduğu değerlendirmesinde bulundu:'ABD’nin burada çifte standart uyguladığını görüyoruz'Özuğurlu, ABD'nin bölgede Kürt oluşumuna verdiği destekle Suriye için stratejik önemdeki petrol ve tahıla el konularak yaratılan duruma işaret ederken, diğer yandan Erdoğan hükümetiyle temasların dikkat çekici olduğunu vurguladı. Türkiye'nin bir yandan NATO içinde İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine itiraz ederken, Fırat'ın batısı için ABD ile görüşmeler yaptığı iddialarını anımsatan Özuğurlu, Suriye üzerinden ikinci bir cephenin hareketlendirilip hareketlendirilmeyeceğinin görüleceğini vurguladı:
suriye
rusya
ürdün
lübnan
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2022
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/05/19/1056659362_184:0:1117:700_1920x0_80_0_0_0286f8b1d6e4d71e1e8cbddd9b961afb.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
suriye, türkiye, sığınmacı krizi, rusya, abd, ab, ürdün, lübnan, аудио
suriye, türkiye, sığınmacı krizi, rusya, abd, ab, ürdün, lübnan, аудио
'ABD’nin Rusya’ya karşı ikinci cepheyi açmak için Suriye’yi hareketlendirmeye çalıştığını görüyoruz'
22:48 23.05.2022 (güncellendi: 11:51 25.05.2022) Musa Özuğurlu’ya göre, Suriye'nin kuzeyine 1 milyon sığınmacı yerleştirme planına Şam'dan tepki gelmesinde, ABD-Türkiye temasları ve Rusya'ya baskı için ikinci cephe açılacağı iddiaları etkili olabilir. Lübnan ve Ürdün'dekilerin hemen hepsinin döndüğünü anımsatan Özuğurlu, Ankara'nın bu insanları siyasi enstrüman kılmasının etkili olduğu görüşünde.
ABD yönetiminin öncülük ettiği rejim değişikliği operasyonunun başarısız olduğu Suriye'de istikrarsız devamının gerekçelerinden biri kılınan sığınmacıların jeopolitik kullanımının sonu gelmiyor. Türk hükümeti, sayıları resmi olarak 3.7 milyonla ifade edilen Suriyeli sığınmacıların, ABD ve NATO'nun dünya çapında savaşlarından akıp gelenlerle birlikte yol krizin iç siyaseti etkilemesiyle birlikte 'İdlib'de 100 bin briket ev yapıp 1 milyon sığınmacı gönderme' başlıklı revize bir plan açıkladı. Ankara'nın açıklamalarına nadiren tepki veren Suriye yönetiminden bu kez itiraz geldi. Lübnan ve Ürdün'le Suriyelilerin dönüş anlaşmalarını kotarmış ve en son terör suçlarını bile kapsayan genel af çıkarmış olan Suriye'nin Dışişleri Bakanlığı, Ankara'nın planını kabul etmeyeceklerini duyurdu. Bakanlık açıklamasında "Suriye Arap Cumhuriyeti Erdoğan'ın ucuz açıklamalarını ve Suriye halkına yapılan oyunları reddediyor" denilirken, diğer ülkelere Türkiye'yi finanse etmeme çağrısında bulundu. Şam, Erdoğan'ın açıklamasının 'Suriye'ye ve Suriye halkı ile toprak bütünlüğüne karşı saldırgan oyunu açığa çıkardığı yer alırken, "Asıl amaç sömürgecilik" vurgusu yapıldı.
Diğer yandan Suriye'nin kuzeyindeki Azez'de Türkiye ve ABD'den yetkililerin toplantıların gerçekleştirdiği iddiaları ortaya atıldığı bir sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan PKK/YPG'ye yönelik son üç yılda yarım kalan operasyona girişileceği yönünde bir çıkış gelmesi dikkat çekti.
Son gelişmeleri gazeteci-yazar Musa Özuğurlu ile konuştuk.
