YAŞAM

Rusya’da eski Roma sikkeleri bulundu: Günümüz Türkiyesinin bulunduğu topraklarda basıldı

Eski bir hazinenin bulunması, tarihçiler için, eski devletler arasındaki bağlantılara ışık tutmaya ve bazen ‘kaybolan’ halkları bulmaya yardımcı olan büyük bir olay.
Sitede oku
Rus ve Polonyalı uzmanlar Sputnik'e açıklamasında, Doğu Avrupa’da bulunan antik hazineler ve meskûkâtın, geçmişin bilinmeyen gerçeklerini nasıl ortaya çıkartmaya yardımcı olduğunu anlattı.

Roma İmparatorluğu’nda görev yapan paralı askerlere ait sikkeler

Rusya'da geçtiğimiz günlerde, Roma İmparatorluğu’nun bilinen sınırlarından bin kilometre uzakta, her biri 1-2 gram ağırlığında 140 küçük madeni paradan oluşan bir hazine bulundu. Sikkelerin 4. yüzyılın sonlarında – 5. yüzyılın başlarında basıldığı tahmin ediliyor. Hazine, Tula şehrinin merkezine on kilometre uzaklıktaki bir ormanlık alanda, ‘Kulikovo Pole’ Müzesi uzmanları tarafından bulundu.
1 / 2
II. Constantius’un sikkesi, 347-348 yıllarında Antakya’da basıldı.
2 / 2
II. Constantius’un sikkesi, 347-348 yıllarında Antakya’da basıldı.
O dönemde, bu bölgede yaşayan kabilenin adı günümüze ulaşmadı. Tarihçilere göre, o zamanlar henüz barbarlar tam anlamıyla bir para dolaşımına sahip değildi. Küçük bronz sikkeler, Roma sınırları boyunca barbar kabileler arasında dolaşıyor olabilirdi, ancak İmparatorluktan bin kilometre uzaktaki Oka Nehri’nin yukarılarına nasıl ulaştı? Bilim insanlarına göre bu sorunun cevabı ticaret olamaz, zira bu denli uzak bölgeler, Romalıların ticari çıkarlarının yörüngesinde değildi.
Uzmanlar, bu sikkelerin, Roma ve Bizans orduları için paralı askerlik yapan yerel sakinler tarafından getirildiğini tahmin ediyor. Barbarlar, 4. yüzyılda, Büyük Konstantin’in hükümdarlığının başlarından itibaren, sadece sınır bölgelerinde değil, imparatorluğun iç bölgelerinde aktif olarak kullanılıyordu.
1 / 2
II. Theodosius’un portresini taşıyan sikke, 401-403 yıllarında Antakya’da basıldı.
2 / 2
II. Theodosius’un portresini taşıyan sikke, 401-403 yıllarında Antakya’da basıldı. Arka yüzünde, tahtta oturan bir adam suretinde tasvir edilen Konstantinopolis şehrinin görüntüsü yer alıyor.
‘Kulikovo Pole’ Müzesi uzmanı Aleksey Vorontsov, “Onlara ödeme sadece altınla değil, bronz sikkelerle de yapılıyordu. Muhtemelen Oka Nehri sakini olan paralı askerlerden biri, yeniden imparatorluğa dönebilir diye bu bronzu saklamış” diye anlattı.
Vorontsov, “Madeni paraların Kavimler Göçü sırasında, Gotlar tarafından Oka'ya getirilme olasılığı da var” diye ekledi.
II. Constantinus portresini taşıyan sikke, 330-335 yıllarında Nikomedia’da (günümüz Türkiye’sinde İzmit) basıldı.

Ukrayna’da, Trabzon’un yağmalanmasının izleri

Sikkeler sıkça, tarihçiler için geçmişin olaylarını ve eğilimlerini anlamak için anahtar rolünü oynuyor.
Varşova Üniversitesi Arkeoloji Fakültesi’nden Yardımcı Doçent Kirill Mızgin, bulunan sikkelerin, yazılı kaynaklarda günümüze ulaşmayan siyasi ve ekonomik gerçeklere işaret edebildiğini belirterek şunu anlattı:
“Bunun son örneği, 3. yüzyılın güçlü ama az bilinen bir kabilesi olan, günümüz Türkiye topraklarında yer alan ve Eski Roma’nın zengin şehirlerinden Trabzon’u yağmalayan Boranlar’ın yerleşim alanı hakkındaki tahminimiz. Trabzon’da basılan paraların, Dinyeper ve Donets nehirleri arasındaki küçük bir bölgede anormal derecede yüksek konsantrasyonu, muhtemelen Cermenlerden olan bu kabilenin ikamet yerini bulmasına izin verdiğini düşünüyoruz.”
Sikkeler, barbar kültürlerinde özel statüsel veya büyüsel işlevlere sahip bir dekorasyon unsuru haline gelmiş olabilir. Örneğin, Ukrayna ve Polonya’da son zamanlarda bulunan çok sayıda altın Roma sikkelerin neredeyse tümünde, ip geçirmek için yapılan delikler vardı.
YAŞAM
Aydın'daki kazılarda 2 bin 250 yıllık Zeus Tapınağı ortaya çıkarıldı

Modern teknolojiler tarihin hizmetinde

Roma İmparatorluğu’nda birçok şehir para basma hakkına sahip olsa da sikkelerin tarzı genelde değişmiyordu. Basıldığı yer genelde sikkenin arka yüzünde belirtiliyordu. Madeni parada ciddi bir hasarın oluşması durumunda, bu bilgiyi elde etmek için günümüz nümismatik yöntemlerine başvuruluyor.
Kirill Mızgin, “Günümüz teknolojileri, madeni paralarda gözle algılanamayan detayları tespit etmeyi, yüzeyini nano düzeyde incelemeyi, yapay zeka yardımıyla analiz etmeyi mümkün kılıyor. Metalin menşei, X ışını floresansı yöntemiyle veya örneğin X ışını proton radyasyonu ile yapılan kimyasal analiz sayesinde tespit edilebiliyor” diye anlattı.
Yorum yaz