'Seçimler zamanında mı yapılacak, yoksa erken seçim mi olacak?' tartışmaları devam ederken siyasi partiler birbirinden ilginç vaatlerle seçmenin karşısına çıkmaya başladı. Vaatlerin bazıları oldukça dikkat çekici.
Ofsaytı kaldıracaklarını vaat eden Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, futbolda "TDP olarak AK Parti’nin kurduğu ofsayt tuzağına düşmeyeceğiz. Ofsayt futbolun hızını düşüren bir kuraldır. Buradan UEFA’ya sesleniyoruz. Ofsaytı kaldırın. Van Basten, ofsaytı kaldırın dediği zaman sorun yok da TDP söyleyince mi sorun oluyor? Ofsayt kuralının kaldırılması UEFA’da tartışılmaya başlandı. Biz de buna öncülük ettiğimiz için mutluyuz" açıklamasında bulundu.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Milli Ekonomi Modeli uygulandığı takdirde asgari ücretin 10 bin TL olabileceğini ve kendi iktidarlarında Almanya’dan işçilerin Türkiye’ye geleceğini vaat etti.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce partisinin 1’inci olağan genel kurulunda bebek bezinde KDV’yi sıfırlayacaklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “Gençlerin ilk cep telefonu ve oyun konsolu alımlarında ÖTV sıfırlanacak. İlk internet aboneliklerinden vergi alınmayacak ve indirimli paketlere ulaşmaları sağlanacak” vaadinde bulundu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıları ülkelerine gönderecekleri vaadini verdi.
Siyasi parti temsilcilerinin bu vaatlerini İletişim Bilimci Prof. Dr. Zakir Avşar Sputnik’e değerlendirdi.
Partilerin hedefi gençler
Avşar, siyasi partilerin vaatlerinin hedef kitlesi olarak gençleri seçtiğine dikkat çekerek “Seçim yok ama seçim gelecek. Bu nedenle de siyasi partiler insanların karşısına bir takım projelerle ve bu çerçevede vaatlerle çıkmaları kadar doğal normal bir şey yok. Burada vaatlerin mahiyeti çok önemli. Vaatlere baktığımız zaman önemli bir kısmının gençliği hedef aldığını görüyoruz. Gençlerin temel ihtiyaçları nedir bunlar üzerinden gidiliyor. Bir de ekonomik sorunların öne çıktığı bir dönem. Ekonomik sorunlara işaret ettikleri bazı sembolik hususları olağan dışı şeklide büyüttükleri bir vaatler silsilesi ile karşılaşıyoruz. Bir de çok sayıda siyasi parti var. Bu yıl bile kurulan siyasi parti sayısı 17 olarak ifade ediliyor. Bunların da bir kısmı kendilerini öne çıkarmak için bize uçuk gelebilecek ama kendileri açısından bir mantık silsilesi içinde giden, en azından görünürlüklerini, tanınırlıklarını artırabilecek hafızalarda kalabilecek bir takım vaatlerle öne çıkıyorlar” ifadelerini kullandı.
Partiler görünürlüğünü artırmak istiyor
Partilerin vaatleri ile rakiplerinin önüne geçmeye çalıştığını vurgulayan Zakir Avşar “Seçime daha var ama siyasi partilerin görünürlüklerini artırmaları gerekiyor. Bu görünürlüklerini artırmaları içinde projeler ortaya koymaları gerekiyor. Geçmişte de siyasi kampanyalar olurdu. Hatta rahmetli Demirel’in Özal’a karşı fındık fiyatıyla ilgili olarak ‘o ne verecekse ben onun iki katı vereceğim’ diye bir söylemi vardı. Bunu daha fındık fiyatları açıklanmadan söylemişti. Vaatler sadece bizde değil bütün dünyada var. İnsanların oyuna ihtiyaç duyduğunuz her yerde bize çok anlamlı gelemeyecek vaatlerin bile ilgisini çekecek bir kitlenin olduğunu düşünmek lazım. 'Ofsaytı kaldıracağım' diyor mesela, futbola ilgilenen büyük bir kitle var. Bu söylem bize mantıksız geliyor ama, ofsayt durumuna çok kızan içerleyen insanlar var. Bu vaadi gerçekleştiremeyebilir. Ama bu vaatle akılda kaldıysa başarılı olmuş demektir. Bunlarla seçmenin oy vermesi çok fazla şekillenmez belki ama 127 partinin olduğu bir yerde bu vaatlerde bulunan siyasetçilerin de akılda kalıcılığı artar” dedi.