Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, “Artık karne bir yeterlilik belgesi değil formalitedir. Tüm paydaşlar süreçten koptuğu ve okullar tamamen açılamayacağı için haziran başında okullar kapatılmalı, ağustos ayı başında tüm kademelerde yüz yüze eğitime başlanmalıdır. Uzaktan öğretimin telafisi uzaktan olamaz” dedi.
Cumhuriyet'ten Figen Atalay'ın haberine göre, derneğin düşünce kuruluşu TEDMEM’in hazırladığı 'Türkiye’nin Telafi Eğitimi Yol Haritası' başlıklı raporda, kayıpların telafisinin yapılmamasının, çocukların ve ülkenin geleceğine gölge düşürme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekilerek 'Mevcut durum' şöyle anlatıldı:
- Öğrencilerimizin eşit koşullarda nitelikli uzaktan eğitime erişmeleri mümkün olmamış; eğitim sisteminde var olan eşitsizlikler derinleşmiştir.
- Öğrenme kayıpları ciddi boyutlara ulaşmış, çocuklarımızın sosyal ve duygusal gelişimleri sekteye uğramıştır.
Okulların yüz yüze eğitime kapalı olduğu dönemde özellikle bazı bölgelerde düzenli takibinin yapılamadığı öğrenciler vardır. Okulun çocukları koruyucu ve gözetici rolü kesintiye uğramıştır.Uzaktan eğitim sürecinin nitelik boyutu hiç konuşulmamış; erişilen içeriklerin niteliği ve öğretmenlerin dijital yeterlilikleri arka planda kalmıştır. Öğrenciler, öğretmenler, veliler uzaktan eğitim sürecinde çok yorulmuş, sürecin bu kadar uzamasıyla devam etme motivasyonlarını kaybetmişlerdir. Öğrencilerin eğitim-öğretim süreçleriyle olan ilişkileri hasar görmüştür. Salgın öncesinde dahi Türkiye’de hayata etkin katılım için gerekli beceri düzeyinin altında kalan öğrenci oranı azımsanmayacak düzeydedir. Ayrıca 10-14 yaş arasındaki her beş çocuktan biri “öğrenme yoksulu”dur. Bu oranların salgınla birlikte misliyle artmasından endişe edilmektedir. Sınavların kaldırılması öğrencilerin okulla olan son bağını da koparmıştır. Haziran ayı başında okullar kapatılmalı, tüm hazırlıklar tamamlanarak tüm kademelerde ağustos ayı başında yüz yüze eğitime başlanmalıdır.
'Eksikler ölçülmeli'
Okula dönüşte öğrencilerin öğrenme ve sosyal-duygusal gelişim ihtiyaçları, tanılayıcı ve biçimlendirici ölçme yaklaşımlarıyla tespit edilmeli. Sınıf tekrarı ve öğrenmenin yavaşlatılması gibi seçenekler uygulanmamalı, öğrenme hızlandırılmalı. Öğretmenler, mesleki anlamda eğitimin yeni normal sürecine hazırlanmalı ve güçlendirilmeli. Öğrenme zamanı genişletilmeli. Özel eğitim öğrencileri, salgından en çok etkilenen dezavantajlı arka plana sahip öğrenciler, düşük gelir grubundaki ailelerin çocukları, salgında eğitimden kopan öğrenciler başta olmak üzere tüm öğrencilerin öğrenme fırsatları ve zamanları artırılmalı. Öğrencilerin dış ortamlarda oyun, egzersiz, sanat uygulamaları ve işbirliğine dayalı etkinlikler aracılığıyla öğrenme ve beyin gelişimleri desteklenmeli.