Brüksel Merkezli sivil toplum kuruluşu Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL), Türkiye’de son 55 yılda termik santrallerin insan sağlığı üzerindeki ağır sonuçlarını içeren raporu açıkladı.
HEAL Türkiye’den Funda Gacal, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na sonuçları anlattı.
Gacal’ın açıklamalarından bazı satırbaşları şöyle:
"Avrupa ve Amerika’da özellikle kömürlü termik santrallerin hem hava hem su hem de toprağa verdikleri kirlilik belli. Türkiye’de henüz belli değil. Kasım ayında bir yönetmelik çıktı ve 2023’ten sonra veriler Türkiye’de açılacak.
2020 yılında termik santrallerin kapatılma süreci yaşanmıştı özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı santraller için mevzuatı sağlamadıklarını söylemişti. Şu an bazı santraller geçici faaliyet belgesiyle çalışıyorlar.
Muğla’daki yanma tehlikesi geçiren Kemerköy santrali ve hemen arkasında bulunan bir başka termik santral geçici faaliyet belgesiyle çalışıyor ama raporumuz santrallerin filtrelenmesi aynı oranda ölümü azaltmadığını gösteriyor.
4.8 trilyon lira sağlık maliyeti
Muğla’daki Yatağan Termik Santrali 20 yıl filtresi olmadan faaliyet gösterdi, Çanakkale’de bulunan 19 Mart termik santralinin filtresi daha yeni takıldı. En çok etkilenen şehir tatil beldemiz olan Muğla. Santraller kapanmasaydı eğer birinci sırada Zonguldak olurdu.
Kütahya’daki faal olarak çalışan en eski termik santral 1965 yılından beri işletilmekte o yüzden 55 yıl geriye gitmiş olduk.
Tüm bu santrallerin insan sağlığına 55 yıllık etkisini değerlendirdiğimizde sonuç: 200 bin erken ölüm. Erken ölümden kasıt, bir insanın ortalama yaşam süresinden daha kısa ölmesi ve bunun doğrudan kömürlü termik santraline bağlı hava kirliliği olması.
Bu santrallerin aynı dönemde yaklaşık 4.8 trilyon lira eşdeğerinde sağlık maliyeti, 62 milyon işgünü kaybı gibi kayıplara da yol açtığını belirledik."