Ünlü ekonomist Steve Hanke National Review’a yazdığı yazıda Türkiye için kur seviyesini belirleyen ve bu yönde rezerv bulunduran bağımsız bir ‘para kurulu’ tarafından geçici süreli sabit kur belirlenmesi ile enflasyonun dizginlenmesini içeren fikrini A1 Capital Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Atılal, Hanke’nin ‘para kurulu’ fikrini “Bence Para Kurulu bağımsız olarak kurulamaz. Fikrin açıklamasında o vardı. ‘Merkez Bankası’nın güvenilirliği ve bağımsızlığı üzerinde sıkıntı var o yüzden görünümü aşağı indirdim’ dedi. Dar bantlı kuru sabitlemekle bir anda bankacılık sistemini elimine edersiniz. İnsanlar paralarını çekmeye kalkar. Ücreti sabitlemek dersen satın alma gücü ciddi şekilde aşağı yönde, TÜFE endeksi açıklandığında da aşağı yöne inmeye devam ettiğini göreceğiz. Bu da bir ferahlık sağlamaz” diye yorumladı.
‘Çin modeli üzerinden konuşuluyor ama Çin’de emtia var’
Atılal, ‘Çin modeli’ yeni ekonomik plan hakkında “Bunları yapabilmemiz için en başında kitaba göre oyun oynamamız gerekiyor. Biz yeni bir plan deniyoruz. Düşük kur üzerinden Sayın Cumhurbaşkanı da hafiften değindi. Çin modeli üzerinden konuşuyor ama Çin’de emtia var. Bende emtia yok. Emtiayı dışarıdan getirteceğim. Böyle yaptığımda benim en büyük gider kaynağım enerji maliyetleri, yap-işlet-devret konularındaki döviz bazlı hareketler çünkü bir alt geçit, köprü, havalimanı yapıyorsunuz. Döviz bazlı bunlar hep, geçiş garantisi de veriyorsunuz o da döviz bazlı o taraf da işe yaramaz. Merkez Bankası konusunda yeterli rezervin yok. Çin’de emtia var, ucuz iş gücü vardı, rezervi var. Adam kim posta koysa aynı şekilde karşılık verebiliyor. Rusya veremiyordu gıda konusunda, AB yaptırım uygulayınca yaklaşık beş yıl önce o işten o da kurtardı. ‘AB gıda konusunda sıkıntı yaratsa da artık ben üretebiliyorum’ diyor” açıklamasında bulundu.
‘Merkez Bankası ayın 15-16’sına kadar sinyali korumaya çalışacak’
Merkez Bankası’nın kur hareketliliklerine karşı tepkisini inceleyen Atılal, yerli yatırımcının bu konudaki davranışlarını “Şu anda kurdaki oynaklıktan dolayı fiyatlama yapılamıyor, onu biliyoruz. Gümrüklerde mallar çekilmiyor. İç piyasada geçen hafta itibariyle yüzde 10.61 dolar kuru var. Yılbaşından bu yana rakama baktığında yüzde 84 gösteriyor. Fiyatlamayı yapamıyorsun ama kırılma noktalarına bakıyorsun, ekonomi kitaplarında yazan para politikalarından sapma gösterdiğinden dolayı kurdaki hareketlilik oluyor. Yabancı talebinden bahsederdik eskiden yabancı talebi yok. Yerlilerin, döviz borcu olanların dövize yönelmesi var. Vatandaş tarafında baktığında zaten döviz mevduat hesabında gözüküyor. O belirli bantta kalmış durumda eskiden ‘10’dan döner’ diye satıyorlardı. İki haftalık periyotta baktılar Merkez Bankası VİOP üzerinden bile topa girmiyor. Bir hafta sonra girdi ama iş işten geçtikten sonra girdi. Ondan sonra ‘doğrudan satış yapmana gerek yok. Zaten rezervde sıkıntın var. VİOP üzerinden müdahale et’ diyerek o sinyali vermeye çalıştı. Ayın 15’i 16’sına kadar o sinyali korumaya çalışacak. İnşallah sadece VİOP üzerinden yapar” diye açıkladı.
‘Bankacılık sistemine çok ciddi zarar verir’
Atılal, Para Kurulu konusunda “Böyle bir durumda Para Kurulu’nu kime vereceksiniz? Sayın Nebati atandığı zaman da bol miktarda ‘artık tek ses var, arada çatlak ses yok’ haberleri gördük. Böyle bir düzene girmişken işi bilenler ‘faiz artırımı ile bunu dengeleyebilirsin’ diyor. Bunu demeyen işi bilen ile mevcut durum arasında ne fark olacak? İran’daki gibi kuru sabitlersin, içerideki kur başka karaborsadaki kur başka olur. Dar bantlı bir sabit kur için 2023 seçimlerine iktidar kazanmadıktan sonra yapılabileceğini hiç düşünmüyorum. Bankacılık sistemine çok ciddi zarar verir” dedi ve ekledi:
‘Dövizi olana vergi gelsin’ fikirlerinin dillendirilmesi ve yaygınlaşması insanları yastık altına yönlendirir’
“Bugün bir şey daha gördüm, diyor ki ‘dövizi olana vergi gelsin’ bu da bankacılık sistemini zora sokar. Bu tür şeylerin yaygınlaşması ve dillendirilmesi insanları yastık altına yönlendirir, bu kimsenin işine gelmez. Kimse de istemez. Kitabın hiçbir tarafında da böyle bir hamle yaptığında toparlanma olmaz” diye konuştu.