‘Şam'ın tepkisinde 1 milyon insan yerleştirme planlarının somutlanması etkili olabilir'
Musa Özuğurlu’ya göre, Erdoğan yönetiminin daha önce de söz ettiği Suriyelilerin gönderilmesi temasının son dönemdeki tartışmalarla somutlanması, Suriye Dışişleri'nin tepkisinde etkili oldu. ABD'li yetkililerin Azez bölgesinde Türkiye'yle temasta bulundukları yolundaki haberler ve Ukrayna harekatına odaklanmış Rusya Federasyonu'na baskı yönünde hareketlenme iddialarının da konuşulduğunu anımsatan Özuğurlu, diğer yandan Ankara'nın iç siyasetteki tartışmalar ve bölgede demografik değişimle uzun vadeli hükümetleşme planlarını anımsattı:
“Sanırım bu meselenin daha da somutlaşması üzerine Suriye'den bu açıklama yapıldı. Daha önce de Türkiye bu konuda açıklamalarda bulunuyordu fakat son dönemde somutlaştığı adımlar atıldığını görüyoruz. Açıklamayı Suriye’nin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen ile görüşmesinde yaptı. Şöyle bir vurgusu var: ‘Bazı ülkelerin Türkiye ile üçüncü ülkeler için pazarlık yapmasını kabul etmiyoruz’. Bu çok ilginç, bundan birkaç gün önce bir iddia vardı. Türk-Amerikan askeri yetkililerin Azez taraflarında bir araya geldiği yönünde, ki birkaç kaynaktan gelen bir iddia bu. Orada Rusya’nın Ukrayna’daki harekatıyla ilgili baskı yapmak üzere bir hareketlenmenin de konuşulduğu ifade edildi. Tam da böyle haberlerin üst üste gelmiş olması Suriye açısından dikkate değer bir durum olarak görülerek açıklama yapıldı. Bence başka boyutları da var. Türkiye’nin o bölgedeki politikalarını belki uzun vadeli ve Türkiye’deki tartışmalarla ilgili değerlendirebiliriz. Uzun vadeli olanı şu, uzun zamandır varlığını devam ettiriyor. Türkiye’nin orada bir tampon bölge veya kendisine bağlı insanların olduğu bir bölge oluşturmaya çalıştığı, demografiyle ilgili çalışmalar yaptığı, hatta hükümetleşme yönünde çalışmalar yaptığı biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklaması muhtemelen bunun devamı bir adım olarak görülüyor. İç politikada da hükümete yönelik eleştiriler nedeniyle belki de biraz yatıştırma, soğutma amaçlı olduğunu görüyoruz. 1 milyon insanın geri gönderilmesi ifadesi bence iki başlık altında görülebilir.”
'Lübnan’dan ve Ürdün'den hemen hemen hepsi döndü'
Suriye yönetiminin Lübnan ve Ürdün ile anlaşmaları sonucunda sığınmacıların hemen hepsinin geri döndüğünü, sınır bölgelerinin yakınlığının bunda etkili olduğunu belirten Özuğurlu, Türkiye'de ise 'fiziki zorluklar bulunduğunu' söyledi. Şam'ın muhaliflere yönelik af kararlarını da anımsatan Özuğurlu, Türkiye'den geri dönüş olmamasında asıl etkinin ise Ankara'nın bu insanları siyasi enstrüman olarak kullanması olduğu değerlendirmesinde bulundu:
“Lübnan’daki Suriyeli sığınmacıların hemen hepsi döndü. Lübnan bölge açısından çok daha kolay, bir sınırı geçiyorlar. Dera’dan Lübnan’a gidenler olmuştu. Bunların geriye dönmesi çok kolay, sadece bir sınır geçiyorlar. Ürdün için de aynı şey geçerli. Ürdün’deki kamp hemen sınırın yanı başındaydı. Oralar için fiziki açıdan bir kolaylık söz konusu. Türkiye açısından arada koca bir bölge söz konusu. Suriye’nin kuzeyinde aslında yönetimin hakim olmadığı bölgeleri görüyoruz. İdlib ya da Türkiye’nin operasyonlarla hakim olduğu yerler ve Fırat’ın doğusu... Dolayısıyla