Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) yöneticisi Prof. Dr. Veysel Ulusoy, kurum olarak açıkladıkları enflasyon oranını nasıl hesapladıklarını ve Türkiye’de faiz ile büyüme arasındaki ilişkiyi RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali Programında açıkladı.
Bir yıl boyunca günlük enflasyon verisi topladıklarını söyleyen Prof. Dr. Ulusoy, uyguladıkları metadolojiyi anlattı:
“ENAG günlük enflasyonları toplayalı tam bir yıl oldu. Nihayet ilk defa yıllık enflasyon oranı verdik, bu oran yüzde 44.70. Bu oranın içinde TÜİK’den aldığımız yüzde 20’lik bir kısım vardır ki o da zaten devlet tarafından yönetilen ve yönlendirilen ürün grubudur. Bunların genelde aylık oranları yüzde 1’in çok altındadır dolayısıyla bunları bir kenara bıraktığımızda yaklaşık olarak Türkiye’nin enflasyonu yüzde 55. Doğal olarak biz o enflasyon sepetine sadık kalmak zorundayız. Metadoloji aynı, toplama şekli değişik sadece. Sahaya inmiyoruz. Sahada sağlama niyetinde verileri topluyoruz. Web sayfasında gördüğünüz büyük veya küçük marketlerde benzeri bütün verileri alabiliyoruz. Web programları vasıtasıyla oluyor. Aylık şu noktada 7 milyon civarında fiyat verisi ile enflasyonu hesaplıyoruz”
’Faiz indirseler öbür taraftan mevduat hacmi daralacak, ucuz yatırımın kaynağı mevduatlardır’
‘Büyüme beklentisiyle faiz düşürülerek seçime gidilebilir mi’ sorusuna Prof. Dr. Ulusoy “Ani hareketlerle rezerv, cari açık, dış ticaret hatta bütçe açığı olduğu bir dönemde böyle irrasyonel bir şeye kalkışacaklarını zannetmiyorum. Çünkü temel olarak faizi indirseler bile yatırımların faize duyarlılığı şu anda Türkiye’de sıfır çünkü sermaye birikimi ve tasarruf yok. Faiz indirseler öbür taraftan mevduat hacmi daralacak. Esas olarak ucuz yatırımın kaynağı mevduatlardır. Enflasyonun altında ezilirken bankaya akıldışı gidip TL yatırır mıyız? Böyle olmayacaktır ama seçim karar mercilerinin aklını başından alıyor" cevabını verdi.