Rizeli Olgun Atagün, gemideki işini bırakarak köyünde açtığı tesisle şehrin gürültüsünden uzak zaman geçirmek isteyenler için bir tesis kurdu.
Atagün, önceki işinde maaşının iyi olduğunu ancak kendisini tatmin etmediğini belirterek, "O maaşı aldığım zaman güzel bir yaşantım yoktu. Sürekli denizin üstündesin. İnsanlardan uzaksın ve farklı ülkelere gidiyorsun. Güzel ama belli bir süre sonra bu sıkıcı gelebiliyor. Ben burada ailecek ekmek paramı kazandıktan sonra 9-10 bin dolar maaşın da bir önemi kalmıyor" diye konuştu.
Tesisi, insanların dinlenip şehrin yorgunluğunu atmalarını sağlamak için açtıklarını ifade eden Atagün, şunları kaydetti:
"İlk başta 4 bungalov ev ile başladık. Talep fazla olunca biz de şaşırdık. Biz işin buraya geleceğini beklemiyorduk. Daha farklı bungalov evler çizip daha fazla kişinin gelmesini sağladık. Bir arkadaş 'Evlerin altından dere geçse daha farklı olur.' demişti. Biz de bunu düşündük ve yaptık. Şu an 6 bungalov evin altından dere geçiyor."
Annesi Emine Atagün ise oğlunun karada bir işi olmasını istediğini belirterek, kendi arazilerinde "doğada kal" sloganıyla bungalov evler yaparak köye de katkı vermeye çalıştıklarını söyledi.
'Buranın doğası ve yeşili çok güzel'
Bulgaristan'dan tatil için Rize'ye gelen Bülent İsmail, bölgeye gelmenin beş yıllık hayali olduğunu dile getirerek, "Buranın doğası ve yeşili, her şeyi çok güzel. Burada dört mevsimi bir günde yaşadığımız zamanlar da oluyor. Kelimelerle anlatılacak bir yer değil. Herkese tavsiye edebilirim. Bana 'Nereye tatile gidebilirim?' diye soranlara ise 'Rize'ye gidin' derim" ifadelerini kullandı.