fiziki zorluk da söz konusu. Bu insanlar Suriye’nin çeşitli yerlerinden Türkiye’ye gittiler. Edirne’ye gittiler ama şimdi Türkiye’nin planı Konya’ya yerleştirmek. Dolayısıyla bu insanlar kendi yerlerine dönmeyecekler. Bir kısmı muhalif olduğu için gerçekten Suriye’ye döndüklerinde güvenliklerinin sağlanmayacaklarını düşünüyor. Ama Suriye yönetimi aflar çıkardı. Rusya’nın öncülüğünde birçok noktada anlaşmalar yapıldı ve insanlar normal hayatına döndü. Ama hala bir güven eksikliği var. Bir başka mesele, bu insanların terk ettikleri yerler çatışmalar nedeniyle harap olmuş durumda. Ne bulacakları konusunda da kuşkuları var. Bir başka mesele siyasi, Suriye yönetiminin bir kandırmaca içine olduğunu iddia ediyorlar. En önemli sorun ekonomik açıdan Suriye gerçekten çok zor zamanlar geçiriyor. Temel gıda malzemelerinin fiyatları çok yüksek. Geri dönmeme sebeplerinden birisi Türkiye gibi ülkelerin bu insanları politik enstrüman olarak kullanması, yani bir şekilde gitmelerine engel olmaya çalışması. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine 1 milyon kişiyi gönderecek olması, bence sadece kendi ülkelerine dönmeleriyle ilgili değil, tam tersi Türkiye’nin orada yapmaya çalıştıklarıyla ilgili. Dolayısıyla Suriye bunu görüyor."
'ABD’nin burada çifte standart uyguladığını görüyoruz'
Özuğurlu, ABD'nin bölgede Kürt oluşumuna verdiği destekle Suriye için stratejik önemdeki petrol ve tahıla el konularak yaratılan duruma işaret ederken, diğer yandan Erdoğan hükümetiyle temasların dikkat çekici olduğunu vurguladı. Türkiye'nin bir yandan NATO içinde İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine itiraz ederken, Fırat'ın batısı için ABD ile görüşmeler yaptığı iddialarını anımsatan Özuğurlu, Suriye üzerinden ikinci bir cephenin hareketlendirilip hareketlendirilmeyeceğinin görüleceğini vurguladı:
“Kürt milletvekili Ömer Husi, özellikle Kürtlere şöyle bir uyarıda bulunuyor. Demografik bir çalışma bulunduğu ve Kürtleri de etkileyeceğni iddia ediyor. Suriye içerisinde bu mesele bu şekilde görülüyor. Herhangi bir insanın geri dönmesi için birçok engelin olduğunu görebiliyoruz. Bir yandan Suriye’ye yönelik ambargo söz konusu, diğer yandan Fırat’ın doğusunda Kürt yoğun bölgelerde Kürtlerin lehine olacak şekilde ülkenin zenginlikleri alınıyor ve ticari meta olarak kullanılıyor. Suriye için iki stratejik ürün petrol ve tahıl ürünlerini sayabiliriz. ABD’nin burada çifte standart uyguladığını görüyoruz. Diğer yandan Türkiye bir yandan İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesine PKK’yı destekledikleri için karşı çıkıyor. Ama aynı ABD ile Fırat’ın batısı için görüşme yapıyor. Ve bunun bir koz olarak Türkiye tarafından kullanılmaya çalışıldığı yönünde iddialar var. ABD’nin de aynı şekilde Rusya’ya bence ikinci bir cepheyi açmak için Suriye’yi hareketlendirmeye çalıştığını görüyoruz. Birtakım örgütlerle görüşüldüğü iddiaları belki bu başlık altında ele alabiliriz. Bu durumda Türkiye, ABD ile işbirliği yapacak mı, aynı Türkiye’nin Rusya ile işbirliği halinde olduğunu görüyoruz, Ukrayna savaşıyla ilgili bir tavrının olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu bir çelişkili durum doğuruyor. Hem Türkiye hem ABD açısından tam karmaşık bir durum söz konusu.”