GÖRÜŞ

NATO’da çatlak devam ederken Çavuşoğlu ABD’ye gidiyor: ‘Türkiye garantiler alacaktır’

Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin açıklaması ittifak içinde büyük çatlak yaratırken Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu hafta ABD'ye bir ziyaret gerçekleştirecek. DİPAM Başkanı Dr. Tolga Sakman, bu ziyarette Türkiye’nin bazı konularda garantiler alabileceğini değerlendiriyor.
Sitede oku
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Mayıs Cuma günü yaptığı açıklamada, “Biz şu anda İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içinde değiliz” ifadelerini kullandı. Erdoğan, bu düşüncesini açıklarken İsveç ve Finlandiya’nın PKK ve FETÖ’ye sağladığı desteği gerekçe gösterdi.
NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’nın ardından açıklama yapan Bakan Çavuşoğlu da İsveç ve Finlandiya'nın PKK ve FETÖ'ye desteğini belgelerle anlattıklarını açıklayarak “Bu ülkelerden ve NATO üyesi olan ve yine halihazırda bu terör örgütleriyle görüşen ve destek veren ve Türkiye üzerinde özellikle ihracat, savunma sanayii ürünleri konusunda ihracat kısıtlaması yapan ülkelerin de bu tutumlarından vazgeçmeleri gerektiğini, bunun müttefiklik ruhuna aykırı olduğunu anlattık” ifadesini de ekledi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise İngiltere merkezli haber ajansı Reuters’e yaptığı açıklamada, “Kapıyı kapatmıyoruz. Aslında Türkiye için bir ulusal güvenlik sorunu olan konuyu gündeme getiriyoruz” dedi.

Batı cephesi Türkiye’yi ikna edebileceğine inanıyor

Türkiye’nin bu tutumuna karşı ABD ve NATO cephesinde ise iyimser bir tutum var.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştüğünü belirten NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Türkiye niyetinin üyeliği engellemek olmadığını açıkça belirtti" dedi. NATO Genel Sekreteri, Türkiye'nin dile getirdiği endişelerin "üyeliği veya katılım sürecini geciktirmeyecek" şekilde giderilebileceğinden emin olduğunu ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Türkiye ile yaşanan görüş ayrılığının aşılabileceği mesajı verdi. ABD'nin üyelik başvurusu yapmaları halinde İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğini "güçlü şekilde" destekleyeceğini belirten Blinken, "Uzlaşma sağlayabileceğimizden eminim" dedi. Blinken, İsveç, Finlandiya ve Türkiye arasında görüşmelerin sürdüğünü ifade etti.
İsveç hükümeti ise NATO üyeliğini görüşmek için diplomatlardan oluşan bir heyeti Türkiye'ye göndermeye karar verdiğini açıkladı. Ancak İsveç ve Finlandiya’nın, Türkiye'nin iade talebinde bulunduğu FETÖ ve PKK üyesi 33 kişinin hiçbirini iade etmediği de Türkiye Adalet Bakanlığı kaynaklarınca basına sızdırıldı.
GÖRÜŞ
Cem Gürdeniz: Türkiye kendi jeopolitik çıkarlarını sağlamadan NATO kararlarına ‘evet’ dememeli

Çavuşoğlu, ABD’ye gidiyor

NATO’nun içindeki bu çatlak İsveç ve Finlandiya’yı endişelendirirken Türkiye’nin önümüzdeki günlerde pozisyonunun nasıl şekilleneceği de merak ediliyor. Zira Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre Bakan Çavuşoğlu’nun bu hafta ABD'ye gideceği öğrenildi. Çavuşoğlu, burada, BM Genel Kurulu çatısı altında ilk kez gerçekleştirilecek olan Uluslararası Göç Gözden Geçirme Forumu’na katılacak. Aynı zamanda ABD'li mevkidaşı Blinken ile de görüşecek. Ancak ziyaretin bu krizden önce planlandığı da biliniyor. Buna rağmen son gelişmeler ziyaretin ana gündem maddesi olması bekleniyor.

‘Türkiye’nin talebi gayet normal karşılanmalı’

Peki, ABD yönetimi kararını değiştirmesi için Türkiye’yi ikna edebilir mi? Çavuşoğlu’nun çantasında hangi gündem maddeleri bulunuyor?
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga Sakman, NATO içindeki bu gelişmeleri ve Çavuşoğlu’nun ABD ziyaretini Sputnik’e değerlendirdi.
Sakman, “İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’nin terörle mücadelesi konusundaki hassasiyetlerine aykırı hareketleri olduğu herkes tarafından biliniyor” diyerek şöyle devam etti:
“Terör örgütü mensuplarının bu ülkelerde yerleşik olmaları Türkiye’nin tüm girişimlerine rağmen engellenemedi. Buradaki faaliyetleri için Türkiye’nin uzun zamandır farklı platformlarda ilgili İskandinav ülkelerine uyarıları mevcuttu. NATO gibi bir savunma işbirliğinde Türkiye’nin kendi güvenliği ile ilgili sorunların çözümlenmesini talep etmesi de gayet normal karşılanmalı. Fakat burada işin ne kadar somutlaştırılacağı önemli. Talep edilen, terör örgütü mensuplarının varlığı ve faaliyetlerinin sonlandırılması konusu çok hızlı ve tek adımda halledilebilecek net konular değil. Yine de bu talep böyle bir dönemde etkili olacaktır.”

