İsveç’te bulunan Lund Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan Pınar Dinç, 1 Haziran 2020 tarihinde sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla Prof. Umut Özkırımlı'yı cinsel taciz ve ısrarlı takiple suçlamıştı.
Özkırımlı'nın 2.5 yıl boyunca kendisini taciz ettiğini iddia eden Dinç, Özkırımlı'yı 'üniversiteye şikayet etmesine rağmen' tacizlerin devam ettiğini savunmuştu.
Konunun sosyal medyada yayılması üzerine ise, Özkırımlı hakkında bir linç kampanyası düzenlenmişti ve iddia sahipleri Özkırımlı'nın 'görevlerinden atılması gerektiği' belirtilmişti.
Özkırımlı ise, yaşanan olayları yargıya taşıdığını, yasal sürecin sonuçlanmasının ardından detaylı bir açıklama yapacağını belirtmişti.
Konuyla ilgili olarak yaşanan son gelişmeye göre, Akademisyen Dinç İsveç mahkemesi tarafından 6’sı iftira, 7 konuda suçlu bulundu ve 20 bin Euro para cezasına çarptırıldı.
"Masumiyet karinesinin yerini, kişi aksini ispatlayana kadar suçludur ilkesi aldı" diyen Özkırımlı, kararın 3'ü kadın 4 kişilik bağımsız bir jüri tarafından alındığına dikkat çekti.
Özkırımlı ayrıca, “Mahkeme İsveç Ceza Kanunu'nun 5. bölüm, 1. ve 2. kısmına dayalı kararında suçun tazminatla karşılanamayacak kadar ağır olduğu ifadesini de kullanarak bunun denetim şartlı bir karar olduğuna vurgu yaptı" ifadelerini kullandı.
Yaşanan sürece ilişkin bir video yayınlayan Özkırımlı, Dinç'in şikayeti üzerine üniversite tarafından verilen kararın altında imzası olan fakülte dekanının mahkeme kayıtlarını yayınladı.
Kayıtta, 'dekanın konunun cinsel taciz ve ısrarlı takip kapsamında görülmediğini' söylediği görüldü.
Özkırımlı ayrıca, hakkındaki iddialara yanıt verdiği videosuyla ilgili olarak, "Hakkımda ortaya atılan iftiraları mahkeme kayıtları ve belgelerle çürüteceğim bu videoların devamı gelecek. Artık konuşma sırası bende" ifadelerini kullandı.
Özkırımlı'nın videosu ise yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. Geçen senelerde Özkırımlı'ya yönelik düzenlenen linç kampanyasını hatırlatan çok sayıda kullanıcı, Dinç ve onu destekleyenlerin özür dilemesi gerektiğini belirtirken, çok sayıda sosyal medya kullanıcısı ise Dinç ve beraberindekilerin 'kadının beyanı esastır' ilkesini istismar ederek kadın mücadelesine zarar verdiklerini vurguladı.