Ocak ayı enflasyonu için geri sayım sürerken değişen TÜİK başkanını ve TÜİK’in iç işleyişini kurumun eski başkanı ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı.
İşte 4.5 yıl TÜİK Başkanlığını yürüten Aydemir’in açıklamalarından satırbaşları:
“Benden sonra 6 yıl geçti ve 6. başkan geldi. 6 yılda 6 başkan neden değişir? Atayanların ne düşündüğünü bilemiyoruz ama tahminler yürütebiliyoruz. Tam enflasyon açıklanacak gitti niye çünkü geçen sefer yüzde 36’lık enflasyon açıklandı bundan dolayı TÜİK başkanı görevden alındı şimdi bu verileri manipüle edecek aşağıya çekecek TÜİK başkanı atandı diye insanlar düşünüyor. Burada manipülasyon olup olmaması ihtimalinden daha ötesi öyle bir şeye artık insanların inanıyor olması... Bu çok daha kötü.
'Neyi beğenmediniz de değiştirdiniz?'
TÜİK ve Merkez Bankası bağımsız olmak zorundadır. TÜİK diğer ülkelerde de olduğu gibi istatislik kurumları aynı zamanda iktidarların performanslarını ölçer. Örneğin, büyüme rakamları, enflasyon oranları gibi. İktidarın da aynı zamanda karnesini veren, performansını ölçen bir kurumun bağımsız olması gerekir bağımsız olmazsa bir gece kararnamesiyle başkanı değiştirebiliyorsanız o kurumun bağımsızlığından bahsedemezsiniz. 6 yılda 6 başkan değişirken ve hiçbir açıklama yapılmıyorsa zaten o zaman insanların ‘acaba burada verilerle mi oynanıyor?’ diye soru sorması kadar normal bir şey olamaz. Bir kurum bağımsızlığını kaybederse ve o kuruma atanan insanlar liyakat sahibi değilse halkın bu soruları sorması kadar normal bir şey yoktur. Siyasi iktidar tüm bunları yaptığında halka karşı sorumlu olduğunu da unutmaması gerekir ve halka da gerekçelerini anlatmak zorundadır. 6 başkan değiştirdiniz neyini beğenmediniz de değiştirdiniz?
'Nasıl bir başkan arıyorsunuz?'
6 yılda eğer 6 başkan atıyorsanız acaba sorun atadığınız kişiler de mi yoksa sizde mi? Demek ki siz uygun bir insanı seçemiyorsunuz o zaman siz nasıl bir uygunlukta insan arıyorsunuz? Kendinizi bütün bu işlerden dolayı kamuoyuna açıklama yapma ihtiyacı hissetmeyen böyle bir iktidarsınız. Keyfi yönetim biçimi gösteriliyor. Benim dönemimde bakanlar kurulu kararı ile atanıyordun ve kanunda hüküm vardı görevden ayrılmadan, emekli olmadan ve ölmediğim sürece görevden alınamıyordum. Bu bir kuraldı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Merkez Bankası başkanı, TÜİK başkanı gibi diğer birçok kurumlardaki başkanlar da kararnamedeki iki satırlık bir cümleye bakıyor.
Siyasi iktidarın anlayışı seçim gelir sandığa koyarım eğer sandıkta çoğunluğu aldıysam benim için olay bitmiştir kimseye de hesap vermem anlayışıdır. Eğer sandıktan birinci parti çıktıysam yaptığım bütün işlemler tamamdır. Demokrasiyi siz eğer sandıktan ibaret olarak görürseniz ki iktidarın zihniyeti budur o zaman bütün bunları böyle yaparsınız. Demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir. Sandıktan çok ötesidir. Yaptığınız bütün işlerde ve eylemlerde milletinize hesap verebilir nitelikte olmalısınız. Şeffaf olacaksınız ve neyi neden yaptığınızı neden değiştirdiğinizi halka anlatacaksınız. Demokrasiyi sadece sandıktan ibaret zanneden bir zihniyet ülkeye ancak bu noktaya getirir."