Tiyatro sanatçısı, yönetmen, yazar Hakan Güneri, Radyo Sputnik’te Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
Ferah Tiyatrosu oyuncusu ve sanat yönetmeni Güneri, bu defa polisiye bir romanla okuyucuların karşısına çıktı. Romanı üçleme olarak planladığını açıklayan Güneri’nin ilk romanının adı ise ‘Turan Caddesi No:25’. Roman, zenne Mustafa karakterinin ölümüyle başlıyor ve Mustafa’nın ölümünden önce onun etrafında geçen olayları konu alarak gizemli bir polisiyeye dönüşüyor.
‘Tercihi farklı bireyler için olağanüstü bir karikatürize canlandırma var’
Güneri, “Sinemamız ve tiyatromuz tercihi farklı bireylerin işlenmesinde çok basma kalıp ve neredeyse hakaretvari. Hem gay bireyler için hem travesti hem de transeksüel bireyler için olağanüstü bir karikatürize canlandırma var. Ben roman karakterimde bunu tercih etmedim. Evet o (Mustafa/Eflatun), toplum normlarında ‘öteki’. Fakat bu, onu zavallı yapmaz. Toplumun orta sınıf ahlak normlarından bakarsak ötekidir” diye konuştu.
‘Sanatçı aydın olmaz, yetiştirir’
Güneri, şöyle devam etti:
“Nasıl ki mimari, bütün fikir hareketlerini etkilemiştir. Rönesansı, reformu etkilemiştir, hala günümüzü de etkiler. Edebiyat da böyledir… Sanatçı aydın olmaz, sanatçı aydın yetiştirir, tahrik eder, iter, rahatsız eder, maraza çıkartır. İşi budur sanatçının. Bunu kurgu dışıyla yapamazsınız. Kurguyla anlatılacak şey, kurgu dışından her zaman daha güçlüdür. Özellikle şiirin böyle bir yönü vardır. Cemal Süreyya şiirini bitirdiğinizde dayak yemiş gibi olursunuz.”