‘Türkiye’nin menfaati doğrultusundaki bazı talepleri gündeme getirmesinin tam zamanı’

Sakman, “Fakat burada başka iki noktadan bahsetmek gerekiyor” notunu düşerek şunları da ekledi:
“Birincisi oy birliği ilkesi aranan NATO ittifakı içerisinde Türkiye’nin menfaati doğrultusundaki bazı talepleri gündeme getirmesinin tam zamanı olduğu düşüncesi. Bunlar ister Amerika’nın Türkiye’ye karşı uyguladığı yaptırımlar olsun, ister NATO çerçevesinde Türkiye’nin talep ettiği görev ve sorumluluklar olsun, ister Doğu Akdeniz gibi Türk dış politikasında batı ile rekabet oluşturan diğer konular olsun birçok başlığın gündeme gelerek pazarlığa açılabileceğini reddedemeyiz. İkinci nokta ise NATO’nun öncü kuvveti ABD, Avrupa’daki en güçlü müttefik İngiltere ve bütünsel açıdan Avrupa ile birlikte Türkiye’nin bu savunma ittifakı içerisindeki stratejik konum ve hedeflerinin eşgüdüm göstermesi çalışmasıdır. Yani majör aktörlerin böyle bir genişlemeye yaklaşımı ve beklentileri Türkiye’nin konuyla ilgili kararını etkileyecektir. Çünkü böyle bir genişlemenin farklı müttefikler arasında avantaj ve dezavantajları olmasına karşın güncel politikanın bugünkü durumu göz önüne alındığında İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusundaki tartışmalar görünür olarak belli bir payda üzerinden devam etmek zorunda kalabilir. İttifakta zafiyet oluşturmamak adına açık şekilde tartışılmayacak bu görüşler masada yerini almıştır. Bu nedenle Washington’daki temaslar sadece ulusal savunma ve güvenlik konusundaki pazarlıklar açısından değil aynı zamanda bölgesel ve hatta küresel güvenlik vizyonu açısından gerekli diplomatik zemin için de önemli görülüyor.”

‘Türkiye garantisini alacaktır’

“Böyle dönemler Türk dışişlerinin Türkiye’nin menfaatine kazanımlar elde edeceği zamanlardır” diyen Sakman, 1980’lere atıf yaparak “Yunanistan’ın kabulü konusundaki kararın etkileri Türkiye için öğretici oldu” ifadelerini kullandı.
Sakman, “Türkiye eğer İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini kabul edecekse karşılığında hem yeni oluşacak güvenlik açıklarını tolere edecek bir mekanizmanın oluşturulması hem de Türkiye’nin mevcut güvenlik sorunlarıyla mücadelede bahsedilen iki ülke ve genel olarak ittifakın daha uyumlu hale getirileceğinin garantisini alacaktır. Yani Türkiye’nin talebi, netleşen ve keskinleşen Rusya-Batı arasındaki rekabetin etkileyeceği güvenlik başta olmak üzere Türkiye için oluşacak birçok risk için destek ve terörle mücadele gibi Türkiye’nin stratejik öncelikli konularında da siyasi ve askeri işbirliği olacaktır. Bu da savunma sanayi üzerinden uygulanan yaptırımların sonlanması, soğuyan ve hatta gerginleşen Türkiye-Batı arasındaki ilişkilerin yeniden güçlenmesi gibi etkileri olacaktır” diye de ekledi.

‘Olumlu ve olumsuz katkıları orta vadede göreceğiz’

Sakman, “Bu genişleme hamlesi Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı ülkeler için strateji bozucu oldu. Eğer bu genişleme ABD başta olmak üzere majör NATO üyeleri tarafından desteklenecekse Türkiye’yi ikna etme olasılıkları çok yüksek. Bu şekilde değişen statükonun Türkiye’nin güvenliği açısından sağlayacağı olumlu ve olumsuz katkıları ise orta vadede göreceğiz” yorumunu da kaydetti.
Ukrayna krizi
Putin: Finlandiya’yla İsveç’in NATO üyeliği Rusya’ya tehdit yaratmayacak ancak reaksiyon vereceğiz
Yorum yaz