AK Partili Yazıcı, Hürriyet'ten Hande Fırat'a yaptığı açıklamalarda seçim yasası değişiklik teklifi ve gündeme ilişkin konuştu.
Yazıcı, "AK Parti’nin oy oranı düşüyor, bu yüzden bu düzenleme vekil sayısını artırmak için mi yapıldı?” sorusuna "Kesinlikle hayır. Demokratik değerler, demokratik kriterler, egemenliğin millete ait olması göz önünde bulunduruldu. Siyasi partiler sandıkta yarışır. Şimdiden vekil sayısı artacak diye bir şey de söylenemez.Alacağı oy oranına bağlı olacak. Ancak tüm anketlerde birinci partiyiz" diye yanıt verdi.
'Kimi koyarsan seçilir' mantığıyla hareket etme lüksü bitti'
Yazıcı, 'küçük partiler' tartışmalarına ilişkin ise şunları söyledi:
"Baraj hep tartışıldı, tartışılır. Türkiye’de şu an 110 civarında parti var. Baraj gereklidir. İstikrar ve adalet için gereklidir. Siyasi partilerin grupları Meclis çalışmaları ile ilgilidir. Seçime girmek için önemli olan siyasi partilerin örgütlenmesini tamamlamasıdır. Bakıyorsunuz, grubu var, örgütlenme eksik. Böyle olmaz.
Küçük partilerin oy oranları çerçevesinde yüksek temsil demokrasiye ters olur. Küçük partiler ikili, üçlü, dörtlü kümelenebilir. Oyları az olan partiler tabii ki popüler yörelerde sevilen isimleri tercih edeceklerdir. Tüm siyasi partiler için milletvekili listeleri rasyonel ve sosyal dokuya uygun olmalı. Artık kimi koyarsan seçilir mantığı ile hareket etme lüksü yok."
'Erdoğan'ın adaylığında engel yok'
Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olamayacağı iddialarına da değinerek, "Anayasa 2017 yılında değişti. Anayasa’nın 101. maddesinde cumhurbaşkanı seçimi yeniden kaleme alındı, yani değişiklik yapılmadı. Madde yeniden yazıldı. Ayrıca yürürlük için de maddeler konuldu. ‘Cumhurbaşkanı seçimi ve Meclis seçimi birlikte yapıldığı zaman sistem yürürlüğe girer’ denildi. Şimdi birinci seçim yapıldı, ikinci seçim 2023 yılında. Erdoğan’ın adaylığının önünde engel yok" diye konuştu.
'Muhalefetle temas olmadı'
Taslakla ilgili muhalefetle temasın komisyonda olacağını belirten Yazıcı şöyle devam etti:
"Muhalefetle temas olmadı. Artık temas komisyonda olacak. Ancak özellikle uluslararası konularda partiler arasında diyalog olmalı. Diyalog kanalları da açık olmalı.
Hep eleştirirsek olmaz. Yani biz hiç mi iyi bir şey yapmadık. Oluyor öyle şey. Bazen muhalefetin de bunları görmesi lazım. Örneğin Çanakkale Köprüsü ile hep birlikte övünebilmeliyiz.
Muhtarlık seçimlerinin de yerel seçimden ayrılmasını istiyorduk. Muhalefetle görüştük ama reddettiler."
AK Parti’den ayrılan bazı isimlerin Millet İttifakı cephesine yakın olmasıyla ilgili soruya da yanıt veren Yazıcı, şu yorumu yaptı:
"Millet İttifakı çok dağınık ama bu bizim sorunumuz değil. Ben AK Parti’den gidenler için ‘Gittiler iyi oldu’ demem. Bütünlüğümüzü korumalıyız. Ama gittiler, insan gönlüyle ve istekle partisine bağlı olmalı. Çıkar için değil. AK Partiyi kuruluşundan beri hep birlikte bu hale getirdik. Yanlışımız varsa da düzeltiriz."
'AİHM kararları için formül bulunmalı'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi isimlerin tutuklu yargılanması konusunda da konuşan Yazıcı, şunları kaydetti:
"Yargılama sürerken konuşmayı yargıyı etkilememek için doğru bulmam. Ancak hep şuna inandım. Yargı mensupları gerekmedikçe iş yapmaz, gerekmeyen kararları vermez. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargılamasını kabul etmiştir. Bunun gereklerini karşılayacak bir formülasyon bulunmalıdır."