Rutgers Üniversitesi'nden siyaset bilimci Prof. Alexander J. Motyl’in dergi için kaleme aldığı yazıda, Rusya ile olası savaş durumunda NATO üyeliğinin Ukrayna'ya yardım garantisi vermeyeceğini savundu.
Avrupa'da birçok kişinin Rusya'ya karşı olumlu tutum sergilediğine dikkat çeken Motyl, barışsever Fransız ve Almanların, Ruslarla savaşta az bilinen Ukrayna'yı savunmak istemeyeceğini yazdı.
"Avrupa'da yaşam standardı yüksek, İkinci Dünya Savaşı'nın hatırası hala canlı, mutabakat eğilimi büyük, Ukrayna ise çok uzakta" diye yazan Motyl, ayrıca Avrupa ordusunun ‘ciddi askeri müdahale’ yeteneğine sahip olduğundan şüphe etti.
'Avrupa orduları perişan durumda'
Amerikalı profesör, "Avrupa ordu birliklerinin çoğu perişan durumda. Modernizasyon yok, para yok, askeri deneyim yok" ifadelerini kullandı.
Avrupa’daki ulaşım ağının eskidiğini, askeri birliklerin ve araçların aktarılması için ‘birkaç hafta, belki de ay’ gerekeceğini ileri süren uzman, silahlı kuvvetleri okyanus ötesinde bulunan ABD’den de yardım beklenemeyeceğini ifade etti.
Prof. Motyl, "Eğer Rusya ile savaş kısa sürecek olursa NATO güçlerinin Ukrayna’ya kadar ulaşamama ihtimali oldukça yüksek" ifadelerini kullandı.
Savını destekleyecek bir başka gerekçe olarak NATO'nun beşinci maddesini gösteren Motyl, söz konusu maddenin saldırı durumunda ittifak üyelerini karşılıklı yardıma mecbur ettiğini, ancak ordu birliklerinin kullanılmasını garanti etmediğini, NATO’nun her üyesinin nasıl hareket edeceğine kendisinin karar vereceğini vurguladı.
'NATO üyeliği Ukrayna için çare değil'
Ukrayna'nın NATO üyeliğinin çare olmadığını ve ülkenin güvenliğinin yalnızca kendisine bağlı olduğunu vurgulayan uzman, yine de Kiev’in Moskova'dan uzaklaşmak ve Batı'dan destek almak için ittifaka katılması gerektiğini savundu.
Eski NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Ukrayna'nın örgüte katılması için hayata geçirilmesi çok zaman alacak bir dizi kriteri karşılaması gerektiğini açıklamıştı. Uzmanlar, Kiev'in önümüzdeki 20 yıl içinde NATO üyeliği alamayacağına inanıyor.
Kırım ve Sivastopol, 16 Mart 2014'te yapılan ve yüzde 96.7 'evet’ oyunun çıktığı referandum sonrasında 18 Mart 2014’te resmen Rusya'ya bağlanmıştı. Bundan böyle Moskova ile ilişkilerin bozulduğu Kiev yönetimi, birçok kez Rusya’yı kendi içişlerine müdahale etmekle suçlamış, 2015’te ise ‘saldırgan ülke’ ilan etmişti.
Kremlin, Kiev'in siyasi ve ekonomik krizin üstesinden gelmesiyle ilgilendiğini vurgulayarak bu suçlamaları her defasında reddetmişti.